Kış aylarının sonuna geldik. Bahar kapımızda. Cemreler düşmeye başladı. Size sözünü edeceğim yemek tam bir bahar yemeği. Halep’te yemeğin adının ““Lahmet Rabiiğ” olması bu nedenle hiç şaşırtıcı gelmiyor bana. (1) Çünkü adının anlamı “bahar eti”. İlkbaharda kuzu eti ile yapılan yemeğin bir diğer adı ise “Şavi bil dis.” yani şiveydiz.
Yemeğin adı size biraz ilginç gelebilir. Çünkü Türk Mutfağında bu adla başka bir yemek yok. Sadece Gaziantep Mutfağında var. Yemeği biraz da özel kılan bu oluyor.
Peki nedir şiveydizin anlamı? Kısaca açıklamaya çalışayım. Araştırmacı yazar Cemil Cahit Güzelbey yemeğin adının Gaziantep’in Oğuzeli ilçesinde bulunan Şiveydin köyü veya Oğuz Destanında adı geçen “şivey” kabilesi ile bağlantılı olabileceğini ifade ediyor. (2) Ben ise bu güzel yemeğin adının Arapça “Şavi bil dist” adından kaynaklandığını, önce “şaveydist”, sonra da “şiveydiz”e dönüştüğünü düşünüyorum. Arapça “şivey” sözcüğünün ( “şavi” den) doğrudan ateşe maruz kalan et yemeği, “tist” sözcüğünün yarım küre şeklinde büyük kazan, kenarlı çukur büyük tepsi anlamına gelmesi düşüncemin destekçileri elbette.
Gelelim yemeğin diğer özelliklerine. Şiveydiz ilkbahar aylarının olduğu kadar davet ve düğün sofralarının da yemeğidir. Yemeğin en önemli eşlikçisi bulgur pilavıdır. Pirinç pilavı da tüketilebilir elbet. Diğer eşlikçileri arasında tere ve turp sayılabilir.
Adı sadece Gaziantep’e ait ama başka illerde de benzer yemeklerin olduğu kolayca tahmin edilebilir. Halep’teki çeşitlemesinden söz ettik. Komşu il Kilis Mutfağında etli sarımsak aşının hem yoğurtlu, hem salçalı çeşitleri hazırlandığını ekleyelim. Hatta pide ekmeklerin üzerine dökülerek tirit şeklinde yenilen bir başka çeşitlemelerinin olduğunu belirtmeliyim. Adı pidesiz tüketildiğinde sarımsak-soğan aşı, tirit şeklinde hazırlandığında “altı cacıklı” oluyor.
Üstelik çok da faydalı bir yemek. Şairimiz de bizimle aynı fikirde olmalı ki, Seyfi Yurtsever “Antep Sofrası” adlı şiirinin dizelerinde (3) yemeğimizin bu özelliğinden şöyle söz etmiş:
“ Şiveydiz, çağla aşı fayda verir mideye..”
Meyhane pilavı da, ille Özbek pilavı!...”
ŞİVEYDİZ
Malzemeler:
1 kg kemikli koyun eti
3,5 kg yoğurt
1 su bardağı nohut
5 kg taze soğan (ince olmalı)
2 kg taze sarımsak
Haspir (veya nane)
Tarhın (arzuya göre)
Yeteri kadar tuz, karabiber
Yeteri kadar sadeyağ
Hazırlanışı:
Yıkanmış, doğranmış et bir tencereye konur, üzerini kaplayacak su eklenerek ateşe oturtulur, geceden ıslatılmış nohut ilave edilerek pişirilir. Soğan ve sarımsakların baş
kısımları kesilerek kökleri atılır, dış kabukları soyulur. 2-3 cm. uzunluğunda doğranır, yıkanır, temizlenir. Temizlenmiş sebzeler pişmekte olan et suyunun içerisine konur. Pişirilirken sebzeler çok fazla kaynatılmamalıdır. Çünkü sebzeler solar, dağılır ve yemeğin lezzeti bozulur.
Bu arada yoğurt süzülür. Süzülmüş yoğurt ateşe dayanıklı bir kaba veya tencereye alınır, çok koyu ise biraz su eklenir. İçine 1 yumurta kırılır ve kaşıkla dairesel hareketlerle karıştırılır. Tencereye yavaş yavaş eklenir. Yoğurt konulduktan sonra yaklaşık 10-15 dakika kısık ateşte pişirilmeye devam edilir. Bir tavada sadeyağ kızdırılır ve kızgın yağ nane (veya haspir) ile birlikte yemeğin üzerine dökülür.
KAYNAKLAR:
1) Tokuz, G. Dolmalar ve Köfteler Şehri Halep, Hayy Kitap, 2011, 1. basım, s. 81.
2) Güzelbey, C. C. Gaziantep’in Yaşamından Kesitler, Ar Ajans, Gaziantep, 1992,s.46.
3) Yurtsever, S., Antep Sofrası, Gaziantep Kültür ve Fikir Dergisi, Gaziantep, 1973. c, 14, N.1. s. 14-16.
|