Yeryüzündeki hayatını, bütün kurallara uygun yaşayıp tamamlayan Temel, yukarıda 1. sınıf törenle karşılanmış. Refakatçi melek:
- “Efendim siz direk cennete alınacaksınız. Arzu ederseniz işlemleriniz tamamlanıncaya kadar bir tanıtma gezisi yapalım” demiş,
Melek önde Temel arkada Cennet hazırlık bölümüne girmişler.
İlk kapının arkasından canhıraş feryatlar gelmekte imiş. Kapıyı açıp
içeri girdiklerinde iki meleğin aralarında tuttukları adamın sırtında matkapla delik açmakta olduklarını görmüşler.
Temel “Uyyy... Bu nedur ?”
Melek “Efendim, burası kanat takma bölümü. Cennete katılan sizin gibi aziz mertebesindekilere kanat takıyoruz, bunun için delik açıyorlar, demiş.
İkinci kapıya geldiklerinde gene kapının arkasında canhıraş feryatlar; kapıyı açıp içeri girmişler. İki melek aralarındaki adamın kafasında matkapla delik açıyorlarmış.
Temel “Uyyy. Bu nedur?”
Melek “Efendim burası halka takma bölümü. Sizin gibi aziz mertebesindekilerin başlarının üzerindeki kutsal halkayı takmak için delik deliyorlar, deyince.
Temel “Uyyyy. Ben cehenneme gidiyorum”
Melek “Aman efendim. Ne yapıyorsunuz orada insanları kazığa oturturlar”
Temel “Olsun. Hiç olmazsa deluğum hazır
* *
Temel, iş nedeniyle şehir dışına çıkmış ve işlerini kısa sürede halledince eve dönmeye karar vermiş. Eve girince birde ne görsün,
karısı başka bir adamla birlikte. Çok sinirlenmiş, çekmiş tabancasını adamı vurmuş.
Daha sonra silahı şakağına dayamış. O sırada karısı yalvarmaya başlamış.
- “Temel nolur yapma”
Temel karısına dönmüş
- “Sus kaltak, sıra sana da gelecek”
* *
Bir gün Afrodit, Herkül ve Don Juan bir yerde oturmuş konuşuyorlarmış. Hepsi kendini övüyor ama hiçbiri birbirine inanmıyormuş.
Herkül “Ben dünyanın en güçlü insanıyım” derken,
Afrodit “Ben dünyanın en güzel varlığıyım” diyormuş.
Tabi o sırada Don Juan da boş durur mu “Ben dünyanın en çok kadınıyla birlikte olmuş olan erkeğiyim” diyormuş.
Bunlar tartışadursunlar bir anda Herkül 'ün aklına bir fikir gelmiş.
- “Arkadaşlar şu dağın tepesindeki mağarada yaşlı bir adam var ve dünyadaki her şeyi biliyor. Eğer birbirimize inanmıyorsak gidipona soralım eğer o her şeyi biliyorsa bize doğruları söyler.” demiş.
Hepsi bu fikri kabul etmişler ve dağın tepesine gitmişler. ilk önce Afrodit girmiş ve böbürlenerek çıkmış:
- “Haklıymışım en güzel varlık benmişim. ”
Sonra Herkül girmiş ve o da kasıla kasıla çıkmış:
- “Haklıymışım en güçlü insan benmişim. ”
En son Don Juan'a sıra gelmiş ve o girmiş ama berbat bir suratla çıkmış:
- “Ulan bu TEMEL kim yaa? ”
* *
Erdoğan, Karadeniz gezisinde bir üniversiteyi ziyaret etmiş.
Sınıfın birine öğrencilerle tanışmış.
O karizmafik duruşuyla, beeb dilini de kullanarak bir konuşma yapmış.
Konuşmasıyla etkilediğini düşünerek “sorusu olan var mı” demiş.
Temel elini kaldırmış: “ Size 3 sorum var” demiş.
1-Bu kadar yıpranmanıza karşın oylarınız nasıl arttı?
2-Özelleştirme adı altında önemli kurumları yabancılara sattınız, bunlardan ne kazanıldı?
3- Paralar nereye gitti?
Tam bu sırada zil çalmış. Erdoğan 2.derste sorulara yanıt vereceğini söyleyip çıkmış.
Zil çalmış derse yeniden girmişler ve Erdoğan “nerde kalmıştık” diye sormuş.
Bu kez Dursun kalkmış ve “bizim sorulara yanıt verecektiniz” deyince
Erdoğan, “ tamam yeniden sorun” demiş.
Dursun, “size 5 sorum olacak”:
1-İktidarda yıpranmış olmanıza karşın oylarınız nasıl oldu da arttı?
2-Devletin bütün önemli kurumlarını sattınız. Ne kadar para topladınız?
3-Toplanan paraları ne yaptınız?
4- Zil neden 30 dakika geç çaldı?
5-Temel nerede?
|