Çankaya Belediyesi ilk kez şehircilikten anlayan uzman bir başkana kavuştu.
Eski bir belediyeci ve rahmetli Vedat Dalokay’ın yakınında çalışmış biri
olarak Bülent Tanık’ın başkanlığına sevinmiştim.
Ancak iki hayal kırıklığı yaşadım.
Seçim öncesinde Bülent Tanık’ın basınla ilişkilerine Keçiören Belediye’sinde
birlikte çalıştığım Nezih Şengerze bakıyordu.
Kendini basın uleması sananlar abuk sabuk olayları getirip, bunları
haber yapmasını istiyorlardı.
Bir kaçında ben de Nezih’in yanındaydım.
O cahillere nasıl dayandığına şaşırmıştım.
Nezih Şengerze belediyelerin gördüğü en iyi basın danışmanlarındandır.
Seçimler bitti, Bülent Tanık kazandı ve Nezih’in yüzüne bile bakmadılar.
Başkan istediği kişiyle çalışır ama işe yarayanla çalışması kendi çıkarınadır.
İkinci hayal kırıklığımı TV görüntülerinde yaşadım.
Ellerinde sopalarla seyyar kovalayan Zabıtalar….
Osmanlı mahalle bekçileri ellerinde sopayla gezerlerdi.
Bu zabıtalar o dönemden kalmış olamazlar.
O kadar yaşlı görünmüyorlar.
21.yüz yılın onda biri geride kaldı. Buna milenyum falan diyorlar.
TC.Anayasası’nda hukuk devleti olduğumuz yazılı.
Anayasa’da yazdı diye hukuk devleti olunmuyor ama en azından
görüntülerde bu rezilliği dışarı çaktırmayalım.
Yüksel Caddesi’nin savaş meydanına çevrilmesi, ellerinde sopalarla
zabıtaların seyyarları dövmesi, hakaretler, caddedeki esnafın kırılan vitrinleri
Başkent Ankara’ya ve de Ankara’nın Çankaya’sına yakıştı mı ?
Ankara, modern Türkiye’nin modern başkenti değil mi ?
Cumhuriyet savcılarını şaşkınlıkla izliyorum..
Zabıtaların ellerinde sopalarla seyyar satıcılara saldırması suçtur..
Üstelik de “kamu suçudur”..
Orada seyyarlar suç işlemiyorlar ama zabıta suç işliyor.
Eli sopalı devlet memuru olmaz…
Ya sopayı bırakacak ya sırtındaki resmi giysiyi çıkaracak.
Bunları yazdım diye seyyar satıcıların varlığını onayladığım sanılmasın.
Türkiye’de 11 milyon insan kayıt dışı çalışıyor.
Seyyar satıcılar bunların başında geliyor.
Büyük kentlerin başına bela olan gecekonduların sahipleri araştırılsa
çoğunun seyyar satıcılık yaparak geçindiği hatta bazılarının zenginleştiği görülür.
Bülent Tanık’ın çağdaş bir kişiliği olduğunu biliyorum.
Bu hataları ona kim yaptırdıysa hemen görevden almalı.
O eli sopalı zabıtalar Başkan’ın hesabına yazılır.
Seyyar satıcılarla bu şekilde mücadele edilmez.
50 yıldır denenen ve başarısızlıkla sonuçlanan işi yinelemenin anlamı yoktur.
Seyyar satıcılar görüntüyü bozuyorlar, gürültü yapıyorlar, o caddedeki
esnafın girişlerini engelliyorlar.
Bunlar işin şekil yanı.
O seyyarlar vergi vermiyorlar, asıl sorun burada.
İki önemli vatan görevi vardır, vergi vermek ve oy kullanmak.
Çağırırsın vergi memurlarını ve polisi önce tüm seyyarları kayıt altına aldırırsın.
Vergi levhasını alarak kayıt altına girene de caddenim yaya trafiğini
aksatamayacak biçimde yer gösterirsin.
Her şeyi başkan düşünmez. Danışmanlar süs biberi değildir.
|