Türk eğitim sisteminin tarihi çok uzak dönemlere kadar uzanır.
Karahanlılar döneminde Farabi ( 870 – 950) eğitim öğretim yöntemleri konusunda görüşler belirten ilk filozofumuzdur.
Farabi, eğitim ve öğretimde kolaydan zora gidilmesini önermiştir.
Bir başka filozof, İbni Sina ( 980 -1037) ilköğretim yaşının 6 olarak belirlenmesini önermiş ve 14 yaşına kadar 8 yıl eğitim yapılmasının üzerinde durmuştur.
Tarihimizle barışık olmadığımızdan 8 yıllık kesintisiz eğitimi yeniden keşfetmiş havalarına girdik.
İbni Sina 1000 yıl önce 8 yıllık eğitim önerdiğinde Avrupalı neler yapıyordu?
Merak eden açar okur ve utanır.
ABD ne yapıyordu diye sorma salaklığını yapmayacağım.
Çünkü 1000 yıl öncesini kıtanın yerlileri olan Kızılderililer de bilemezler.
Bu kadar eski eğitim geleneğini bulunan bir ulusun, 1945’den başlayarak eğitimi oyun hamuruna çevirmesi akla zarardır.
Selçuklular ve Osmanlı’larda dine dayalı medrese tipi eğitim yapılıyordu.
Nizamiye medreselerinde ise dini eğitimle birlikte matematik ve fen
bilimleri öğretilmeye başlandı
1091’de Bağdat’taki Nizamiye Medresesinin baş müderrisliğine İmam Gazali getirildi.
Gazali din bilginiydi ama Eşariye kolundan geliyordu.
Felsefeye olan düşmanlığı nedeniyle felsefi düşüncenin gelişmesini önledi.
Felsefi düşünce fen bilimlerinin de temelidir.
Hayaller olmadan gerçeklere ulaşılamaz. Keşifler yapılamaz.
Osmanlı’da da felsefeye önem verilmedi.
Felsefenin hayat bulamadığı ortamda tasavvuf bataklığına saplanıldı.
1869’da Maarif Nezareti kurulduğunda batının birkaç yüzyıl gerisinde kalınmıştı.
Cumhuriyetle birlikte Maarif Vekaleti kuruldu
.
Cumhuriyet’in getirdiği en büyük yenilik “eğitim birliğidir”.
1945’den sonra cumhuriyetçi kuşakları yetiştirecek olan sistem ters yüz edildi.
'Eğitim Birliği' ilkesi uygulamadan kaldırıldı ve Türkiye her çeşit insan yetiştiren
bir ülke haline getirildi.
Misyoner okulları, tarikat mektepleri, paralı kolejler, imam hatip kurs ve okulları, yabancı dilde eğitim yaygınlaştırıldı.
Köy enstitüleri ve köy öğretmen okulları kapatıldı, eğitimin ulusal niteliği bozuldu.
5 + 3 + 3 sistemi oldukça iyi işliyordu.
Bazı et beyinliler İmam hatip okullarındaki öğretimi denetlemek yerine
bunları yok etme yolunu seçtiler.
İmam hatip okullarının orta kısımlarını kapatırken sanat okullarını da yok ettiklerini anlayamadan 8 + 3 sistemine geçtiler. Sonra da 8+4….
Eğer sanat okullarının kapanmasına bilerek neden oldularsa yaptıkları iş “vatana ihanet” niteliğindedir.
Benim okul yıllarımda sanat okulları ilkokuldan sonra öğrenci alırlardı
ve 5 yıllık eğitim yaparlardı.
Ortaokula gidenler ise 3+3 okurlardı.
İmam hatipleri siyasi görüşlerinin fidanlığı olarak görenler o gün sessiz kalmışlardı.
Her yemeğe maydanoz doğramaya meraklı bazı generaller, eğitim işini de en iyi kendilerinin bildiklerini sanarak eğitim sisteminin içinden çıkılmaz hale gelmesine büyük katkıda bulundular.
Ve bir gün güç ellerinden gittiği gibi kendi konumlarını koruyamaz duruma düştüler.
4+ 4 + 4 1000 yıl önce İbni Sina’nın önerdiği sistemin gerisinde kalmış zavallı bir uygulamadır.
Güç başka bir iktidarın eline geçtiğinde yeniden değişecektir.
İbni Sina’nınkinden geri bir sistemin yaşaması da düşünülemez.
|