Ankara Büyükşehir Belediyesi bilgilendirme Bülten’inin 341.sayısında
başkentin 4.kez “Türkiye’nin en yaşanabilir kenti” seçildiği yazılmış.
CNBC-e Business Dergisi araştırma yapmış ve böyle bir sonuca ulaşmış.
45 yıl önce İstanbul’dan ayrılıp Ankara’ya gelme nedenim,
bu kentin “en yaşanılır kent” olmasıydı.
Yerel yöneticilerin tüm beceriksizliklerine, kentin doğal dokusunun yok
olmasına katkıda bulunmalarına karşın Ankara’nın özelliği değişmedi.
2011’de de Ankara yaşanılır kent özelliğini taşıyor.
Ankara’nın genişleme ve imar planı çok kötü yapılsa da
yaşanılır özelliği bozulmuyor.
Bu gelişmelerde Melih Gökçek’in payı iki yönlüdür.
Önce bir konuya açıklık getireyim.
Gökçek’i kişiliği ile bir kavgam olamaz.
Başkanlığa aday değilim.
Yakınlarımın arasında aday olacak kimse bulunmuyor.
Aramızda bir husumet de yoktur.
Sadece Gökçek’in yaptıkları ve yapmadıkları ile ilgileniyorum.
Gereksiz kavgaları ve anlamsız çıkışları seveninden fazla karşısında
sevmeyen bir kitle oluşmasına neden oldu.
Son seçimde azınlığa düştü.
Artık Ankara’nın % 62’si karşısında.
Ankara gerçekten yaşanılır bir kent.
Gökçek 3 metroya birden başlayıp 15 yıl sürüncemede bıraktıktan sonra ,
bitiremeyeceğini söyleyerek hayal kırıklığı yaratacağına metroları
bitirme yolunu seçseydi “yaşanılır kent” dünya arenasına sıçrayacaktı.
Dolmuş minibüsleri, kent içindeki oto galerilerini kaldırabilse, kentin
içine o çirkin demir yığını üst geçitleri koymasa, Çankaya Belediyesi ile
kavgayı kronik hastalığa dönüştürmese Ankaralı kendisini
daha çok sevecekti.
Gökçek’in yaptığı olumlu işler de var.
Eski şehirlerarası otobüs terminalinin yerine diktirdiği Belediye
Başkanlığı Hizmet Binası başkente yaptığı en kalıcı ve değerli hizmettir.
Her biri ayrı yerlerdeki belediye hizmet birimlerini tek yerde toplayarak
Ankaralının yıllardır süren perişanlığına son verdirmiştir.
Ya Mamak çöplüğü..!
Yıllardır Ankara’nın mikrop üretme fabrikası gibi çalışan çöplüğü
enerji üreten, sebze yetişen bir altın madenine çevirtti.
Daha önce Ankara’nın havasını zehirleyen çöplerden 22.4 megavat
elektrik enerjisi üretiliyor.
Bu rakam başkentteki elektrik tüketiminin % 3’ünü karşılamaktadır.
Bu iki hizmet Ankara’nın yaşanılır kent imajına çok büyük katkıda bulundu.
Bir de Gökçek’in iyi niyetle yaptırdığı özürlü asansörleri var.
Ankaralı bunların yapılma nedenini anlayamadı.
Kendisine bunlardan birini göstermek isterim.
Bir sabah birlikte çıkalım ne olduğunu birlikte görelim.
O asansörü gösterdikten sonra Gökçek’e bir önerim olacak.
Belediye Başkanının görevi yaşanılır bir kent yaratmak kadar kentte
yaşamasını bilen kentli oluşturmaktır.
Gökçek’in kendini eleştirenlere savaş açma veya onlar yok sayma saplantısı var.
Önyargıyla, hakaretle eleştiriyi ayıracak kadar zekası olduğunu biliyorum.
Kendisini bugün alkışlayanlar ve çevresinde dönenler var ya, kalbine
ilk hançeri onlar saplayacaklardır.
Yaşarsak yıllar sonra ilk karşılaştığımda bunu hatırlatacağım.
|