Adalet Bakanı 3.üncü yargı paketini açıkladı.
886.5 liranın altına icra takibi kalkacakmış.
Çekte hapis yatılmayacakmış.
Kaçak elektriğe dava açılmayacakmış.
Molotof kokteyli silah kapsamına alınacakmış.
Ameliyatlarda alınan bıçak parası rüşvete girecekmiş.
Ehliyetsiz araç kullananların cezasını vali verecekmiş.
Petrol hattı korunacakmış.
Basın davalarına erteleme gelecekmiş.
Bunlar iyi gelişmeler gibi görünüyor ama tartışmaya açıklar.
İçlerinde bir tanesi var ki, yılların utancını taşıyor.
Adalet Bakanlığı 6 aylık geçiş süreci içinde 23 bin kitabın yasağını kaldıracakmış.
2012 yılındayız ve ülkemizde 23 bin kitap yasaklı durumda.
Bu kitapların bir listesi ve hangilerinin ne zaman yasaklandığı kitap
halinde yayınlanırsa ülkemizi yıllardır yönetenleri daha yakından tanırız.
23 bin yasak kitabın günahı AK Parti’ye yüklenemez.
Adalet Bakanı kendi dönemlerinde yasaklanan kitap sayısını
hemen açıklamalıdır.
Hatta başbakanların dönemlerine dağılan yasaklama listesi daha şık olur.
23 bin kitap çok büyük ve utanç verici bir rakam.
Kitaplar neden yasaklanır?
Kitapları kimler okur, nasıl değerlendirir, okuyanlara zarar vereceğini
hangi özel yetenekleriyle anlayıverirler.
Veba, kolera, tifüs gibi salgın hastalığa dönüşen kitap yasaklaması.
Bu kadar kitabı yasaklayan iktidarları halk bilmelidir.
Yasakları koyanların demokrasi nutukları atanlarla, özgürlüğü savunanlarla
aynı kişiler olduğu görüldüğünde yaşanılan sahtekarlık daha iyi anlaşılacaktır.
Milli Şef İnönü döneminden günümüze kaç kitabın yasağı taşınmıştır?
Menderes, Demirel, Ecevit, Özal, Çiller, Yılmaz dönemlerinde
yasaklanan kitaplar hangileridir?
Cuntacıların yasaklarını sıralamaya koymuyorum.
Adamların beyinleri çalışsaydı darbe yapmazlardı.
Darbeciler kitap yasaklarlar.
Darbelerden sonra gelen sivil yönetimleri bu yasakları sürdürmesi savunulamaz.
Sivillikleriyle övünenler yasaklanan kitaplarla ilgilenmedikleri
gibi darbecilerin çıkardıkları demokrasiyi engelleyen yasalara bile
tüm içtenlikleriyle dört elle sarılmışlardır.
İktidara gelene kadar yakındıkları her uygulamaya sahip çıkmışlardır.
Bunların içinde artık komediye dönüşenler var.
Seçimlerden 3 ay önce Adalet, İçişleri ve Ulaştırma Bakanlarının
istifa ederek yerlerine “tarafsızların” getirilmesi bunlardan birisidir.
27 Mayıs darbecilerinin anayasaya koyduğu bu kural 50 yıldır değiştirilmiyor.
Bu üç bakan istifa ediyor.
Son seçimde yine istifa ettiler.
Yerlerine tarafsız üç kişi atandı.
İstifa eden bakanların müsteşarları…
Dünya bu komediyi izliyor ama siyasetçiler utanmayı çoktan unuttuklarından
darbeci yanlışlığı düzeltilmiyor.
Bir başka darbeci yasasının koyduğu seçimlerdeki % 10 utanç barajı duruyor.
Özal, Demirel, Çiller, Ecevit dokunmadılar.
Erdoğan özenle koruyor.
23 bin kitap yasağının utancı da bunlara eklendiğinde, insani değerler sıralamasında Türkiye’nin 169 ülke arasında 83. sırada yer alması yadırganmamalıdır.
Bir kitap yasağı bile büyük utançtır.
Bizimkini 23 binle çarpınca ortaya ne çıkar?
|