Yine terör, yine 24, 26 veya 28 şehit.
Hemen suçlu aramaya başlandı. Kimler suçlu olabilir?
Kimlerin suçlu olduğu kimsenin umurunda değil.
Birileri vicdanlarını rahatlatmak için suçlu bulmaya çalışıyor.
Başbakan suçlanıyor. İç İşleri Bakanı suçlanıyor.
Silahlı kuvvetler suçlanıyor.
Bölgede görev yapan komutanlar suçlanıyor.
iktidar top yekun suçlanıyor.
Diyelim ki bunların tümü suçlu, sorun çözülüyor mu?
AK Parti iktidara geldiğinde Abdullah Öcalan’ı ve PKK’yı kucağında buldu.
9 yıldır bu belanın üstesinden gelemediyse bunda muhalefetin payı çok büyüktür.
AK Parti acemice davranmıştır, hatalı işler yapmıştı, açılım yapmak için yanlış zaman seçmiştir.
Açılımın adını yanlış koymuştur.
Seçimlerdeki % 10 barajında direnerek kendini küçük düşürmüş, yasaları alay konusu olmasına neden olmuştur.
Baraja rağmen iki dönemdir PKK’nın uzantıları TBMM’de gurup kuracak sayıyı bulabiliyorlarsa, seçimlerin üzerinde terörün, tehdidin ve meydan okumanın gölgesi bulunmaktadır.
Diyarbakır’da 4 bağımsız milletvekili seçiliyorsa, burada seçim
güvenliğinden söz edilemez.
Çok kişi ve kurum suçlanabilir ama bu suçlamaları muhalefet yapamaz.
Özellikle MHP hiç yapamaz.
Devlet Bahçeli teröristlerle pazarlık yapılmaz, konuşulmaz, masaya oturulmaz diye bağırıp çağırıyor.
PKK ile konuşanları ve konuşacakları hain ilan ediyor.
Yüreği yetiyorsa bu konuşmayı Çarşamba günü şehit düşen askerlerin ailelerine yapsın.
PKK ile konuşulmakta geç bile kalınmıştır.
1990’lı yıllarda gerekli konuşmalar yapılsaydı binlerce asker, polis, korucu, sivil yurttaş ölmeyeceklerdi.
Yaratılması en zor ve pahalı değer insandır.
Yerle bir olan bir gökdelen iki yılda yeniden dikilir ama insanın yetişkin olabilmesi için 20 yıl gerekiyor. Fazlası var eksiği yok
20 yaşında hazır insan üreten makine daha yapılamadı.
Güneydoğu’da ölen gençler fabrikada üretilerek oralara yollanmıyor.
Tümü normal insan üretimi yolunu izliyorlar.
Sevgiyle, özenle, yokluklar içinde, zaman zaman göz yaşlarıyla ve en azı 20 yıllık emekle yetişiyorlar.
Bir gün ailelerin kapıları çalınıyor ve şehit haberleri veriliyor.
Şehit haberi vermek çok zordur. Ya almak….
Haberi veren akşam ailesinin ve çocuklarını yanına gider.
Üzgündür ama ateş onu yakmamıştır.
Ailesini de yakmamıştır.
Şehit haberini alanlara gelince…
İşte burada kelimeler yetersiz kalır.
Son faciadan sonra yöneticiler gereğini yapacaktır.
Askeri birlikler harekete geçecek, uçaklar havadan vuracak ve onlarca terörist ölecektir.
Silaha silahla karşılık vermek doğaldır.
Sonra ne olacak? Şehitlerin sonu gelecek mi?
Bırakalım anlamsızca suçlu aramayı da, ortak düşünce ile bir çözüm bulalım.
Böyle durumlarda devleti yönetenlere destek vermek kaçınılmaz bir vatan görevidir.
|