Tokaç’ın sözlük anlamı:
Çamaşır yıkarken kullanılan, tahtadan, yassı tokmak.
Köylerde kadınlar çamaşır yıkarken kullanırlar.
Su kenarlarında ıslatılan çamaşırların üzerine kil veya sabun dökülür.
Ellerinde yassı tahta tokmaklarla kadınlar çamaşırlara vurmaya başlarlar.
Saatlerce vururlar.
Çamaşırların altını üstünü çevirir vururlar.
Sağını çevirir vururlar.
Solun çevirir vururlar.
Her vuruşlarında, çamaşırlardaki kir suya akar.
Elektriği ve suyu olan köylere çamaşır makineleri girdi ama tokaçlar atılmadı.
Şimdi de kilimleri, yünleri tokaçla yıkıyorlar.
Tokaçla vura vura kir çıkartmanın köy yaşamında ayrı bir yeri vardır.
O tokaç kalkıp çamaşıra veya kilime indikçe kadınların aklından
neler geçtiğini sadece kendileri bilir.
Hangi dayağın, hangi yaşanmamış duyguların, hangi kaçan fırsatların öcü alınır?
Vuruşlardaki sertliğin anlamını bu güne kadar kimse irdelememiştir.
Tokaçlar çamaşırlara vurdukça akıp giden pisliklerin, sıradan kirler olup olmadığı da köylü kadınların sırları arasında onlarla birlikte mezara gider.
İşte bu bağlamda köşe yazarları ile çamaşır yıkayan köylü kadınlar arasında büyük benzerlik vardır.
Köşe yazarları da bir ömür pisliklerin üzerine vururlar.
Egemen güçler karşılarındadır.
İktidarlar tepelerindedir.
Savcılar, polisler pusudadırlar.
Kiralık katiller peşlerindedir.
Çevrelerinde neler olup bittiğini, başlarına gelecekleri bilirler ama
ellerindeki kalemi inatla tokaç gibi kullanırlar.
Köylü kadın vura vura çamaşırlardaki kiri temizlemeye çalışır.
Köşe yazarı yaza yaza toplumdaki kirleri yok etmeye çabalar.
Köylü kadının peşinde polis, jandarma, savcı, tetikçi yoktur.
Köşe yazarını ise kirliliğin sürmesini isteyen temizlik düşmanları
amansızca izlemektedir.
Köyde tokaçla çamaşır temizleyen kadın köşe yazarından daha şanslıdır.
Çamaşırları vura vura yıkar, temizler.
Güneşe serer kurutur.
Yarım yüz yıldır çeşitli gazete ve dergilerde yazdım.
Arkama dönüp baktığımda karanlığa kurşun sıkmaktan öteye
geçemediğimi görüyorum.
Bu gerçek sadece benim için geçerli değil.
Köşe yazarı ağabeylerim, dostlarım, kardeşlerim kirliliğe karşı
yaptıkları mücadeleyi kazanamadıkları gibi üstüne bir de bedel ödediler.
Kimi ceza evlerinde yattı, kimi işsiz bırakıldı, kimi de alçakça öldürüldü.
Darbeciler ve darbecileri aratmayan sivil yöneticiler gazetecilerin,
yazarların hayatlarını cehenneme çevirdiler ama kalemiyle savaşan yeni kuşakların oluşmasını engelleyemediler.
Köylerde kadınlar tokaçlarıyla kirli çamaşırları temizleyedursunlar,
köşe yazarları da köşelerini tokaç gibi kullanarak siyasetteki ve kurumlardaki
kirlenmeyi temizleme mücadelelerini sürdürdüler.
Tokaç önemlidir.
Tokaç etkilidir.
Tokaç vurduğu yerden ses getirir.
Tokaç kirli çamaşırları vura vura temizler.
Yeter ki köşe yazarları köşelerine kiralık levhası asmasınlar…
|