Darbecilik suç mudur ?
Türkiye’nin son zamanlardaki genel manzarasına bakılırsa darbeyi aklından geçiren bile suç işlemiş sayılıyor.
Bizler darbelerin ülkemizi onlarca yıl geri götürdüğünü öne sürerken bazıları :
- 12 Eylül kötüdür ama 27 Mayıs iyidir. Çünkü demokrasi ve özgürlük getirmiştir, zırvalarını döktürdüler.
27 Mayıs darbesi özgürlük getirmiştir de neleri alıp götürmüştür, işte bu tuşlara pek basmazlar..
Darbenin iyisi olmaz.Darbe savunulamaz.Darbe övülemez.
Darbeye sadece sövülür.
Yapanın da, yaptıranın da, destekleyenin de, alkışlayanın da, övenin de aklında kuşku duyulmalıdır.
Komşumuz Yunanistan darbecilerini öyle içeri tıktı ki, ancak ölünce çıkıyorlar.
Türkiye bu konuda sınıfta kalmıştır.
1960 yılından beri siyasi hayatımız bir türlü rüştünü kanıtlayamamıştır.
48 yılda 2 darbe 2 ara darbe yaşadık.
Aydınlarımızın iyi darbe- kötü darbe saplantılarından kurtulamamaları halkımızın darbe kepazeliğini anlamasını engellemiştir.
Eski Bir amiralin “darbe günlükleri” üzerine kurulan tuhaf kurgular uğruna insanlar tutuklanırken , darbeyi gerçekleştirerek Türkiye’yi baştan aşağı yerle bir edenler koruma altına alınmıştır.
Bu gün ülkemiz kurumlarındaki tüm aksaklık, bozukluk ve hataların nedeni 12 Eylül darbesidir.
Eğer kıyaslanırsa, 12 Eylül darbesi Marmara depreminden daha büyük bir felakettir.
Gençliğin yurt sevgisini bitirmiştir.
Ahlakı yıpratmıştır.
Cumhuriyeti yıkmıştır.
Her türlü gericiliğe ve yobazlığa yol açmıştır.Türkiye’nin dünyadaki saygınlığını zedelemiştir.
İç siyasette 27 Mayıs saçmalığının üzerine tüy dikmiştir.Demokrasi filizlerini kırıp atmıştır.
AK Parti iktidarının alt yapısını hazırlamıştır
Nedir ki, 12 Eylül sonrası iktidara gelenler, darbe kuyrukçuluğunu bırakamadıkları için hiçbir şey yoluna girmemiştir.
İlkel toplumlara bile yakışmayacak anayasa, halkın oylarını yağma eden seçim barajı, toplumun her kesimini inciten idare sistemi varlıklarını sürdürüyorlar.
Üniversiteleri “yüksek liseye” çeviren cuntacıların bu eylemine sivil siyasetçiler de dört elle sarıldılar.
Sivil siyasetçiler bu davranışlarıyla içlerindeki “cuntacı” ruhu açığa vurdular.
Bu günlerdeki darbe karşıtlığının samimiyetine kimse inanmaz.
Darbe ve darbeciye karşı olanların öncelikle yıllarca Marmaris’te koruma altında yaşayan “darbeci başından” hesap sormaları gerekirdi.
Kenan Evren’in yargılanması için iddianame hazırlayan savcıya işten el çektirip mesleğine son verenlerin darbeci avına çıkmaları ciddiye alınamaz.
Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya yaşları nedeniyle cezaevine konamasalar bile rütbeleri erliğe indirilebilir.
Sadece onların değil, 12 Eylül darbesini yapan diğer generaller de erliğe indirilmelidir.
Eğer darbecilerin ölüleri bile yargılanmazsa, askeri darbeler yerini cemaat darbelerine bırakır.
Askerler her darbeden sonra gördükleri yanlışları düzelttiklerini sanarak iktidarı sivillere geri verdiler.
17 Aralık darbecilerinin amacı Türkiye’yi cehenneme çevirmek, insanlara yaşamı karabasana dönüştürmekti.
Erdoğan, kendisine darbe tezgahı kurulana kadar “darbe gerçeğini anlayamadı.
Önemli sayısal çoğunluğunu demokrasi ve hukukun gelişmesi için kullanamadı.
Türkiye “darbeci müzesi” olmaktan kurtarılmadan yapılacak her türlü girişim, yapanın elinde patlar…
İntikam peşinde koşanlar, intikamın da intikamının olduğunu bilmelidir.
|