30 Kasım 2011 itibariyle Türkiye'de yasaklanan kitap sayısı ne kadardır?
Bu sorunun yanıtını benim kadar AB ülkeleri de merak ediyorlardır.
Geçen yıllarda bir ara SOSYOLOJİ SÖZLÜĞÜ'nü yasaklamışlardı.
Yıllardır kitaplar yasaklanır, ekranlarda “suç kanıtı” olarak gösterilir, kitap yamyamlarınca yakılır.
Bu kitapları kimler neden yasaklarlar ?
Bu sorunun yanıtı resmi olarak şöyle verilir :
- Halkımızı zararlı fikirlerin etkisinden korumak için uzmanların verdikleri raporlar doğrultusunda yetkililer yasaklar.
Demek ki bizim insanlarımız her okuduğunun etkisinde kalarak sapıtacak kadar salak.
Tanrı vergisi akılla donatılmış bazıları ise tüm kitapları okuyorlar.
Aralarında zararlı olanları ayırarak halkı koruyorlar.
21. yüzyılda bu kafayla yol almaya çalışıyorsak bu yüzyılın sonunu zor getiririz.
Kitap yasaklamayı marifet sayanların çoğu Atatürkçü olduklarını öne sürerler.
Anıt Kabir'e gidip rahmetlinin okuduğu kitaplara baksalar, bunların müzede sergilenmesini de yasaklayabilirler.
Kitap yasakçıları engizisyon artıklarıdır.
Kitapların neden toplanıp yakıldığını, neden yasaklandığını,
Tv ekranlarında suç kanıtı olarak neden gösterildiğini anlamamak için gerçekten salak olmak gerekir.
Bu işin tezgahçıları ; neredeyse her caddeye, sokağa , tesise Atatürk adı verme, her apartman kapısına büst dikme yarışında olanlardır.
Çünkü bu gibi işler kimseye zarar vermez.
Hatta zaman içinde olumsuz tepkiler bile meydana gelebilir.
O zaman kitaplardan neden korkuluyor ?
Bu halkın içinden yeni Mustafa Kemal’ler çıkmasından çekiniyorlar.
Heykeller, büstler, caddeler bunların defterini düremez ama yeni çıkacak Mustafa Kemaller büyük tehlikedir.
Yurt topraklarının ayağımızın altından kayması bazıları için önemli değildir.
Çoğunun yabancı bankalarda stoklanmış paraları, dünyanın çeşitli kentlerinde en lüksünden konutları bulunuyor.
Yurt uğruna içleri titreyenler, gerektiğinde onun için canlarını verenler, genelde yiyeceklerini alın teriyle kazananlar arasından çıkar.
Kitaplardan uzak durulması, ara sıra toplanıp yakılması, yazarların cezaevlerine tıkılması , bilinçlenmeye karşı yaratılmak istenen korkunun alt yapısıdır..
Kitap, kültür demektir. Bilgi demektir.
Gezmeden dünyayı ve insanları tanımak demektir.
Bunlar insana yurttaşlık bilinci kazandırır ki, kof siyasetçiler için bu durum karabasan gibidir.
Ülkemizde 100 milyon cep telefonu olduğu söyleniyor.
Kişi başına birden fazla telefon düşerken 14 kişiye bir kitap düşüyor.
Sınırlarından içeri günlük gazete girmeyen yerleşim birimlerimiz var.
Sözde aydınlanma çağında yaşıyoruz.
Dünyanın en zengin, en güzel toprakları üzerinde yaşayıp da bunun anlamını kavrayamamış, değerini bilememiş olmanın ayıbı yetmiyor, kitap düşmanlığı tüm hızıyla sürdürülüyor.
Yüzyıllara damgasını vuranlar bilinçli toplumlardır.
Kitap yasaklayıp yakanlar kendi cehennemlerinin ateşini hazırlarlar.
Köylüler arasından polisin, jandarmanın kitap düşmanlığı sosyolojik dışa vurumdur.
TUBİTAK, okumuş kişiler topluluğudur.
Bu kuruluşun başkanı Darwin’i yasaklamıştı.
Bir bilim adamı, dünyayı aydınlatmaya yaşamanı adamış başka
bilim adamının ölüsüne bile savaş açıyor.
Fakültelerde her koridora 10 profesör düşen bir ülkenin bilimsel araştırma kurumunun başkanından daha fazlası beklenir.
Yakında , Arşimet, Galile, Kepler, Pastör, Robert Koch yasaklanırsa kimse şaşırmasın.
Özellikle hastalıklara karşı “aşı” bulanlar öncelikle yasaklanmalıdır.
Tanrı’nın verdiği hastalığı aşıyla ortadan kaldırmaya kalkmak, onun işine karışmak değil midir.
Bu günahkarları ! öğrenmesek de olur??????????????????
|