Alâaddin Yüksel, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Trabzon, Balıkesir, İzmir ve Antalya valilikleri yapmış bir mülki amirdir. 1950 yılında doğan Alâaddin Yüksel İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdikten sonra, Kırklareli İl Maiyet Memurluğundan başlayarak sırası ile Lüleburgaz Kaymakam Refikliği; Saray, Lalapaşa, Enez ve Meriç Kaymakam Vekilliklerinde ve Aşkale, Çameli, Saimbeyli, Gerede, Şarköy, Körfez Kaymakamlıkları ile İstanbul Vali Yardımcılığı görevinde bulunmuştur. 1993–1996 yıllarında Trabzon Valiliği 1996-1997 yıllarında Emniyet Genel Müdürlüğü, 1997–2000 yıllarında Balıkesir Valiliği yapmış, 9 Ağustos 2000 tarihinde İzmir Valiliği görevine atanmış, bu görevinden de 18 Şubat 2003 tarihinde Antalya Valiliği görevine atanmıştır. 13 Mayıs 2010 tarihli kararname ile Ankara Valisi olmuştur. Ayrıca Okan Üniversitesi Danışma Kurulu üyesidir.
Ankara Valisi olarak göreve başladığı Mayıs 2010 tarihinden beri kendisini izlerim.
İzlememin iki nedeni var. Öncelikle Ankara’da yaşıyorum.
İkincisi de Anayurt yazarıyım.
Ankara’ya geldiğimde yıl 1963,Enver Kuray valiydi.
50 yılda kaç vali gelip gitti. Ben yazayım siz sayın… Enver Kuray (1962-1966) , Ali Celalettin Coşkun (1966-1968) Tekin Alp (Vekil)(1968-1968) , Ömer Naci Bozkurt (1968-1970) Ali Rıza Yaradanakul (1970-1971), Şerif Tüten (1971-1975) Ömer Naci Bozkurt (1975-1975) , Mustafa Gönül (Vekil)(1975-1976) Durmuş Yalçın (1976-1978) , Tekin Alp (1978-1979) Vecdi Gönül (1979-1980), Mustafa Gönül (1980-1984) Cahit Bayar (1984-1988) , Saffet Arıkan Bedük (1988-1991) Erdoğan Şahinoğlu (1991-1999) , Yahya Gür (1999-2004) Kemal Önal (2004-2010), Alaaddin Yüksel (2010-)
Yüksel benim gördüğüm 18 inci Vali.
Geride kalan 15 vali kentin sorunlarıyla ilgilenselerdi, Ankara çayları kanalizasyona dönmezdi. Ömer Naci Bozkurt ile Mustafa Gönül iki kez vali oldular.
Geçmiş valiler Ankara’ya konuk gibi geldiler, protokol işlerinde sıranın başında durdular, bazıları kendilerini hiç ilgilendirmeyen işlerle uğraştılar, konukluk süreleri bitince de gittiler.
Ankara’nın her sorununa ciddiyetle ilgi gösteren ve çözüm bulan
AlâaddinYüksel, kriz yönetiminde de başarılı olduğunu gösterdi.
Geçtiğimiz hafta ABD Büyükelçiliğinde meydana gelen patlamadan sonra olay mahalline Emniyet Müdürü ile giderek ABD elçisi ile görüştü.
Olayın oluşumu hakkında fikir alış verişinde bulundu.
Daha sonra Büyükelçiyi yanına alarak konu hakkında basına ortak açıklama yaptı.
Bu da güzel bir bütünlüktü.
Valinin gün boyu telefon trafiği devam etti.
İçişleri Bakanı ile Numune Hastanesine giderek yaralı gazeteci Didem Tuncay’ı ziyaret etti.
Sonraki gün olayda hayatını kaybeden ABD Büyükelçiliği görevlisi Mustafa Akarsu’nun cenazesine katıldı.
O sırada bir Vali Yardımcısını aile ile irtibat kurmak ve başsağlığında bulunmakla görevlendirdi.
Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğüne talimat vererek gazeteci Didem Tuncay’ın durumunu takip etmekle görevlendirdi.
Olay sonrasında fail hakkında hiçbir açıklamada bulunmayarak, devlet adamı gibi davrandı.
Olaydan sonra basın bülteni yayımlayarak kamuyu bilgilendirdi.
İkinci bir basın bülteni daha yayımlayarak yapılan inceleme ve araştırmadan sonra da failin ismini açıkladı.
Başbakanın Valiye teşekkür ettiğini duydum.
Etmişse de etmeli, böyle valilerin nesli tükenmek üzere.
Bu olayda gösterdi ki Vali Yüksel bir kez daha sistemli, planlı, programlı hareket etti.
Ben böyle valiyi yürekten kutlarım…
|