İstanbul önlerine demirleyen Amerikan 6. Filosu'nu protesto için 16 Şubat 1969'da Taksim'de yapılan emperyalizm ve sömürü karşıtı mitinge katılanlar burada toplanan sağcıların saldırısına uğradı. Polisin teşvik ettiği saldırganlar, Ali Turgut Aytaç ve Duran Erdoğan'ı öldürdü, yaklaşık 200 kişi yaralandı. 16 Şubat, 44 yıldır "Kanlı Pazar" olarak anılıyor.
Haydi geriye doğru bir yolculuk yapalım:
30 binin üzerinde işçi ve öğrenci, 6. Filo’yu protesto mitingi yapıyor...
6. Filonun protesto edilmesi, Amerikalılar dışında kimi, neden rahatsız etsin?
Ancak ABD ve işbirlikçisi kanlı maşalar bu işler için vardır.
İki gün önceden, Milli Türk Talebe Birliği’nin Cağaloğlu’ndaki salonunda yapılan hazırlık toplantılarında ABD uğruna “şehadet” yeminleri ediliyordu.
14 Şubat’ta yapılan “Bayrağa Saygı”(!) mitingi, olacakları haber veriyordu.
Bir yıl önce yine 6. Filo protestolarına set çekmek isteyen polisçe öldürülen Vedat Demircioğlu anısına yapılan anma gösterileri ilk bahaneydi..
ABD elçiliğinin organize ettiği Komünizmle Mücadele Dernekleri’nin Başkanı İlhan Darendelioğlu, mitingte “Memlekete ihanet eden bu hainleri toprağa gömme zamanı gelmiştir” diye bas bas bağırıyordu.
Sloganları her zaman olduğu gibi :“Din elden gidiyor”du yine!
Komünistlerin kökü kazınmalıydı.
Endonezya’da yarım milyon komünistin bir haftada nasıl “temizlendiği” gerici yayın organlarında övülerek anlatılıyordu.
15 Şubat 1969 günü hazırlıklar tamamlanıyor, Adapazarı’ndan, Bolu’dan otobüslerle adam taşınıyor, sopalar hazırlanıyor, bıçaklar bileniyor, zincirler torbalara konuyordu.
Şimdilerde “gönül adamı” pozlarında ortalıklarda gezen Mehmet Şevki Eygi, 15 Şubat’ta Bugün gazetesinde, “cihada hazır olunuz” diye emrediyor ve devam ediyordu: “Büyük fırtına patlamak üzeredir, Müslümanlar ile kızıl kafirler arasında top yekun savaş kaçınılmaz hale gelmiştir...
Müslüman kardeşim, sen bu savaşta bitaraf kalamazsın. Ben namazımı kılar, tespihimi çekerim... Etliye, sütlüye karışmam deyip de kendine zulüm edenlerden olma, gözünü aç, bak!.. Onlarda taş, sopa, demir, Molotof kokteyli mi var? Biz de aynı silahları kullanmaktan aciz değiliz...
Cihat eden zelil olmaz. Sağ kalırsa gazi olur, canını verirse şehitlik şerefini kazanır.”
Mehmet Şevki Eygi iç savaş çağrısı yapıyordu. Hem de tek yanlı olarak.
Çünkü miting yapacak gençlerde taş, sopa, zincir Molotof kokteyli yoktu.
Onlar tam bağımsızlık adına, milletin namusunu korumak için ABD emperyalizmine karşı yürüyeceklerdi.
15 Şubat 1969 tarihli Bugün MTTB'nin Türk Bayrağına Saygı Mitingi haberini "Kızılları boğmanın vakti geldi" manşetiyle veriyordu.
Manşetin üzerinde "Müslüman-Türk'ün 500 yıllık şehrine kızıl bayrak çeken moskof uşaklarına İstanbul halkının muhteşem cevabı" ve "Kızıl emperyalizmin para ile tutulmuş uşaklarını en ufak kıpırdanışta gebertmek için and içildi" cümleleri yer almıştı.
Tekin Erer ise "Dost filo, hoş geldin" başlıklı yazısında şöyle diyordu:
"Amerikan 6. Filosu, Sovyetlere karşı Türk karasularını koruyacak, bizim yanımızda seve seve çarpışacak, can verecek filodur. Sovyetler boş durmuyorlar, el altından para dağıtarak satın aldıkları bazı adamları ortalığa salıveriyor, bunları 6. Filo aleyhine kışkırtıyorlar.”
Tekin Erer ABD ajanlarının yaptıklarını Sovyetlere yüklemeye çalışırken, utanma duygusundan çok uzaklara düşüyordu.
"Babıalide Sabah ise manşetini "Solcular Üniversiteye kızıl bayrak astı" diye atıyordu. Manşetin altında ise “ Kızıllar polise, taş, sopa ve şişe ile saldırdı “ diye yazıyordu.
BUGÜN, SON HAVADİS, BABIALİDE SABAH kabeleri olan ABD’ye karşı bir yürüyüşü kabullenemiyor ve kardeş kanı akıtmak için halkı kışkırtıyorlardı.
(Devamı yarın)
|