Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti Ankara’dır.
Büyük Millet Meclisi 23 Nisan 1920’de burada açıldı.
İstiklal Savaşı buradan yönetildi.
29 Ekim 1923’de Cumhuriyet burada kuruldu.
Türkiye’nin geleceğine ilişkin önemli kararlar burada alındı.
Büyük Türk Devrimi burada biçimlendirildi.
Türk halkı istiklal ve özgürlük mücadelesini yaparken tutsak halkların gözleri,
kulakları, akılları buradaydı.
Ankara’da çok sayıda bulvar, cadde ve sokak var.
Bunların adlarını saymaya başladığımızda içimizi tuhaf bir burukluk kaplar.
Banga Bandu Şeyh Mucibül Rahman Bulvarı.
Ziyaür Rahman Caddesi. Ziya ül Hak Caddesi.
Libya Caddesi. Strazburg Caddesi. İran Caddesi.
De Geulle Caddesi. Bişkek Caddesi. Almata Caddesi.
Simon Bolivar Caddesi. Muhammede Ali Cinnah Caddesi.
John F. Kenedy Caddesi. Şili Meydanı. Paris Caddesi.
Abay Kunanbay Caddesi. Taşkent Caddesi.
Rabindranaht Tagor Caddesi. Tunus Caddesi.
Konrad Adeneur Caddesi. Nato Yolu Caddesi.
Mahatma Gandhi Caddesi. Kazakistan Caddesi. Rabat Sokak.
Ankara yollarına verilmeyen ad kalmamış.
Siyasetçiler, sanatçılar, şehitler, devlete hizmet etmiş kişiler..
Ne yaptığını kimsenin bilmediği “Seyfi Saltoğlu” bile var.
Terzi Seyfi’nin uzun süre belediye meclis üyesi olarak kalmasından
ve Melih Gökçek’in her dediğini yapmaktan başka özelliği bulunmuyor.
Cadde, meydan, tepe adları bir kentin tarihidir.
Yeni adların yeni açılan yerlere verilmesi gerekir ama bizde
tuhaf bir “ad değiştirme hastalığı” vardır.
Bu konuda siyasi partileri ayırmıyorum.
Yeni verilecek adalar çok değerli kişilere ait olsa da değiştirme yoluna gidilmemelidir.
Cumhuriyetimiz bu konuda iyi bir sınav vermemiştir.
Ad değiştirme hastalığının son etkisi İstanbul’un Eyüp İlçesinde ortaya çıktı.
Piyerloti Tepesi’nin adı değiştirilmek isteniyor.
Bitlis Milletvekili Vahit Kiler siyasi gücünü kullanarak Piyer Loti’yi
İdrisi Bitlisi yaptırır da , o tepeye koyduracağı ad levhasını korumak
için özel tim bulundurmak zorunda kalır.
İlle de ad değiştirecekse Ankara’daki cadde adlarını yazdım
İçlerinden birisini değiştirsinler.
İdris-i Bitlisi’nin adı Mucibül Rahman’ın yanına çok yakışır.
|