Kenan Evren ile Tahsin Şahinkaya haklarında dava açılacağını
duyunca çok üzülmüşler.
Kendileri çok hassas kişilerdir.
Adaleti sağlamak için bir soldan, bir sağdan gençleri astırınca üzülmezler.
Yüzlerce genç bazı sıkı yönetim görevlilerince öldürülüp kimsesizler
mezarlığına gece karanlığında gömülünce üzülmezler.
Askeri cezaevlerinde binlerce genç işkenceyle sakat bırakılınca üzülmezler.
Mahkum olan binlerce gencin cezalarını temyiz etme haklarını
ellerinden alırken üzülmezler.
Öğrencileri okullarından, çalışanları işlerinden ederken üzülmezler.
Mustafa Kemal’in “en büyük eserimdir” diye övündüğü Millet Meclisinin
kapısına kilit vururken üzülmezler.
Cumhuriyeti yıkarken üzülmezler.
Türkiye’yi dünyaya rezil ederken üzülmezler.
Kendilerinden bunların hesabı sorulacağını duyunca üzülürler.
Üzülmekte çok haklılar.
Sadece ikisini yargılamak büyük haksızlıktır.
12 Eylül darbesinin başbakan yaptığı Bülent Ulusu neden yargılanmıyor?.
30 Ağustos 1980’de emekli olduğundan darbenin içinde yer alamamıştır.
Darbe Temmuz’da yapılsaydı Bülent Ulusu kadrodaydı.
Bülent Ulusu’nun kurduğu hükümetin yaşayan üyeleri yargılanmayacak mı?
Darbecilere bakanlık yaparak hizmet etmenin bir bedeli olmalı.
Bu yargılamadan bazı maskaraların ikinci Atatürk dediği Turgut Özal da
payına düşeni alırdı ama ölüm kurtarıcısı oldu.
İstanbul, Ankara, Diyarbakır sıkı yönetim komutanları neden yargılanmıyorlar?
Darbenin olgunlaşmasında az mı hizmetleri geçti.
Askeri cezaevi komutanları, buralarda çalışan subaylar, astsubaylar,
çavuşlar, onbaşılar ve tutuklu gençlere işkence yapmaktan, hakaret
etmekten, onları tacizden zevk alan bazı erler hesap vermeyecekler mi?
Askeri cezaevlerinde yatan herkes bir veya birkaç işkencecinin adını almıştır.
Zamanın Ankara Emniyet Müdür Kemal Yazıcıoğlu hesap vermeyecek mi?
78’liler Federasyonu üyesi Ruşen Sümbüloğlu bu konularda çok
sayıda açıklama yaptı.
Mahkemeye çağrılırsa çarpıcı olaylar anlatacaktır.
12 Eylül sadece bir darbe değildir.
İnsanların, özellikle de üniversiteli gençlerin siyasetten ve ülke sorunlarından koparıldığı, onurlarla gururların ayaklar altında çiğnediği toplumsal bir katliamdır.
Başta Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya olmak üzere 12 Eylül darbesine
hizmet edenlerin tümünden hesap sorulmalıdır.
Yargılamaların, yaşları 90’lara erişmiş iki yaşlı darbeciyle sınırlı kalması
halkın acıma duygularını tahrik ederek 12 Eylül darbesinin
aklanmasını sağlamak olmamalıdır.
1980’den beri çocuklarını arayan annelere biber gazı sıkarak, itip kakarak,
bu acılı kadınları tehdit ederek cinayetler unutturulamaz.
Acılar eskimez ve unutulmazlar.
Çocuklarının mezarlarına çiçek koyamayan annelerin acısını hafife almak,
insanlık için silinmeyecek bir yüz karasıdır.
Mustafa Muğlalı 33 kaçakçıyı kurşuna dizdirdiği için kışladan adını sildiler.
Kenan Evren bir ülkenin geleceğini yok etti.
Ülke gençliğinin yurtseverliğini kazıdı.
Bu darbecinin adını taşıyan meydan, yol, sokak, okul varsa derhal silinmelidir.
Evren ve Şahinkaya açılan davaya çok üzülmüş olabilirler.
Başkalarının ne düşüneceğini bilmem ama ben bu ikisinin son yıllarını cezaevinde geçirdiklerini görürsem hiç üzülmeyeceğim.
Yaşlılık suçlu sığınağı değildir.
|