Sığınmacı veya diğer adıyla mülteci, dini, milliyeti belirli bir toplumsal gruba üyeliği veya siyasi düşünceleri nedeniyle zulüm göreceği korkusu ve endişesi taşıyan, bu sebeple ülkesinden ayrılan veya ayrılmak zorunda bırakılan ve korkusu nedeniyle geri dönemeyen ya da dönmek istemeyen, iltica ettiği ülke tarafından endişeleri haklı bulunan yabancıdır. Sığınma isteği geri çevrilen kimseler sığınmacı olarak nitelenemeyeceğinden, sığınmacı sıfatını kullanabilmek için kişi endişelerinde, korkularında haklı bulunmalıdır.
Birleşmiş Milletlerin tanımı ile mülteci : "ırkı, dini, milliyeti, belli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi düşünceleri nedeniyle zulüm göreceği konusunda haklı bir korku taşıyan ve bu yüzden ülkesinden ayrılan ve korkusu nedeniyle geri dönmeyen veya dönmek istemeyen kişi"dir.
İngilizcede refugee, Fransızcada refugie denilen mülteci hukuki bir statüdür.
Mülteci karşılığında ise İngilizcede asylum seeker ve Fransızcada demandeur d'asile kullanılmaktadır.
İnsan Hakları Evrensel Bildirisi sığınma hakkını şöyle tanımlar: "Herkesin zulüm karşısında başka ülkelere sığınmacı ve bu ülkelerce sığınmacı işlemi görme hakkı vardır" (madde 14/1).
Göçmenlere bazen ekonomik sığınmacı denilmektedir.
Toplu sığınma, iç savaşlar ve çatışmalarda, yoğun baskılarda, büyük afetlerde ortaya çıkmaktadır. Bireysel sığınma daha çok siyasal sebeplerledir. Bazen yabancı elçilikler, savaş gemileri ve uçaklar kendilerine sığınanları korur.
Bulgaristan Türklerinden 300.bini, 1989'da, zulüm ve baskıdan dolayı Türkiye’ye sığınmıştır.
Nedir ki Bulgaristan’dan gelenler Türkiye’yi üs olarak kullanarak sonradan gidip terör eylemlerine kalkışmamışlardır.
Mültecilerin sığındıkları ülkede yitip içip dinlendikten sonra kendi ülkelerine
geri dönerek orada yönetimle savaşmaları “mülteci hukukuna” aykırıdır.
Uluslar arası hukuk da böyle bir eyleme izin vermez.
Suriye’den Türkiye’ye sığınanlar ise ülkemizi üs olarak kullanmakla kalmıyorlar,
askerimize saldırıyor, polisimiz rehin alıyor, bayrağımız indiriyorlar.
Kimdir bu sığınmacı kılığına girmiş kiralık çakallar.
Yukarıda yazdığım mülteci tanımına uyuyorlar mı?
Meşru Suriye yönetimini devirmek için dışarıdan destekli beslemeler, ülkelerindeki devlet binalarını bombalıyorlar, halka ateş açıyorlar, kentlerde terör estiriyorlar.
Sonra sanki mağdurlarmış gibi Türkiye sınırını geçip sığınmacı oluveriyorlar.
Kendi ülkelerindeki rezilliklerine ek olarak Türkiye’de olay çıkarıyor ve bayrağımızı indirmeye kadar giden bir şerefsizlik içine giriyorlar.
Sığınmacılık bir mağduriyetin sonucu oluşan durumdur.
Suriye’den gelen arsız, yüzsüz, ahlaksız ve hainler ise mağdur falan değiller.
Sınırlarımızın açılarak bunların ülkemize alınması yanlış bir seçimdir.
İnsanlık, insan olanlar için geçerlidir.
Sığınmacı olarak geldiği ülkede olay çıkaran, polisini rehin alan, bayrağını
indirenlere insanlık adına şefkat gösterilemez.
Bu çeşit davranış içinde olanların derhal tümünün kovulması gerekir.
Bunlara benden kesilen vergilerle ekmek, yemek, yatacak yer ve para veriliyor.
Öncelikle Suriye’den gelen ve ülkemizi üs olarak kullanan hainlere harcanan paraların bana düşen kısmını helal etmiyorum.
Başımıza daha büyük belalar açmadan kovun bu arsız mültecileri.
İçlerinde gerçekten mağdurlar, yaşamları tehlikede olanlar korunsun ve sınırdan uzak bölgelere yerleştirilsin ama diğerlerinin bir dakika bile Türkiye’de .kalmamaları gerekir.
Bayrağımızı indiren şerefsizlere toprağımızı kirlettirmeyin..
|