TBMM üyeleri seçim mazbatalarını aldıktan sonra TBMM’de yemin ederler.
Anayasa’da içeriği belirlenmiş olan yemin metni bağlayıcıdır.
Bir milletvekili çıkıp da:
“Hem yemini ederim hem de bildiğimi okurum” diyemez.
Orası köy kahvesi değildir. Cumhuriyetin mabedidir.
TBMM’ye saygı duymayan bir milletvekili milletten saygı bekleyemez.
Anayasanın yeminle ilgili maddesi şöyledir.
MADDE 81. – Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, göreve aşağıdaki şekilde and içerler: “Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve lâik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakatten ayrılmayacağıma; büyük Türk Milleti önünde namusum ve şerefim üzerine and içerim.
Bu yemini eden Türkiye Cumhuriyeti yasalarına uymak ve
değerlerine saygı göstermek zorundadır.
Anayasadaki milletvekili yemini içinde “Atatürk ilke ve inkılapları”
bulunmalı mıdır konusu ayrıca tartışılabilir.
Bu durum genel anayasa hukukuna uygun olmayabilir.
Hukuk bir bütünlük içinde ele alınmadıkça, yerellikten kurtarılıp evrensel boyutlara ulaşmadıkça bazı konuların tartışılması anlamsızdır.
TBMM’yi milletin egemenlik alanı görenler yeminin bu şekilde
yapılmasını onayladıkları sürece değişiklik yapılmayacaktır.
Anayasa’nın 81.maddesindeki yemini edenler Atatürk’e hakaret edemezler.
Bunu yaparlarsa yemine uymamış olurlar ki, son cümlenin son kelimelerine
göre namus ve şereflerini kaybederler.
Kaldı ki Atatürk’e hakaret edenler bununla da kalmıyorlar.
Yeminin “Vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü” kısmına da uymuyorlar.
Yani namussuzluk ve şerefsizlik ikiye katlanıyor.
Hem milletvekili yeminine uymamak, hem de şerefini, namusunu korumak
isteyen derhal istifa etmek durumundadır.
Benim ödediğim vergilerle maaş alırken, benim Atatürk’üme hakaret
edilemez, ülkeyi bölme çabaları içinde olunamaz.
İstifasını verir meclisten çıkar gider.
Onsan sonra ister dağa çıkar, ister ovada kalır.
Atatürk ilkelerini koruma mücadele verenler seçildikleri halde
cezaevinden çıkamazlarken, terör örgütünün TBMM’deki uzantıları
Atatürk’e hakaret ediyor, devlete meydan okuyorlar.
Bu aymazlığın, bu vurdumduymazlığın, bu ihanetin bir bedeli olmalıdır.
Türk bayrağını aşağılayanlar, Türkçeye karşı çıkanlar, Türk Milletinden sayılmayı küçümseyenler TBMM’in bir üyesi olmayı nasıl içlerine sindirebiliyorlar?
AK Parti yaptıkları, yapamadıkları ve yanlış yaptıkları ile geçmiş
iktidarlar gibi değerlendirilecektir.
Eğer gerekli önlemleri almazlarsa, aileleri tarihteki yerleriyle asla gurur duyamayacak.
Ya iktidar bu çirkin gidişi önleyecek ya da ülke bütünlüğü düşmanları
şereflerini yanlarına alıp kişiliklerine uygun bir yere gidecekler.
|