Ne kadarı doğrudur, ne kadarı değildir bilemeyiz ama son ortam dinlemesi
uzun süre konuşulacağa benzer.
Dinlemeler Genel Kurmay Başkanlarına uzandığına göre bundan sonra
ülkemizde siyasetle uğraşmak da zorlaşacaktır.
Ya da tam tersi yaşanacaktır..
Kiminki kiminkinde olacağı, özel yaşam tümüyle ortaya döküleceği günler
yakında yaşanmaya başlandığında, yasa dışılık alışkanlık haline gelecek
ve günlük olayların parçası haline dönüşecektir.
Işık Koşaner gerçekten dinlendiyse, bir süre sonra başbakanın da bazı özel
konuşmaları piyasaya dökülebilir.
Işık Koşaner dinlenmedi de, medyaya servis yapılan konuşmalar düzmeceyse
sayın başbakan iki kez korkmalıdır.
İnsanın gerçek konuşmalarının bir sınırı vardır ama düzmece konuşmaların
içinde bolca sahtekarlık bulunduğundan ahlak, utanma, terbiye,
nezaket, saygı gibi öğelere uyulmaz.
Yandı gülüm keten helva…
Yandı ki ne yandı..
Bu gün başkalarının yarı gerçek yarı sahte konuşmaları ortaya dökülünce
gereğini yapmayanlar, aynı durum kendi başlarına geldiğinde dertlerini
dinleyecek kulak, sırtlarını dayayacak duvar bulamayacaklar.
Dinleme sonucu elde edilen konuşmalarda bir cümle var ki ister gerçek
olsun isterse düzmece içeriği doğru olduğundan üzerinde durulmalıdır.
“OYAK’tan vergi alınırsa ordudan emekli olanların maaş ve
ikramiyelerinin düşeceği” konusunun da açıklanması kafaları karıştıracaktır.
Buradan çıkan sonuca göre, OYAK vergi vermiyor.
Katrilyonlarla oynayan, banka açan banka satan, yönetimine astsubayları
almayan, katıldığı yatırımlardan önemli kazanç elde eden OYAK’ın
tepesindeki generaller vergiden hoşlanmıyorlar.
İki önemli vatan hizmeti vardır.
Vergi vermek ve oy kullanmak.
Nedir ki vergi sisteminde ve bazı uygulamalarda “vergi “ kötüye kullanılmaktadır.
Dinlemeye takılan konuşmanın ardından iktidar OYAK’tan vergi
alacak bir düzenleme yapabilecek mi?
Böyle bir girişimde bulunamaz.
AK Parti iktidara geldiğinde İhsan Doğramacı’nın “aşırı ricalarını” geri
çevirmeyerek bir yasa çıkartmıştır.
Bu yasaya göre Bilkent Üniversitesi 25 yıl süreyle vergiden bağışık tutulmuştur.
Bilkent Üniversitesinin binlerce dönümlük arazisinin nasıl oldu bittiye getirilerek alındığı, Prof Dr. Tahir Hatiboğlu’nun “KARİKATÜR ÜNİVERSİTE”
kitabında tüm detaylarıyla anlatılmıştır.
Bilkent Üniversitesi devlet içinde devlet gibidir.
Nedeni açıklanamayacak bir uygulamayla 25 yıl vergi vermeyecektir.
Çok büyük paralar kazanması yeterli değildir.
Doğramacı Üniversite’nin bahçesine bir cami yaptırmış ve vergi bağışıklığını
AK Parti iktidarından kopartmıştır.
Bilkent vergi vermiyor.
OYAK vergi vermiyor.
Kamu yararına çalışan bazı kurumlara vergi bağışıklığı tanıdığı biliniyor.
Bilkent ve OYAK kamuya hangi yararı sağlıyorlar?
Birilerinin maaşlarının azalması kamu yararı sayılabilir mi?
Doğramacı ailesinin keselerini doldurmaları kimin yararınadır?
Türk halkını refah içinde yaşatmamaya kararlı Maliye Bakanı, diğer vakıf üniversitelerinin devlete ne kadar vergi ödediklerini açılayabilir mi?
|