Genel Kurmay Başkanı’nın istifa mektubunu internette okudum.
Tutuklu general ve albaylarla diğer askeri personelin durumlarına çare bulunamadığı, yapılanların hukukla bağdaşmadığı ve yetkili makamların kararlarında ısrar ettikleri için istifa ettiğini yazmış.
Ordunun en tepesindeki komutanın verdiği kararın doğruluğu ve yanlışlığı tartışılır.
İstifadaki cümlelerin altı kazındığında çıkan anlamlar da göz ardı edilmemelidir.
Orgeneral Işık Koşaner ve diğer komutanlar bir ikilem içinde kalmış
İstifa veya “fiili irade koyma” arasında sıkışmışlar.
Fiili irade koymanın diğer adı da darbedir.
Yeni bir darbe, “vatana ihanet” gerekçesi dışında Türkiye’yi bitirir.
27 Mayıs 1960 darbesinden beri yıpranan ordu da Türkiye ile birlikte itibarsızlaşır.
Türkiye’yi harcamak isteyen Avrupa ülkelerine de gün doğar.
Alman gazetesi fazla beklemeden işkembesini boşaltmış.
Der Spigel tahrik edici ve çirkefçe bir başlık atmış.
“Erdoğan orduyu teslim aldı” diye yazmış.
Kimsenin kimseyi teslim aldığı falan yok.
Almanların hesapları başka.
Genetik yapılarındaki yerleşik NAZİ kafası ile Türkiye’yi AB’nin içine
almama yollarını arıyorlar.
Ordu darbe yapsa onlar da boyunlarına çan takıp oynayacaklar.
Hesapları tutmadığı için de dışarıdan orduyu tahrik etme yolunu seçiyorlar.
Der Spigel’i okuyan generaller:
“Bizi kimse teslim alamaz“ diyerek darbe yapacaklar.
Bu numarayı hıyarlar bile yemez.
Yapılan terbiyesizliğe Başbakan’ın göstereceği tepkiyi merak ediyorum.
Der Spigel son 50 yıldır Alman ekonomisine hayat veren gücün
Türk’ler olduğunu unutmuş görünüyor
Bizim gazetecilerden biri Merkel’e sormalı:
-Bir hafta içinde tüm Türk’ler Almanya’yı terketse veya Alman bankalarındaki
paralarının hepsini çekiverseler , ne yaparsınız?
Merkel en başarısız Federal Başbakanlardan biridir.
Bu soruya yanıt verecek gücü kendisinde bulamaz.
Kendi eyaletinde yapılan son seçimde 53 yıllık Hıristiyan Demokrat iktidarı yıkıldı.
Türkiye düşmanlığı Angela Merkel’e yarar sağlamadı.
Baden-Wüttemberg ve Rheinlan-Pflaz’daki seçimlerde oyları % 39’a geriledi.
İki yüzlü ve tutarsız siyasetle doğru amaçlara ulaşılmaz.
Avrupa Birliğinin üç ana ayağı vardır.
Almanya-Fransa -İtalya.
Bunların içinden sadece İtalya, Türkiye’siz bir AB’nin 2025 yılını göremeyeceğini kavramış durumda.
Fransa gibi büyük bir devlet Ermeni-Kürt kıskacında saçmalıyor.
Fransa’ya birkaç numara küçük gelen Sarkozy ülkesiyle birlikte AB’nin geleceğini de tehlikeye atıyor.
Almanya ise Türkiye’nin Orta Doğu’da bir güç olmaması için her yolu deniyor.
Der Spigel’in küstahça yorumundan sonra Necip Hablemitoğlu’nun “Alman vakıfları” konusundaki çalışması yeniden gündeme getirilmelidir.
Belki neden ve kimler tarafından öldürüldüğü de ortaya çıkarılır.
Bergama’daki altın arama şirketine savaş ilan edenlerin Almanya tarafından nasıl desteklendiği konusunda da halkımız aydınlatılır.
|