Kazakistan Büyükelçisi C.Tuymebayev’in davetlisi olarak 21 Haziran Cuma günü Büyük Elçilikte düzenlenen kitap tanıtım törenine katıldım.
“Dünya çapındaki lider -Nursultan Nazarbayev- Avrasya’nın Parlayan Yıldızı, Kazakistan’ın Kurucu Devlet Başkanı” adıyla Türkçe olarak basılan kitabın tanıtımına katılanlar arasında Hikmet Çetin, Hasan Celal Güzel, Namık Kemal Zeybek, Yargıtay Cumhuriyet Baş Savcısı, ORSAM Başkanı Hasan Kanbolat’da bulunuyordu.
Büyük Elçi’nin açılış konuşmasından sonra hepsi birer konuşma yaptılar.
S.S.C.B’nin dağılmasından sonra bağımsızlıklarına kavuşan Türk Cumhuriyetleri ile başlangıçta iyi ilişkiler kuramadık.
Türkiye, “çok bilmiş ağabey” havalarına girdi ve Türk Cumhuriyetlerini kafalama yolunu seçti. Kısa zamanda dersini aldı ve toparlanmaya geçti ama önemli ölçüde güven yitirildi.
Namık Kemal Zeybek gerçek bir Türk Cumhuriyetleri uzmanı olarak yapılan bu yanlışa kısaca değindi.
Kazakistan 16 Aralık 1991’de bağımsızlığını ilan ettikten iki saat sonra Türkiye bu yeni Türk devletini tanıdığını açıklamıştı.
Tanıma hızı güzel de, ondan sonrası biraz karışık.
1991’de bağımsızlık ilanından iki saat sonra tanıdığımız Kazakistan’dan 22 yıl sonra ülkemize ancak 400 bin turist geliyor.
Bizden oraya gidenler ise bu rakamın yarısından az.
Tanıtım töreninden sonra Kızılay’a geldiğimde, Yüksel Caddesi başında 50 kişiye Kazakistan’ın yerini sordum. Sadece 11 kişi doğru bildi.
Bundan anlaşılıyor ki, 2 milyon 717 bin 300 kilometre karelik yüz ölçümü ile dünyanın dokuzuncu büyük bir Türk ülkesini halkımıza tanıtamamışız.
Bu oldukça önemli bir ayıptır.
Kazakistan’ın kurucu devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev 20 yıldır ülkesini çok başarılı biçimde yönetmektedir. Nursultan Äbişulı Nazarbayev, 6 Temmuz 1940 tarihinde Almatı, Qaskelen ilçesi, Şamalğan köyünde doğdu. 1962-65 yılları arasında Kara-gandı Üniversitesi, Metalurji bölümünü dışarıdan bitirdi. Aynı bölümün yüksek eğitim kısmına devam etti ve 1967’de metalurji uzmanı mühendis olarak bitirdi. 1965’ten itibaren Qarağandı'da Metalurji İşletmesinde atölye danışmanı, yüksek ısılı fırınların gaz uzmanı ve ustabaşı olarak da çalıştı. 24 Nisan 1990 Kazak SSC Yüksek Sovyeti Nazarbayev’i Kazakistan’ın ilk cumhurbaşkanı olarak seçti. 1 Aralık 1991'de Nazarbayev, oyların %98,7’sini alarak Kazakistan’ın halk tarafından seçilen ilk devlet başkanı oldu. 29 Nisan 1995'te Kazakistan’da yapılan referandum ile, görev süresi 1996’da bitecek olan N.A. Nazarbayev’in görev süresinin 2000 yılına kadar uzatılması kabul edildi. 10 Ocak 1999 ve 4 Aralık 2005 Kazakistan’da halk oylamasıyla yapılan devlet başkanlığı seçimlerini Nazarbayev oyların %79,78’ini ve %91.15 alarak kazandı. 2-3 Ekim 2009'da Nahcivan'da yapılan Türk Dili Konuşan Devlet Başkanları Zirvesi'nde Türk Dilli Ülkeler İşbirliği Konseyi'nin kurulmasını teklif etmiş ve oy birliğiyle kabul edilmiştir. Zirvede ayrıca Türk Dili Konuşan Ülkeler arasındaki işbirliğine Türkiye’den sonra en büyük katkıyı yapan ve bu işbirliğini candan destekleyen Kazakistan Cumhurbaşkanı Nazarbayev Kazakistan’da bir ‘Türk Dünyası Akademisi’nin kurulmasını teklif etti ve bu teklif başta Türkiye olmak üzere Türk Dünyası ülkeleri tarafından olumlu karşılandı. Zirve toplantısında Nazarbayev’in samimî heyecanı dikkat çekiciydi. Nazarbayev “Türklüğümüzü çocuklarımıza ve bütün dünyaya öğretelim” demişti.
Kazakistan’da nüfusun % 63.1 Kazak, %23.7 Rus, %2.8 Özbek, %2.1 Ukraynalı,
% 1.4 Uygur, %1,3 Tatar, % 1.1 Alman ve % 4.5 diğer olarak meydana gelmiştir.
Keşfedilmiş yer altı zenginlikleri ise 2 Trilyon dolar değerindedir.
Böylesine çok etnik gurubun yaşadığı bir ülkeyi yönetmek, yer altı ve üstü zenginliklerini değerlendirmek ve uluslar arası saygınlığı olan bir devlet yaratmak ancak çok büyük bir dehanın eseri olabilir.
Nursultan Nazarbayev, 21.yüzyılda Türk dünyasının liderliğini yapabilecek konumdadır.
Kazakistan için uyguladığı model, iyice öğrenildikten sonra ülkemizde de uygulanabilir.
Kitap tanıtım töreninde dinlediklerimden ve Kazakistan’daki gelişmeleri öğrendikten sonra , Türk-Kazak ilişkilerinin kardeş ülkelere uyan biçime getirilmesinin önemini daha net anladım.
Bu işleri benim anlamam yetmiyor.
Türkiye’yi yönetenler de anlamalı ve çok bilmişlik batağından kurtularak yeni ufukların olduğu yeri görmelidirler.
|