Yılmaz Büyükerşen 1936’a Eskişehir’de doğdu Liseyi Eskişehir Atatürk Lisesi'nde okudu.1962'de Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'nin ilk mezunları arasında yer aldı. 1966 yılında doktorasını tamamladı. 1968 yılında doçent, 1973 yılında profesör oldu. 1976'da mezun olduğu akademinin başkanlığına seçildi. 1982'de Anadolu Üniversitesi rektörlüğüne getirildi. 1987'de aynı göreve tekrar atandı. Ayrıca, 2 dönem Radyo Televizyon Yüksek Kurulu başkanlığını yürüttü. 1994 yılında 3984 Sayılı Kanununun çıkarılmasıyla bu görevinden ayrıldı.
Türkiye'nin ilk Sinema ve Televizyon Okulu'nun kuruluşunu Eskişehir'de gerçekleştirdi. Anıtkabir müzesinde Mustafa Kemal Atatürk'ün birebir boyutlardaki balmumu heykeli, yine Prof. Büyükerşen tarafından yapılmıştır.
Ayrıca Eskişehir'de ikinci üniversitesinin kurulmasına ve dünyada tek olan açık öğretim fakültesinin kurulmasına da öncülük etmiştir 18 Nisan 1999 Seçimleri'nde Demokratik Sol Parti'den aday olan Prof. Büyükerşen, oyların %44'ünü alarak Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi. 28 Mart 2004 yerel seçimlerinde, oylarını %45'e çıkararak aynı göreve tekrar seçildi. 2009 Yerel Seçimlerinde %50 üzeri oy ile yeniden büyükşehir belediye başkanı seçildi. 27 Ocak 2011'de, istifa etmesini isteyen Demokratik Sol Parti yönetiminin talebine uyarak bu partiden istifa etti. 27 Şubat 2011'de Cumhuriyet Halk Partisi'ne (CHP) geçti. DİSK önderliğinde gerçekleşen "Solda Birlik" toplantılarında ve diğer sol senaryolarında adı sık sık geçen Prof. Büyükerşen, 2004 yılında DSP eski Genel Başkanı Bülent Ecevit tarafından yapılan genel başkanlık teklifini geri çevirdi.
Prof. Yılmaz Büyükerşen; evli, iki çocuk ve iki torun sahibidir. Ayhan Şahenk Vakfı'nda yönetim kurulu üyesi olan Prof. Büyükerşen, aynı zamanda Kanal D'nin kurucularındandır.
Büyükerşen, resim ve heykel gibi güzel sanatlara yatkınlığını rektörlüğü döneminde üniversitelere açtığı bölümler ile, özel yaşamında da özellikle yarattığı balmumu heykellerde göstermiştir. Belediye başkanlığı döneminde ise Eskişehir'e koyduğu heykeller ile sanata ilgisini belli etmiş, bu heykeller ile halka mesaj verme amacı gütmüş, zaman zaman tepki toplamış, eleştirilmiştir.
Yapılan eleştiriler genellikle resmi ve heykeli put olarak tanımlayan beyinsizlerden gelmiştir.
Bunlar put nedir bilmezler.
Eğer bilselerdi, öncelikle camilerdeki Muhammed, Ebubekir, Ömer, Osman, Ali yazılı levhaların kaldırılmasını isterlerdi.
Heykelin, resmin, levhanın önünde secde edilmedikçe, ona tapılmadıkça put değildirler.
Fatih Sultan Mehmet, Bellini’yi çağırıp resmini yaptırdığı için putperest mi oldu?
Üstelik de elindeki gül Sünni İslam’ın benimsediği çiçek değildir.
Yılmaz Büyükerşen, Eskişehir’i yeniden yaratan insandır.
55 yıldır ya Eskişehir’den geçerim, ya da birkaç günlüğüne kalırım.
En son Odun Pazarı’nda çekilen “Mor Menekşeler” dizisindeki rolüm nedeniyle gittim.
Çekimden sonra Eskişehir’i gezdim
Eskişehir’de kalan tek eski kentin adının içindeki “Eski” kelimesi.
Büyükerşen, çok başarılı bir belediye başkanı.
Ülkemizdeki, “hiçbir başarı cezasız kalmaz” kuralına uyuldu ve Eskişehir belediyesine operasyon düzenlendi.
Yapılan saçmalık sadece CHP’lileri ve Eskişehirlileri değil, Nazlı Ilıcak’ı bile rahatsız etti.
Eskişehir halkı önümüzdeki yerel ve genel seçimlerde bunun faturasını kesecektir.
Melih Gökçek’in büyük bir patavatsızlık ve umursamazlıkla ortalıkta dolaştığı bir ülkede Yılmaz Büyükerşen’i cezaevine tıkmaya çalışmanın bir bedeli olmalıdır.
Bu hesaplar mutlaka bir yerden dönmelidir.
Son 50 yılda kaç tane Yılmaz Büyükerşen yetişti?
Yok etmek yetiştirmekten kolaydır ve şerefli insanlar kolayı seçmezler..
|