23 Ocak 2014 ‘de yayımlanan Eyüp Musiki Vakfı (EMV) ile ilgili yazım için önce değerli dostum ve EMV Başkanı Nihat İncekara’dan övgü dolu satırlar geldi
Arkasından da TRT Müzik Kanalından çok zarif bir teşekkür mektubu.
Önce dostumun yazdıklarından söz edeceğim..
Nihat İncekara yazımdaki siyasetle ilgili bölümü pek sevmemiş. Kendisine hak vermemek elde değil. “Vefa” siyasetten çekip gideli adam gibi adamlar da köşelerine çekilmeyi yeğlediler. Türk Milleti için bunda büyük kayıp düşünemiyorum.
Kişiliğine, eserlerine ve düşüncelerine saygı duyup değer verdiğim Nihat İncekara şunları yazmış:
“ Orhan Abi, bu müstesna nitelikteki yazın için sana çok müteşekkirim... Sanırım benim için yazılan övgülerin en görkemlisi bu.. çok samimi bir söylemimi sizinle paylaşmak istiyorum.. Politikada hiç gözüm yok.. çünkü Eyüp Tarihinin Politikacı olarak kimi gündemine alacağı meçhul.. Ben yapabildiklerimle EMV nı Eyüp tarihine maletmek çabasındayım..Ve hani ben de kıyısından köşesinden Eyüp tarihinde bir iki cümleyle yer alabilirsem bana yeter de artar bile.. Tıpkı Büyük Halk Ozanı Âşık Veysel'in dediği gibi "BEN GİDERİM ADIM KALIR DOSTLAR BENİ HATIRLASIN" diyorum.. Gerisi Allah Kerim.”
Buna karşı yazılacak pek fazla bir şey yok
Ancak bir eksiği tamamlamadan geçemeyeceğim.
Nihat İncekara’yı sadece dostları değil, onu tanıyan, yaptıklarını bilen, Eyüplü olan ve Türk Musikisini seven herkes hatırlayacaktır.
TRT Müzik Kanalı’nın mektubu ise şöyle:
“Sayın Selen, Kanalımızla ilgili köşenizde yazmış olduğunuz değerli görüşleriniz bizleri mutlu etti. Sizin de belirttiğiniz gibi kuruluş amacı Türkiye'deki her türlü müziği halkımıza ve dünyaya tanıtmak ve sevdirmek olan TRT Müzik Kanalı, yayınlarının büyük bölümünü Türk Sanat Müziği ve Türk Halk Müziğine ayırmakla birlikte var olan tüm müzik türlerinde yayın yapmaktadır. Bu sayede ülkemizde yayın yapan tüm müzik kanalları sıralamasında açık ara farkla birinci kanal olarak halkımız tarafından benimsenmiştir. Günümüz müziğinin yanı sıra gelenekten gelen musikimizi de genç nesillere sevdirmeyi amaçlayan kanalımız özellikle ölüm günlerinde Türk müziğine katkıda bulunmuş değerli müzik adamlarını özel programlarla da anarak yeni kuşağa tanıtmaya çalışmaktadır. Tüm bunların halkımız tarafından değerlendirilmesinde siz ve sizin gibi değerli yazarlarımız ve basın mensuplarımızın da katkısı ve desteği büyüktür. Değerli desteğiniz, müziğimize ve kanalımıza olan ilginizden dolayı tekrar teşekkürlerimizi sunarız. Saygılarımızla. TRT Müzik Kanal”
1954 yılından beri 60 yıldır Türk Musikisini dinlerim.
Evimizde çok sayıda 78’lik plak ve gramofon vardı.
Hafız Burhan, Münir Nurettin, Hamiyet Yüceses, Abdullah Yüce, Müzeyyen Senar, Şükran Özer, Saime Sinan, Mualla Mukadder, Zeki Müren, çeşitli oyun havaları, Türküler günlerimizi gecelerimizi şenlendirirdi.
Sonra plaklar küçüldü. Kasetler çıktı, CD’ler vitrinleri doldurdu.
1950-60 ve 70’li yıllarda açık hava sinemalarında halk konserleri verilirdi.
Türk Sanat Musikisini ve halk müziğini dinlemek için TRT müzik Kanal’ı seçmemin nedeni, kanalın bunları dolgu malzemesi olarak kullanmamasıdır.
Adam gibi müzik programı yapıyorlar.
TRT Müzik Kanal’ın yukarıdaki mektubundan sonra kendilerinden bir isteğim var.
Türk Musikisi bestecilerinin sayısı giderek azalıyor.
Yaşayan besteciler için birer program düzenlenirse vefa kapısı da açılmış olur.
Dr.Alaattin Yavaşça yaşayan en büyük bestecidir.
Besteleri, aldığı ödüller ve müzik kariyeri konusunda yazmayı TRT Müzik yönetimine saygısızlık olur düşüncesiyle bir yana bırakıyorum.
Alaattin Yavaşça’yı benden daha iyi bilir ve tanırlar.
Başta Yavaşça olmak üzere bir “YAŞAYAN BESTECİLER” program dizisi ülkemizde yaşayan çok kişiyi mutlu edecektir
Türk Musikisinin can çekiştiğinin ve bilinçli olarak unutturulmak istendiğinin farkındayız.
Bir toplumu yok etmeye açılan yolun başında dilin ve kültürün unutturulması vardır.
Türk Musikisi ise kültürümüzün kilit taşlarından birisidir.
Benden yazması, TRT Müzik’ten uygulaması.
|