11.Vehbi Koç ödülleri, hocaların hocası diye bilinen Prof. Dr. Nermin Abadan Unat’a verildi.
91 yaşındaki emekli profesör yaptığı kısa konuşmada, başta siyasiler
ve bürokratlar olmak üzere topluma çok önemli bir mesaj verdi.
Bu mesajı iktidar yalakalarının dışındaki medyanın gazetelerde sür
manşet, televizyonlarda birinci haber olarak halka iletmesi iyi olurdu ama pek ilgilerini çekmedi.
Medyamızın ilgilenmesi için cinayet, tecavüz, taciz veya Hülya Avşar’ın kulağının arkasında sivilce çıkması gerekir.
Nermin Hocanın ödülünü alırken söylediği bir cümlenin kafalara
balyoz gibi inmesi beklenirdi fakat kimse üzerine alınmadığı gibi “ 91 yaşındaki
birinin söylediği ciddiye alınmaz” havasına girildi.
Nermin Hoca şöyle söylemiş:
“ Korkusuzca soru soran, sorgulayan, merak eden öğrenciler yetiştirmeliyiz”
Yetiştiremeyiz sevgili hocam.!
Ülkemizdeki öğretim sistemi “uysal koyun” yetiştirme temelinde yapılandırılmıştır.
Köy Enstitüleri “düşünen ve üreten insan” yetiştirdiği için kapatıldı.
Ne demek düşünen, sorgulayan insan?
Kore’ye asker gönderilmesini sorgulayanlar “komünist” damgası vurularak süründürüldü.
Gençlik Vietnam’daki insanlık dışı savaşa Türkiye’nin asker göndermesine karşı çıktığı için 12 Mart askeri tacizi, ABD’nin cuntacı generaller eliyle gençlikten aldığı intikamdır.
“Tam bağımsızlık” isteyen Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının asılması,
onlarcasının yargısız infazları bu intikamın parçalarıdır.
12 Mart sonrası gençler yapılan zulüm yetmemiş olacak ki, 12 Eylül
darbesiyle gençliğin üzerinden silindir gibi geçildi.
Türkiye’deki soran ve sorgulayan gençlik ABD’nin Türkiye masasını rahatsız ediyordu.
Yerli uşakları da patronlarının bu rahatsızlığından rahatsız oldular.
12 Eylül felaketini millete yaşatan generalleri “Atatürkçü” diye nitelemek Atatürk’e yapılacak en büyük hakarettir.
Korkusuzca sorgulamak için önce okumak gerekir.
15 yaşındaki çocukların % 60’ının matematik problemi çözemediği, ihtiyaç sıralamasında kitabın 235.sırada yer aldığı, 15 kişiye bir gazete düştüğü ülkede sorgulayan gençlik çıkar mı?
27 Mayıs darbesini, 12 Mart tacizini, 12 Eylül rezilliğini yapanlar “vatana ve millete ihanet” suçuyla yargılanmadıkları için bu gün AK Parti iktidardadır.
İşin acı yanı bu partinin karşısında ondan pek farkı bulunmayan CHP ve MHP var.
Türkiye’de siyaset korkusuz bir gençlik istemiyor.
Bu nedenle de çocuklara ve gençlere “nasıl düşüneceklerini”
öğretmek yerine, “ ne düşünecekleri “ dayatılıyor.
Öğretim ve eğitim okul-aile işbirliği ile gerçekleştirilebilir.
Okullarda çocuklar sadece oyalanıyor.
Öğretmenlerin bazıları kendilerinde olmayanı çocuklara nasıl versinler?
Her caddede, mahallede hatta ara sokaklarda mantar gibi biten dershaneler başka nasıl açıklanabilir.
Ya okullar gereksizdir, ya da dershaneler.
Aileler ise okuldan daha beter.
Çocuklarını kendi yapamadıklarını üzerlerinde gerçekleştirecek birer kobay gibi görüyorlar.
Onları hayatın tüm koşullarına uyabilecek nitelikte insan gibi yetiştirmek yerine vitrin süsü muamelesi çekiyorlar.
Arsızlık, yüzsüzlük, saygısızlık, vurdum duymazlık özgürlük değildir.
Özgürlük ancak denetim ve disiplinle birlikte anlam kazanır.
Kendi çocuklarına, gençlerine bu kadar zulüm yapan, onları bozuk para gibi harcayan kaç uygar toplum vardır?
Nermin Abadan Unat Hoca güzel konuşmuş ama medyamız bile yeterli ilgiyi göstermemiş.
Oysa korkusuz ve sorgulayan gençlik en çok onlara yarar sağlar.
Gazetelerini satacak adam bulurlar….
|