11 Ağustos 2008, yer Tuzla GİSAN Tersanesi.
Filika testi yapılıyor.
Filikanın belli bir ağırlık konularak vinçle indirilmesi gerekiyor.
Gemilerin batma tehlikesi geçirmeleri sırasında yolcular filikalarla
boşaltıldığından ağırlık testi yapılmakta.
Bu testler kum torbası ile yapılması gerekiyor ama kim
uğraşacak o kadar işle.
Kum torbaları filikalara yüklenecek, test yapılacak, kum torbaları
filikalardan boşaltılacak.
Tersane sahibine yalakalık yapmayı hüner sananlar işin kolayını buluyorlar.
Filikalara işçileri bindiriyorlar.
İşçi denilen nedir ki.
Bin dersin biner..
Testi yaparsın.
İn dersin iner..
Kim uğraşacak kum torbalarıyla.
Hazır ve buyruklara uyan insan torbaları var.
Yalakalar işçileri filikaya bindiriyor.
Test bitince indirecekler ama filikayı tutan ipler havada kopunca
erken iniş gerçekleşiyor.
3 işçi ölüyor, 16 işçi yaralanıyor.
Bunları olayı anımsatmak için yazdım.
Halkımız bu rezilliği çoktan unuttu.
Cinayet gibi kazada ölenlerin ve yaralananların yakınları dışında ilgilenen de yok.
Bu arada mahkeme sürüyor.
Tutuklananlar kısa sürede serbest bırakıldı.
3 işçi ihmalden öldü diye adam tutuklanır mı?
Tutuklamanın yıllarca sürmesi için romancı veya köşe yazarı olmak gerekli.
Tersane kazasının mahkemesi sürüyor ama bu arada başka kazalar oluyor.
15 ay önce mahkeme dosyayı Adli Tıp Kurumu’na yolluyor.
Kazayla ilgili 10 kişi hakkında Kartal 1.Ağır Ceza Mahkemesi 15’er yıla
kadar hapis cezası istiyor ve ölüm nedeninin kesin olarak belirlenmesi
için de Adli Tıp’tan yardım istiyor.
Bir mucize oluyor ve Kartal Ağır Ceza Mahkemesi’nin postayla yolladığı
dosya Adli tıp Kurumu’na ulaşamıyor.
Dosya yolda kaybolmuş…
İstanbul trafiği çok yoğun.
Dosya da ilk kez dışarı çıkıyorsa, kalabalıktan yolunu şaşırmıştır.
Bir de yanlış otobüse bindiyse Iğdır Adli Tıp Kurumu’na gitmiş olabilir.
Türklerin 2000 yıldan fazla devlet deneyimi var.
Kartal’dan Adli Tıp Kurumu’na böyle önemli bir dosyayı postayla
göndermek bu deneyimle bağdaşmıyor.
Ağır Ceza kaleminden bir memur görevlendirilir, yanına bir de polis
katılır, iki saat sonra dosya Adli Tıp Kurumunda olur.
Neden postayla yollanıyor?
Kaybolması istendiği için mi ?
Şili’den ceviz, Uruguay’da sığır, Arjantin’den elma, Çin’den oyuncak geliyor.
Hepsi yerine ulaşıyor.,
Adli Tıp Kartal’a Şili’den daha mı uzak?
Geciken adalet, adalet değildir sözü çok sık yinelenir ama adaletin
hızlanması için de çaba harcanmaz.
2 saatlik yere postayla dosya gönderilerek yavaşlatılır bile…
İnsan yaşamına saygı gösterilmezse, o insan daha sonra
yapacaklarından sorumlu tutulabilir mi ?
|