Zuhal Güler benim Eyüp Liseli arkadaşlarımdan birisi.
Sosyal konularda çok duyarlı değerli bir Atatürkçü.
Bizim gençlik yıllarımızda Atatürk’ü sevmek insan olmanın bir parçası, yurtseverliğin en büyük ölçütüydü.
Nankörlük aç sülük gibi bir yerlerimize yapışmamıştı.
Türkiye’nin zenginliklerini emen vampirler bununla yetinmeyerek halkın da kanını emmiyorlardı. Zuhal Güler işte o günlerin yetiştirdiği cumhuriyetçidir.
Zuhal arkadaşım face book’da başından geçenleri paylaşmış, ben de aynen aldım.
İşte Zuhal Güler’in başından geçenler:
“Bu bir polisiye hikaye ve benim 4 Temmuz 2013 günü yaşadığım olay. O gün işim dolayısıyla saat 13.15’te evden çıkıp saat 15’te eve döndüm.
Ben 4 katlı bir apartmanın 4 katında ve benden sonra merdiven olmayan bir dairede oturuyorum. Apt.dış kapısını anahtarımla açıp içeri girdiğimde merdivenden inme sesi duydum, ama sakin sakin.
Kendi katımın merdivenlerine geldiğimde genç birisinin benim merdivenimin sondan üçüncü basamağında gördüm..Bir an huylandım ve dikkatlice baktım o sakin inerken başını önüne eğdi ama kendisini ve kıyafetini hafızama çok iyi kaydettim. Beni kuşkuya düşüren karşımda daire olması ve genç kızların arkadaşı olabileceği düşüncesi oldu.
Kapıma çıkana kadar gene de adama çelme takasım geldi.Vazgeçtim anahtarı taktım çalışmadı. Ne olduğunu anladım ama kapıda en ufak bir iz yok.Çok sağlam bir çelik kapı ve kapalı. Kapıcıyı arayıp çilingir getirttim açarken yönetici geldi. Onun da evi 1 yıl kadar önce soyulmuştu.ama ben Etiler’de 32 yıldır oturuyorum ve başıma bu güne kadar gelmedi.
İçeri girdik olayı anladık. Neyse ki önemli bir zarar yok. Evde değerli bir şey bırakmıyoruz 1,5 milyar nakit para ile oğlumun parfümünü çalmış. Bir diğerini de sıkmış masanın üstünde bırakmış.herhalde ben erken gelmişim fazla karıştırıp alamamış.çünkü kapıcı saat 2.de servis için gezmiş.2,30 da elektrikçiler gelmiş apartmana makbuzları bırakmışlar.
Benim eve geliş saatim 3.00. Önce 155 geldi bizim işimiz değil hırsızlık masası gelecek deyip çıktılar, gittiler.
Camdan diğerlerine bakarken merdivenlerden inen hırsızı bizim sokağın köşe başında gözlük takmış, cep telefonuyla konuşurken gördüm. Hemen cep telefonumla 3 tane resim çektim.
O arada koşarak yukarı kaçmaya başladı yönetici de peşine düşmüş köşede arabada bekleyen iki kişinin yanına binip kaçmışlar.Oradaki sitenin kameraları da kaydetmiş.
Sonrası şöyle gelişti: Polisler geldi. bütün bilgileri resimleri verdik. Polis ayni gün saat 12.de İstinye’de yapılan ev soygununda kameradan gelen resmi gösterip ayni kişiyle eşleştiğini söyledi. Bizdeki delillerin çıktısını verdik Bilgisayardan.benimle ayni zamanda bir apartman yukarıda bir avukat hanım da soyulmuş. Parmak izciler geldi, parmak izlerini de buldular.
O arada bize 89 doğumlu birisi olduğunu bildirdiler ama isim söylemediler.
Arabanın da kimin üstüne kayıtlı olduğunu bulduklarını söylediler. Bana da “abla adamı bir elimize vermediğin kaldı dediler ve poliste bir ilk olduğunu söylediler” benim yaptığımın. Yani hırsızın resmini çekip polisin eline verme olayının. O arada bu arabanın Etiler Akmerkez’in önündeki kameralardan geçtiğini söylediler. ama peşine düşen yakalayan kimse yok. Beni ifadeye çağırdılar. Kapını kilidini değiştirtip Armutlu polis karakoluna gidip ifade verdim. bu saate kadar ses yok. Bu gün Sarıyer Emniyet Müdürü’nü.arayıp randevu talep ettim yarın vereceklerini söylediler. İlginç ve düşündürücü olan bu güne kadar burada olan bütün hırsızlık hadiselerinim hiç birisinin faili bulunmamış. Benim anlatmamın ve kıyameti koparma kararı almamın nedeni bütün deliller var sadece polis gidip alacak ama 4 gündür kıpırtı yok.
Gezi olaylarında kameralardan tespit edip hiç bir günahı bulunmayan çocukları patır patır evlerinden toplayan polisin görevini ne kadar zamanda yapacağını merak ediyorum.
Bu yazımı okuyan ilgi duyan herkesin paylaşmasını rica ediyorum.mümkün olduğunca duyulmasını ,ve bu arada polis teşkilatından da okuyanlar olacağını ümit ediyorum.sağlık ve güvenlikle kalın.”
Bunlar Zuhal Güler’in yazdıkları.
İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın’ın bu yazılanlara vereceği yanıtı sabırla bekliyorum.
Hüseyin Çapkın “bizim hırsızımız iyidir” demeyecek kadar mesleğine aşık bir polistir.
Bir damla gaz yağı koca bir tanker suyu içilmez hale getirir.
|