Yaz aylarının en güzel tatlarından birisidir haytalya.Yaygın olarak su muhallebisi ve bici bici adlarıyla bilinir. Adı yörelere göre değişebilir. Örneğin Antakya’da haytalı, Şanlıurfa’da fazıla, Gaziantep ve Kilis’te haytalya olabilir. Bu değişim sınır ötesinde de sürüp gider. Halep’te adı hitâliye olarak bilinir.
Özellikle yaz günleri için önerilen, hafif, serinletici bir tatlıdır. Malzemeleri her zaman her yerde kolayca temin edilebilir. Hazırlanması da çok kolaydır. Farklı malzemelere hiç itiraz etmez haytalya. Çok mütevazidir sadece su ile hazırlayabilirsiniz. Biraz su ekleyerek lezzetini artırabilirsiniz. (Sadece süt ila hazırlamak isterseniz küçük küpler halinde kesmek biraz güç olabilir.) Alçak gönüllülüğünü sunumunda görmek de mümkündür. Üzerine toz şeker, pudra şeker (1) veya pekmez (2) konulabilir. Bazı illerde -Antakya, Kilis, Halep- olduğu gibi dondurma ile de sunulabilir.(3) Kaselere konulan haytalının üzerine bir avuç buz parçaları yerleştirilir, üzerine şeker şurubu ve gülsuyu eklenir ve salepli dondurma ile birlikte yenir. (4) Adana’daki gibi kırmızı gıda boyası içinde pudra şekeri, kar haline getirilen buz ve gül suyu eklenerek de tüketebilir. (5)
Haytalya sadece evlerde ve profesyonel iş yerlerinde hazırlanıp tüketilen bir yiyecek değildir. Aynı zamanda açık alan, sokak,kır ve bayram yeri tatlısıdır. Çocukluğumuzda bayram yerlerinde aşina olduğumuz bir tat idi. Eskiden hamamlarda ve mesire yerlerinde tüketildiğini yazılı kaynaklardan öğrenebiliyoruz. Araştırmacı-yazar Mary Priscilla Işın, “Gülbeşeker” adlı eserinde - bir başka yazardan alıntılayarak - 19. yüzyıl sonuna ait bir İngilizce yemek kitabında, “Ramazan pastası” adıyla üzerine gülsuyu veya yasemin suyu dökülen “Türk usulü” bir muhallebi tarifi bulunduğundan bahsetmektedir. Işın, ayrıca aynı eserinde seyahatname yazarı bir İngiliz papaz olan Robert Walsh’dan İstanbul ile ilgili şu satırları aktarmaktadır. “Muhalabie denilen hafif ve şeffaf, jöle kıvamında pirinç unu tatlısından kürekle bir parça kesip tabağa koyuyor, sonra aynı kürekle kare kare kestikten sonra, üzerine delikli bir gümüş şişeden gülsuyu veya bir başka kokulu madde damlatıyor. Çok ferahlatıcı nefis bir yiyecektir.” (6) Tatlı bizim yabancı gezginin de çok hoşuna gitmiş olmalı.
İster bayram yerindeki tepsideki tablo güzelliğinde olsun, ister konuklara ikram edilen kase şıklığında harika bir yiyecektir. Her zaman güzeldir, hem görünümü, hem tadı.. Üzerine pudra şekeri, kaymak hele dondurma konulduğunda tadına doyulmaz. Çocuklar gibi güllere meraklıysanız tatlınızı gül yapraklarıyla süsleyebilir, çiçek suyu ile son dokunuşu yağabilirsiniz. Gelenekselinden biraz söz ettim ama siz yaratıcılığınızı kendi tarifinizde kolayca uygulayabilirsiniz.
Şimdi arkanıza yaslanıp kendinizi elinizde bir kase ve kaşıkla düşleyebilirsiniz. Avuçlarınızda kasenin serinliği, kırmızı veya pembe gül yapraklarının arasında gezinen beyaz küpler, bademler ve Antep fıstıkları.. Bembeyaz küplerinin arasında raks eden buz parçacıkları..
