Ankara Valisi Alaattin Yüksel liselerin kent dışına çıkarılarak kampüslerde öğretim yapılmasına ilişkin açıklaması ile çeşitli eleştirilerin odağı oldu.
Bir öykü vardır:
İki kör karşılıklı oturmuşlar köfte yiyorlarmış.
Körlerden biri karşısındakine aniden sormuş
-Sen neden köfteleri ikişer üçer yiyorsun?
Kör şaşırmış.”Sen kör değil misin ?” diye sormuş.
- Elbette körüm. Diye yanıtlamış diğer kör..
-Köfteleri ikişer üçer yediğimi nerden anladın?
-Çünkü ben öyle yapıyorum…
Ruhlarında çalma hastalığı, genlerinde hırsızlık ve yolsuzluk olanlar valiye saldırdılar.
Akrabalarının servis çalıştırdığını, servis şirketine ortak olduğunu, kent
dışındaki arazilerine okul yaptırılacağını iddia ettiler.
Kendilerinin eline fırsat geçtiğinde öyle yapacakları için herkesi kendileri gibi sanıyorlar.
Dürüstlüğün üstün özellik sayıldığı ülkemizde bu çeşit düşünceler doğaldır.
Medyada çalışanlar da dahil herkes bilmeli ki, bu vali onların kafalarındaki
insan tipine uymuyor.
Ne yapmak istediğini sorup anlamadan fikir yürütmesinler.
Bilgi sahibi olmadan fikir yürütmek insanı çıkmaza sokar.
Ankara artık eskisi gibi sessiz bir kent değil.
Artan nüfusla birlikte araç sayısı da bulvarlarda trafiği yavaşlatacak duruma geldi.
Yakın gelecekte trafik akışı kitlenecek.
Ankara’da metroyu ilk gündeme getiren Vedat Dalokay’dı.
Ali Dinçer metronun geçeceği yerlerde yolları açmaya başladı ama
12 Eylül darbesi ülkenin tüm kurumlarıyla birlikte başkenti de vurdu.
Darbecilerin belediye başkanı yaptığı dar kafalı Süleyman Önder ilk
iş olarak metro için açılan çukurları doldurttu.
2012 yılında başkentte tek metro çalışıyor.
Oysa şimdiye dek en az 5 metro hattı çalışıyor olmalıydı.
Ankara’nın kalan yerleşim yerleri de tramvayla örülmeliydi.
Kent merkezindeki liseler hem ulaşım açısından, hem de öğretimin
sağlığı açısından okul olma özelliklerini yitirmiş durumdalar.
Kentin gürültüsü öğretmenleri de, öğrencileri de olumsuz etkiliyor.
Milli Eğitim denilen eğitim ve öğretimden habersiz kuruluş, kent
ortasındaki liselerde gürültü ölçümü yapmayı aklından bile geçirmez.
Gazi Lisesi’nde duyulan gürültü kaç desibeldir?
Sağı, solu, önü, arkası gürültü kaynağı.
Bahçesini kesip yol yaptılar.
Gençler çukur bir bahçede soluk almaya çalışıyor.
Kent merkezindeki tüm liselerin durumları aynı.
Bu okulların servislerinin trafiğe yükü ayrı bir sıkıntı.
Ankara Valisi, kent dışında geniş alanlar üzerine kurulmuş, içinde
spor alanlarının, havuzların, kütüphanelerin ve sinemaların, sağlık birimlerinin
bulunduğu, parklar ve ağaçlarla donatılmış gürültüsüz okullar planlıyor.
Bunların dışında okuldan kaçmalar da en aza iner.
Hatta hiç olmaz.
Ankara’da yaşayanlar içinde çevrelerine dikkatle bakanlar kentin askeri
işgal altında olduğunu görebilirler.
Genel Kurmay ve kuvvet komutanlıklarının karargahları dışındakilerin
en kısa zamanda Doğu ve Güneydoğuya ya da çevre illere kaydırılmaları gerekir.
Zırhlı Birliklerin, Mürted Askeri Üssünün, Mamak Muhabere Okulu’nun, İstanbul ve Eskişehir yolu üzerindeki askeri birliklerin Ankara’da ne işleri var?
Bunlarda boşalacak alanlar lise kampüslerine ve yeni üniversitelere verilebilir.
Ankara Valisinin liseleri kent dışına çıkarma planı eğitimde devrim niteliği taşımaktadır.
Vali beyin başarmasını ve planlarının gerçekleşmesi yaşarken görmek isterim.
|