Kültürümüze katkılarıyla cumhuriyetin unutulmazları arasında yer
alan Hasan Ali Yücel’in oğlu Can Yücel hayatı şiirleştiren büyük bir ustadır.
Dünya klasiklerini dilimize çevirterek halkımızı kitapla barıştıran
Hasan Ali Yücel, düzgün yaşamıyla da bir siyasetçinin nasıl olacağını
göstermiştir ama bugüne kadar bunu görenlerin sayısı çok azdır.
Can Yücel babasının oğlu olabilmiş midir?
Abarttığım sanılmasın ama sağlam kişiliği, inatçılığı, kararlılığı,
dürüstlüğü ile babasını geçmiştir.
Can Yücel çok iyi bir Kültür Bakanı olabilir di.
Bir kez Özgürlük Ve Dayanışma Partisinden aday oldu.
Siyaseti sevdiği söylemez.
Kullandığı kaba fakat samimi dil ile Türk şiirine farklı bir tarz kazandırmıştır.
Can Yücel sıra dışı yaşamını şiirlerine de yansıtmıştır.
Taşlamaları ve toplumsal duyarlılığın öne çıktığı şiirleri yüzünden
kovuşturmaya uğradı ama inatla yoluna devam etti
Bu arada da dilimize çevirdiği kitaplarla babasının başlattığı kültür
açılımını başka boyutlarda sürdürdü.
30 kitabı yayınlandı.
Şiir kitaplarını karıştırırken Can Yücel’in çok sevdiğim bir şiirini
buldum ve okurlarımla paylaşmak istedim.
Bazı insanlar kendileriyle dalga geçer ama kimse bunu
Can Yücel gibi ustalıkla yapamaz.
İşte o güzel şiir:
* * *
"şunları bir araya toplayayım.
Bir güzel muhabbet edelim" diye düşündüm.
Mutfak işinden de anlarım. Donattım sofrayı. Bayağı uğraştım. Hepsinin, ayrı ayrı ne yemekten,
ne içmekten hoşlandığını iyi bilirim. Bayağı da para gitti.
Birinin yediğini öbürü yemez. Ötekinin içtiğini beriki içmez. Dört kişilik sofra kurdum. Mumları da yaktım. Bak hepsi, Erick Satie severdi. Hatırladım. Müziği de ayarladım. Geldiler. 20 yaşında ben, 35 yaşımda ben, 40 yaşımda ben ve bugünkü ben dördümüz. Birden 20 yaşımı, 35 yaşımın karşısına oturttum. 40 yaşımın karşısına da, ben geçtim. yirmi yaşım, otuz beş yaşımı tutucu buldu. Kırk yaşım ikisinin de salak olduğunu söyledi. Yatıştırayım dedim. "Sen karışma moruk" dediler.
Büyük hır çıktı. Komşular alttan üstten duvarlara vurdular. Yirmi yaşım kırk yaşıma bardak attı. Evin de içine ettiler. Bende kabahat. Ne çağırıyorsun tanımadığın adamları evine ...
|