TC.Başbakanı’nın BM’de yaptığı konuşmayı dinlerken, geçen aylarda
çıkan bir yazımı okur gibi oldum.
Prof.Dr. Anıl Çeçen’in BM ile ilgili bir yazısı üzerine ben de kendi
düşüncelerimi yazmıştım.
Tarih: 25 Haziran 2011
Anıl Çeçen, Birleşmiş Milletler yeniden kurulmalı, diye yazmıştı.
Kendisi bilim adamı olduğundan nezaket kurallarına uyar ve
yazdıklarını bilimsel çerçeveye oturtur.
Ben de nezaket kuralları sınırları zorlamam ama “eşeğe” doğrudan
“eşek” demeyi yeğlerim.
25 Haziran’da çıkan yazımın bir bölümü şöyleydi:
“ BM bugünkü haliyle küresel eşkiyanın elinde oyuncak durumundadır.
220 üyesi var ama yetki ABD’nin elide.
Afganistan’ı vuruyor, Irak’ı yağmalıyor, İran’ı tehdit ediyor, Suriye’de isyan çıkartıyor,
Tunus, Mısır, Yemen’de iktidar değiştiriyor.
Libya halkının üzerine bomba yağdırmak için Türkiye’yi kullanıyor.
BM, ABD’nin tetikçisi konumundan kurtarılmalıdır.
Bosna’da Müslümanlar öldürülürken “işin olgunlaşmasını” bekleyen,
Kamboçya’da Pol Pot katliamlarını görmezden gelen, Afrika’daki kabile
cinayetlerini umursamayan bir örgüt dünya devletlerini temsil edemez.
Kara mayınlarının tümüyle yok edilmesini ön gören Ottowa anlaşmasını imzalamayan,
Ozon tabakasındaki büyüyen deliğe karşı alınacak önlemlere katılmayan
ABD’nin BM’den atılması gerekirken, birinci derece söz sahibi olması
insanlık adına işlenen bir suçtur.
Anıl Çeçen tam olarak bunları yazmamış ama diplomatik ve bilimsel bir
üslupla gönderme yapmış.
Anıl Çeçen hoca köşe yazısı deneseydi, Türkiye’de bir numara olmakla kalmaz,
ünü sınırlarımızı aşar ve çok sayıda ülkenin basınında yer alırdı.
Burada kimseyi eleştirmek istemiyorum.
Köşe yazarlarının çoğunun yerellikten kurtulamaması sığlıklarından kaynaklanıyor.
İşte tam burada Anıl Çeçen’e kızıyorum.
Bilimsel makaleleri uzun tutabilir, o yazılarını belli çevreler okur.
“BM Yeniden Kurulmalıdır “ gibi yazıları herkesin okuması gerekir.
Türkiye ile dünyanın gelecekteki siyasal ve sosyal yapısını biçimlendirecek çok
önemli bir yazı arşivlerde kalmamalı.”
Başbakan bizleri okuyup da o çıkışı yaptıysa kendisine teşekkür ederim.
Okumadan, kendiliğinden söylediği konuları saptadıysa da kutlarım.
Ortada bir “Birleşmiş Milletler” yoktur.
Fakat varmış gibi görünüyor.
BM Genel Kurulu’nun aldığı kararları kimse takmıyor.
İsrail ise BM ile dalga geçiyor.
BM’nin ciddi bir yaptırım gücü olsa Kudüs’teki İsrail İşgalini kaldırtır.
Tibet’i Çin işgalinden kurtarır.
Kurtarma eylemini hiç yapamadığı gibi yalan üzerine kurulu
senaryoların baş rolünü üstleniyor.
Başbakan Erdoğan nasıl görmüşse görmüş ama BM’nin ABD’nin
taşeronu olduğunu anlamış.
Konuşmasında sıraladıkları tümüyle doğruydu.
Söyledikleri ile bundan sonraki duruşu bir birini tamamlayabilirse
Türkiye dünyanın lider devletleri arasında yer alabilir.
Türkiye’nin konumu ile de gurur duyarız.
Dünyanın gerçek bir birleşmiş milletler örgütüne ihtiyacı var.
|