Asker ve askerlik Türklerde çok önemlidir.
Önemli olduğu kadar da değerlidir.
Başka ülkelerde görülmeyen “asker uğurlamaları,” yaşamımızın ilginç ve yürekleri coşturan geleneksel törenleri arasındadır.
Savaş zamanı aileler oğullarını askere gönderirken vatana ve millete armağan ederler.
Şarkılar vardır bu yazdığımı destekleyen:
“Git oğlum git, ya gazi ol ya şehit”
Vatan ve millet evlattan daha değerlidir.
Vatan elden giderse, bayrak gönderden inerse, millet tutsak olursa evlat da anlamını yitirir.
Savaş çok özel bir durumdur.
Vatan toprağına düşman postallarının basması ise çok daha özeldir.
İşte bu durumda ölmek yaşamaya tercih edilir.
Bu gün bazı insanlar dedelerinin Çannakkale’de şehit düşmesi ile övünüyorlarsa, vatan savunmasının önemi ve değeri daha net anlaşılır.
Barış dönemlerinde ise aileler oğullarını askere gönderirken devlete emanet ederler.
Devlet bu emanetleri vatan savunması için eğitir, silah kullanamasını öğretir, sivil eğitimde pek bulunmayan bilgilerle donatır ve ailelerine geri verir.
Son yıllarda bu emanetler bayrağa sarılı tabutlarla yaşadıkları yörelere geri dönüyorlar.
Asker dönüşünün sevinç ve mutluluğunun yerini asla dinmeyecek göz yaşları, eskimesi mümkün olmayan acılar alıyor.
Silvan’da 13 evladımız daha şehit oldu. Acı ve göz yaşı tüm yurda yayıldı.
Emanetler bir kez daha sağ olarak ailelere teslim edilemedi.
“Şehitler ölmez vatan bölünmez” gibi içi boş sloganlarla ne acılar azalır ne de göz yaşları diner.
Aileler çocuklarının sıcaklığını bir daha hissedemeyecekler.
Bayramlarda, kandillerde, doğum günlerinde, şehit düşme yıldönümlerinde buz gibi mezar taşlarını okşayarak teselli arayacaklar.
Şehitlerimiz sonsuzluğa açılan kapıdan uğurlarken, kurşunların bedenlerine açtığı yaraların acıları yetmiyormuş gibi ruhları da yaralanıyor.
Uydurma bilgilerle halk kandırılıyor.
El bombası atılarak çıkan yangından söz ediliyor.
El bombaları benzin bidonlarına atılmadıkları sürece yangın çıkarmazlar.
Komando timinin pusuya düştüğü söyleniyor.
Bir yerde dinlenirken pusuya düşmüş olamazlar.
Bir komanda timinin hangi önlemleri alarak dinlenme durumuna geçeceğini bilmeyen tim komutanı yoktur.
Arazide yürürken de pusuya düşürülemezler.
Arama çalışmaları yapan bir komando timi mangal partisine gider gibi ilerlemez.
Önde, arkada ve iki yanlarda gözcülerle avcı kolu düzeninde ilerlenir.
Bir askeri tim açık arazide pusuya düşüyor ve birliğin yarısı şehit oluyorsa komando eğitimi görmemiştir veya büyük ihmal vardır.
13 evladımız şehit oldu.
Bedenlerinde kurşun yaraları ve yanıklarla acı içinde öldüler.
Halk ve şehit aileleri kandırılmadan ne olduysa doğrusu açıklansın.
Hiç değilse şehitlerimizin ruhları acı çekmesin.
Çünkü onlar neler olduğunu biliyorlar….
|