Sık sık tarihimizden kopukluğumuzu, geçmişe ilgisizliğimizi yazıyorum.
Yaşadığımı coğrafyadaki tarihimiz Selçuklular ve Osmanlı tarafından
Büyük Roma'nın üzerine, onun da motiflerinden yararlanılarak örülmüştür.
Her ulus tarihsel köklerini iyi bilmelidir.
Bunları yazarken birden kafamda şimşekler çaktı.
Kafamı mutfak dolabına vurmuş olabilirim.
Bu darbeden sonra beynimdeki kılcal damarlara kan gitmiş olacak ki aklım yerine geldi.
Ben tarihsel kökler diye derinlere dalarken, tarih yapraklarının
bile yalan rüzgarında savrulduğunu anladım
Yakın tarihimiz yalan ve yanlışlarla örtülmüşken, yüzlerce yıl
öncesine gitmek fantezidir.
İşte size dört yalan ve gerçekleri :
1- Çok partili düzene geçildikten sonra yapılan 1946 seçimlerinde CHP'nin sandıktaki oyları değiştirdiği, seçimi Demokrat Parti kazandığı halde iktidarı vermediği kuyruklu bir yalandır.
1946 seçimleri sonunda, CHP 396, DP 62, bağımsızlar 7 milletvekilliği kazanmışlardı.
Demokrat parti örgütlenmesini tamamlayamadığı için bu seçimlerde
sadece 186 aday gösterebilmiştir.
Adaylarının tümü seçimleri kazansa bile DP'nin iktidara gelmesine olanak yoktu.
Meclisteki toplam sandalye sayısı 465 tir.
Fakat bu yalan 60 yıldır söylenegelmektedir.
2- 14 Mayıs 1950 seçimlerinde halkın Demokrat Parti'yi iktidara getirirken CHP'yi de ezip geçtiği palavrası kuyruğu kısadır ama kötü uydurulmuş bir yalandır.
1950 seçimleri sakat sistemin doğurduğu bir sonuçla karşımıza çıkar.
Demokrat Parti'nin CHP 'yi ezdiği masalının gerçeğine bakıldığında
durumun hiç de öyle olmadığı anlaşılır.
Demokrat Parti : 4.242.381 oy alırken, CHP : 3.165.095 oy almıştır.
Her yedi seçmenden dördü DP'ye, üçü ise CHP'ye oy vermiştir.
Bunu neresi ezici zafer ?
3- IMF ve Dünya Bankasının DP iktidarı tarafından başımıza
bela edildiği de başka bir yalandır.
Türkiye, hem dünya Bankası'na hem de IMF'ye 11 Mart 1947 yılında üye olarak katılmıştır.
Reisicumhur İsmet İnönü, Başvekil Recep Peker, İktisat Vekili Tahsin Bekir Balta
bu kötü serüvenin baş mimarlarıdır.
4- Demokrat Parti'nin Türkiye'yi ABD'ye teslim ettiği de çirkin bir yalandır.
DP bu süreçte CHP'nin açtığı kapıyı ardına dayamıştır. O kadar..
.Buna da şaşmamak gerekir.
Celal Bayar CHP'nin başbakanlarından, Menderes'te milletvekillerinden değil miydi ?
Ülkemizi ABD'ye teslim eden antlaşma 12 Temmuz 1947 de
Milli Şef İsmet İnönü'nün Dış İşleri Bakanı Hasan Saka ile
ABD Ankara Büyük Elçisi Edwin.C Wilson arasında imzalanmıştır..
CHP Genel Başkanı, sık sık :
- Biz cumhuriyeti ve devleti kuran partiyiz, diyor.
Görüldüğü gibi hepsi o kadar değil.
1923-1938 yılları arasında yapılanların çoğu 1939 -1950 arasında ters yüz edilmiştir.
Bunları da yapan CHP'dir.
Son 60 yılda olanlar iyice çarpıltılmış ve yakın tarihimiz yalan rüzgarına çevrilmiştir.
Bende Selçuklulardan, Osmanlıdan yazıyorum.
Önce yakın tarihin üzerindeki sisleri dağıtmak gerekmez mi ?
Cumhuriyet ayakta durabilmek için Osmanlıyı ve dönemini
karalama yolunu seçti.
İlk bakışta bunun yanlış olduğu sanılır.
600 yıllık bir sistemi değiştirip yerine yenisini koyma işini o günün
koşullarında değerlendirmek gerekir.
2011 Türkiye’sinden değerlendirme yapmak kolaydır.
Asıl tuhaflık, cumhuriyet dönemi ile ilgili konularda doğrularla yanlışları ayıramamaktır ve bunun savunulur yanı da yoktur.
|