Ulusal bayramlarımız çok önemlidir, çünkü onların varlıkları yaşadığımız
ülkenin tombaladan çıkmadığını hatırlatır.
Yıllar önce bu bayramlar çok büyük bir coşkuyla kutlanırdı.
Toplumun her kesimi bayramın coşkusunu yaşardı.
Şimdi devlet ve yan kuruluşları bu coşkuyu yeniden yaratmaya çalışıyorlar.
Elli yıl öncesini gören ve yaşayan insan olarak söyleyebilirim ki : OLMUYOR.
İnsan belleği unutma hastalığına sahip olduğu için olmuyor.
Kemalist Devrim genç kuşaklara adam gibi anlatılmadığı için olmuyo
Atatürk’ü anlamadığımız için olmuyor.
İSTİKLALVE HÜRRİYET BENİM KARAKTERİMDİR diyen bir önderin
arkasından gitmesi gerekenler aynı karaktere sahip bulunmadıkları için olmuyor.
Atatürk’ü anlamak için önce Mustafa Kemal’i anlamak gerekir.
yasası 21 Haziran 1934 yılında yürürlüğe girmiştir.
Mustafa Kemal’e, Atatürk soyadı 24.Kasım.1934 tarihli özel bir yasayla verilmiştir.
Yani 53 yaşında, bu duruma göre DEVRİM, Mustafa KEMAL’in bir baş yapıtıdır.
Demek ki Mustafa Kemal yollarında uzun bir yürüyüş yapmadan Atatürk’e ulaşılmaz.
Ulaşılmayınca da onu anlamak olanaksız olur.
Anlayanlar da yanlış anlarlar.
İnönü gibi, Bayar gibi, Demirel gibi, Ecevit gibi, Özal gibi, Evren gibi…
Recep Tayip Erdoğan gibi, Tansu Çiller gibi anlamayanlar hiç anlamazlar.
Burada rahmetli Necmettin Erbakan için bir yer ayırmak istiyorum.
Erbakan doğruyları ve yanlışları ile Türkiye siyasetinde kızgınlıkla-gülümseme
arasında bir iz bırakarak yaşamadan ayrılmıştır.
Tarihe not düşmek için yazıyorum:
Bu yazdığıma “olur mu öyle şey” diyecek çok kişi çıkacaktır ama eğer onlar da
iyi düşünürlerse benimle aynı yerde buluşacaklardır.
“Mustafa Kemal’i en iyi anlayan ve yorumlayan lider Necmettin Erbakan’dır”
Bazı generallerin Erbakan düşmanlığı aslında “Mustafa Kemal” düşmanlığıdır.
Dönelim konumuza:
Mustafa Kemal yeni devlet kurdu.
İnönü, kurulan bu yeni devleti hanedan sandı.
Atatürk’ten sonra Cumhurbaşkanı seçilince adına para bastırdı.
İnanmayan Milli Şef döneminin kağıt paralarına baksın ve İnönü’nün yakışıklı
resimlerini görsün.
Demokrat Parti’nin DP bastonlu şefi Celal Bayar, Atatürk’ü ve devrimini bir yıl içinde
öylesine yaraladı ki, 25.Temmuz.1951 tarihinde 5816 sayılı yasayı çıkartmak zorunda kaldı.
Bu yasaya göre, Atatürk’ün hatırasına açıkça hakaret edenler,
Atatürk’ü temsil eden heykel, büst ve anıtları veya Atatürk’ün kabrini bozanlar,
kıranlar,kirletenler cezalandırılır.
Atatürk’ün manevi hatırası yasayla kimden korunuyor ?
Türk halkından!…….
İşte Mustafa Kemal’in en yakın iki çalışma arkadaşının onu anlayışları..
Türkiye’de başta kadın hakları olmak üzere çok sayıda hak mücadele edilmeden elde edildi.
Mustafa Kemal önderliğindeki TÜRK DEVRİMİ, yeni bir ülkeyle birlikte
ulus bilincini ve çağdaşlığı getirdi.
Kolay kazanılanlar kolay yitirilir.
Ancak yitirilenler sadece haklar olmaz,ülke de gider…..
Ülke gidince “özgürlük ve bağımsızlık” kalır mı?
Ne dersiniz kalır mı?
|