ABD askerlerinin güneydoğuda konuşlanarak Irak'a saldırması TBMM'de
engellendiği zaman, günlük küçük çıkar peşinde koşan ucuz insanlar bundan
rahatsız olmuşlardı.
Evlerini, arazilerini, depolarını kiralayanlarla, bar, pavyon, genelev sahipleri,
fahişeler ile güneydoğuda kurulacak Kürdistan hayalindekiler, ABD'nin gönüllü uşakları,
hainliği meslek edinenler askerlerin gelmemesine çok üzülmüşlerdi.
Geliş tarihleri belli fakat gidiş tarihleri bilinmeyen 185 bin tam teçhizatlı ABD
askerinin konuşlanmasına Kurtuluş Savaşı geleneği olan TBMM izin vermemişti..
185 bin ABD askeri güneydoğuda konuşlansaydı ne olurdu ?
Bir PANAMA öyküsü ile belki ne olabileceğini anlarız.
1800'lü yıllarda Panama diye bir devlet yoktu.
Panama'yı bir koloni olarak 1519 da Pedro Adrias Davila kurdu. 1563 de Peru'ya bağlandı.
1819 da Büyük Kolombiya 'ya bağlı bir kent oldu.
Fransızlar Panama Kanalını açmaya başlayınca ABD bu bölge ile ilgilenmeye başladı.
Kanalın gelecekteki konumunu saptamak için Kolombiya Cumhuriyeti temsilcileri ile anlaşma yaptılar.
Fakat başkent BOGOTA'daki Kolombiya Kongresi ABD'ne istedikleri toprakları ve
ayrıcalıkları vermeyi reddedince anlaşma onaylanmadı.
1903 Kasımında ABD, üzerinde geniş haklar istediği bu topraklarda yaşayan
halkın isyan çıkarmasını sağladı.
Baş kaldıranlar Kolombiya Devletinden ayrılarak Panama Devleti'ni kurduklarını açıkladılar.
Orada bulunan ABD gemileri, ayaklanmayı bastırmaya gelen Kolombiya askerlerinin
kıyıya çıkmalarını engellediler.
Washington yeni kurulan devleti hemen tanıdı.
Bu yeni devlet de, 10 mil derinliği olan bir koridorda ABD’ne geniş haklar tanıyan bir anlaşma imzaladı.
ABD bu anlaşmaya göre Panama kanal bölgesi ile birlikte Panama körfezindeki beş adayı da aldı.
Dönelim Güneydoğu'muza ;
Diyelim ki meclisten teskere geçti ve 185 bin ABD askeri bölgeye yerleşti.
Bir süre sonra PKK bu bölgede bir isyan çıkardı ve Türkiye'den ayrılarak
Kürdistan Devletini kurduğunu açıkladı.
Orada bulunan 185 bin veya daha fazla ABD askeri de, Türk askerlerinin
bölgeye girip isyanı bastırmasına engelledi.
Kürtler bağımsızlıklarını ilan ediverdiler.
Kurulacak Kürt devletini ilk tanıyan ABD olurdu.
ABD, Türkiye'nin dostudur diye yırtınanlar bilmelidirler ki, devletler arasında
asla dostluk olmaz.
Sadece çıkar birliği veya zıtlığı vardır.
Ne kadar büyük bir tehlike atlattığımızı bilmem anlatabildim mi ?
Biraz içiniz kararacak ama bu tehlike devam ediyor.
Fahişelerin yurt sorunları yoktur fakat ulusların vardır.
Ülke sorunlarına da yurtsever gibi yaklaşmak gerekir.
Son 5 yılda ısıtılıp ısıtılıp servise sunulan bir haber var.
“NAPOLİ’deki NATO üssü URLA’ya taşınacak” mışşşşşşşşşşş
NATO üssü, ABD üssü demektir.
Bu üslerin bazı yerlerine bizim ordu komutanlarını bile sokmazlar.
Son günlerde perdenin önü iyice karıştı.Görünmeyen yerde neler oluyor?
Yeni bir PANAMA serüveni mi ayarlanıyor?
NOT : Bu yazı 2005 yılında çıkmıştı.
25 Şubat 2003 yılında meclise gönderilen, “Türk Silahlı Kuvvetlerinin
yabancı ülkelere gönderilmesi ve yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de
bulunmasına “ ilişkin tezkere 1 Mart’ta TBMM’de yeterli oyu alamadığı için reddedilmişti.
Genel Kurmay Eski başkanı İlker Başbuğ geçen hafta Tv’de yaptığı konuşmada
tezkerenin kabul edilmesi gerektiğini savundu.
İyi ki emekli olmuş. Bu kadar sığ düşünceli bir general Türk ordusunun başında bulunmamalı.
Kendi toprakların ı yabancı güce teslim edip, başka ülkeye 40 km girmenin neresi sağlıklıdır?
|