Haytalya’nın Halep’ten derlediğim çok güzel bir de öyküsü var. Öykü şöyle: (7) “Halep’te kocası ölmüş, yaşlı bir kadın yaşıyormuş. Oğlu her hafta cuma günü annesine uğrar, önce halini hatırını, sonra da evlenmek isteyip istemediğini sorarmış. Annesinden her zaman olumsuz cevap alan genç bir gün sorduğu soruyu değiştirmiş. “Anne hitâliye mi yemek istersin, evlenmek mi?” demiş. Annesi uzun süre düşünmüş. Düşünmüş, düşünmüş, sonunda kederli bir yüz ifadesiyle oğluna bakarak, biraz da ağlamaklı bir sesle şöyle cevap vermiş “Oğlum, benim hitâliye yiyecek dişim mi kalmış? En iyisi sen beni evlendir.”
İyi ramazanlar..
HAYTALYA
Malzeme: 3,5 su bardağı süt
3,5 su bardağı su
1 su bardağı nişasta (buğday)
Şurup için:
1,5-2 su bardağı şeker
3 su bardağı su
1,5 su bardağı fıstık veya badem içi
l kahve fincanı çiçek suyu (veya gülsuyu)
Hazırlanışı: Süt kaynatılır, soğutulur. Nişasta bir bardak soğuk sü/süt ile ezilir. Süt bu karışıma eklenirken ocak yakılır. Tahta kaşıkla nişasta kokusu gidinceye kadar kaynatılır. Pişen, koyulaşan karışım 1,5 cm kalınlığında tepsilere dökülür ve donmaya bırakılır. (Servisten önce haytalyanın donması, ama yüzünün kurumaması gerektiğinden, biraz dondurulduktan sonra üzerine bir parmak su konulmaktadır. ( Günümüzde bu işlem yerine tepsi strech film ile kapatılabilir)
Şeker su konup, karıştırılarak eritilir, çiçek suyu eklenir. Tepsideki haytalya; beyaz küp şeker büyüklüğünde kesilerek hazırlanan şurubun içerisine atılır. Üzerine kabukları soyulmuş fıstık veya badem içi eklenir. Soğutulduktan sonra, arzu edilirse buz parçacıkları eklenerek kaselere konularak sunulur.
Not: Fotoğraftaki gibi meyve koymayı düşünürseniz çilek gibi renk ve koku verecek meyveleri tercih etmeniz tavsiye edilebilir.
Dip Notlar:
1) İnaltong, Tijen. (2005). Her Güne Bir Yemek, Yapı Kredi Yayınları, 1. Baskı İstanbul, s. 174
2) Kutucular, Selin (2005). Büyükada Yemekleri, (Dedemin Sofrası), Doğan Ofset. 3. baskı, İstanbul, s. 160.
3) Tokuz, Gonca. (2011). Dolmalar ve Köfteler Şehri Halep-Halep Beled-el Mehaşi ve Kibeb, Hayykitap, 1. Basım, İstanbul, 2011, s.67
4)Budak, Süheyl. (2008). Antakya Mutfağı, Antakya Rotary Kulübü tarafından basılmıştır. 1. Baskı, Antakya, s 348.
5)Artun, Erman. (2006). Adana Halk Kültürü, Ulusoy Matbaacılık Ltd. 2. Baskı, Adana, s. 106.
6)Işın, Mary, Priscilla. (2008) Gülbeşeker, Türk Tatlıları Tarihi, Yapı Kredi Yayınları, 1. Baskı İstanbul, s. 275.
7)Tokuz, Gonca.(2002) Gaziantep ve Kilis Mutfak Kültürü, Gaziantep Üniversitesi Vakfı Yayını, Gaziantep, s. 302.
|