Müftülerimizden biri Noel Baba için biraz tuhaf şeyler söylemiş.
İlk duyduğumda çok güldüm.
Medyamız da tepkiyi abarttı.
Diyanetin müftü hakkında soruşturma açtığını duyunca da çok şaşırdım.
Daha sonra böyle bir soruşturma olmadığı konusunda açıklama yapıldı.
Eğer soruşturma açılsaydı, müftünün açıklamasından daha gülünç
bir durum ortaya çıkardı.
“Noel Baba doğru bir adam olsaydı bacadan değil kapıdan girerdi diyen” müftünün söyledikleri geçen yıllarda Sait Yazıcıoğlu’nun bir açıklamasını hatırlattı.
Yazıcıoğlu demişti ki:
“ Din ve eğitim köylülüğe bırakılamaz. Bu iki alanda diploma kadar görgü de önemlidir”
AK Parti’nin akil milletvekillerinden olan Yazıcıoğlu aday gösterilmeyerek dışlandı.
Diyanet İşleri Başkanlığı da yapan Sait Yazıcıoğlu bir şey daha söylemişti.
“ Avrupa Birliği kapısındaki Türkiye, Sorbon mezunu papazların
karşısına imam hatip bitirmiş hocalarla çıkamaz”
Tüm yurttaşlarımız tarihlerini bilmelidirler ama müftü daha iyi bilmelidir.
Çünkü Noel Baba bu coğrafyada doğmuş, yaşamış ve ölmüş bir Aziz’dir.
Noel Baba’yı tanımayanlar için önce küçük bir tanıtım yapalım:
Noel Baba günümüzden 1700 yıl kadar önce, Akdeniz kıyısındaki Patara’da doğmuş.
Hayatı boyunca da, Patara’nın yakınındaki Demre’de yaşamış.
Bu iki antik kent, bu gün Antalya ilimizin sınırları içindedir.
Antalya antik kentleri, Kaleiçi’ndeki eski evleri, altın kumlu plajları, başı
bulutlarda Toros Dağları, yemyeşil yaylaları, çağıldayan şelaleleri,
portakal ve muz bahçeleriyle ünlü, turistik bir kentimizdir.
O zamanlar Patara, bir liman kentiymiş.
Bu kentte, buğday ticareti yapan zengin bir aile yaşıyormuş.
Bu ailenin çok güzel bir evi, evin de cennet gibi bir bahçesi varmış.
Bahçede çok çeşitli ağaç ve çiçek yetiştiriyormuş.
Çiçekler çevreye mis gibi kokular yayıyorlarmış.
Günlerden bir gün bu ailenin oğlu dünyaya gelmiş.
Adını Nikolas koymuşlar.
Nikolas, “zafer kazanan kahraman” anlamına geliyormuş.
Bu görkemli evde Nikolas, zenginlik ve mutluluk içinde büyümüş.
Fakat daha çok genç denebilecek bir yaşta, ansızın anne ve babası ölüvermiş.
Ailesinin tüm serveti ona kalmış.
Bunca servetle ne yapacağını düşünen Nikolas, sonunda çevresindeki
yoksul insanlara yardım etmeye karar vermiş.
Zenginliğini ihtiyacı olanlarla paylaşarak, hem yoksulları sevindirmiş,
hem de kendisi mutlu olmuş.
Evini de satıp, daha küçük bir evde yaşamaya başlamış.
Görüldüğü gibi Noel Baba bizim bir yurttaşımız.
Türklerden çok önce bu topraklarda yaşamış.
Müslümanlık ortada yokken “komşusu açken tok yatan bizden değildir”
kuralını uygulamış.
“Din adamı” olmak, kişinin sadece kendi dinini bilmesinden
çok daha kapsamlı bir görevdir.
Dinler bir zincirin halkaları gibidirler.
Aralarında önemli bağlar vardır.
Nedir ki, insanların sevgiyle kucaklaşmasına öncülük etmesi gereken
dinler tarihin en kanlı savaşlarının da nedenidirler.
“En iyisi benim dinimdir” diye yola çıkarak kendinden olmayanı vahşice öldürenler Tanrı’nın sevgisinden yararlanamazlar.
Bir kişiyi hiç tanımadan ona saldırmak, din adamlığı ile ne kadar bağdaşır?
Ben müftünün söylediklerine çok güldüm.
Noel Baba da gülüyordur.
|