Şubat 2012 itibariyle Türkiye'de yasaklanan kitap sayısı 23 bin.
Bu yasakların nedenini benim kadar AB ülkeleri de merak ediyorlardır.
Geçen yıllarda bir ara SOSYOLOJİ SÖZLÜĞÜ' nü yasaklamışlardı..
Bu kitapları kimler neden yasaklarlar?
Bu sorunun yanıtı resmi olarak şöyle verilir:
- Halkımızı zararlı fikirlerin etkisinden korumak için uzmanların
verdikleri raporlar doğrultusunda yetkililer yasaklar.
Demek ki bizim insanlarımız her okuduğunun etkisinde kalarak sapıtacak kadar salak.
Tanrı vergisi akılla donatılmış bazıları ise tüm kitapları okuyorlar.
Aralarında zararlı olanları ayırarak halkı koruyorlar.
21. yüzyılda bu kafayla yol almaya çalışıyorsak bu yüzyılın sonunu biraz zor getiririz.
Kitap yasaklamayı marifet sayanların çoğu Atatürkçü olduklarını öne sürerler.
Anıt Kabir'e gidip rahmetlinin okuduğu kitaplara baksalar, bunların müzede
sergilenmesini de yasaklayabilirler.
Kitap yasakçıları engizisyon artıklarıdır.
Kitapların neden toplanıp yakıldıklarını, neden yasaklandıklarını, TV ekranlarında suç kanıtı olarak gösterildiğini anlamamak için gerçekten salak olmak gerekir.
Bu işin tezgahçıları neredeyse her caddeye, sokağa, tesise Atatürk adı verme,
her apartman kapısına büst dikme yarışında olanlardır.
Çünkü bu gibi işler kimseye zarar vermez.
Hatta zaman içinde olumsuz tepkiler bile meydana gelebilir.
O zaman kitaplardan neden korkuluyor?
Bu halkın yeni Mustafa Kemaller çıkarmasından çekiniyorlar.
Heykeller, büstler, caddeler bunların defterini düremez ama
yeni çıkacak Mustafa Kemaller büyük tehlikedir.
Yurt topraklarının ayağımızın altından kayması bazıları için önemli değildir.
Çoğunun yabancı bankalarda stoklanmış paraları, dünyanın çeşitli
kentlerinde en lüksünden konutları bulunuyor.
Yurt uğruna içleri titreyenler, gerektiğinde onun için canlarını verenler genelde yiyeceklerini alın teriyle kazananlar arasından çıkar.
Kitaplardan uzak durulması, ara sıra toplanıp yakılması, yazarların
cezaevlerine tıkılması, bilinçlenmeye karşı yaratılmak istenen korkunun alt yapısıdır.
Kitap, kültür demektir. Bilgi demektir.
Gezmeden dünyayı ve insanları tanımak demektir.
Bunlar insana yurttaşlık bilinci kazandırır ki, kof siyasetçiler için bu durum karabasan gibidir.
Ülkemizde 80 milyon cep telefonu olduğu söyleniyor.
Kişi başına birden fazla telefon düşerken 14 kişiye bir kitap düşüyor.
Sınırlarından içeri günlük gazete girmeyen yerleşim birimlerimiz var.
Sözde aydınlanma çağında yaşıyoruz.
Dünyanın en zengin, en güzel toprakları üzerinde yaşayıp da bunun
anlamını kavrayamamış, değerini bilememiş olmanın ayıbı yetmiyor,
kitap düşmanlığını tüm hızıyla sürdürüyoruz.
Yüzyıllara damgasını vuranlar bilinçli toplumlardır, kitap yakanlar, yasaklayanlar değil.
İlk buyruğu “oku !” olan bir dinin üyeleri için okumamak ve
okumaya engel çıkarmak yorumlanamayacak kadar büyük çirkinliktir.
Adalet Bakanı yasaklanan 23 bin kitabın listesini ve bunları kimlerin
yasakladığını açıklarsa Türk halkına çok büyük bir hizmet yapar.
Nasıl ve kimler tarafından kandırıldığımızı bilmek hakkımız değil mi?
|