Ülkemizde önemli görevlere gelmek için gelebilmek için belirlenmiş ölçütler yoktur ama devlet kurumunda çaycı olmak için sağlık raporu, sabıka kaydı, oturma belgesi isterler, hatta bazen polis araştırmasıbile yaparlar.
İşte bu nedenle çaycılarla odacılar hadlerini bilirler.
Oysa haddini bilmek odacıdan Cumhurbaşkanına kadar herkes için gereklidir.
Hatta makamlar yükseldikçe daha da gerekli olmaya başlar.
Son yıllarda çocuklara yönelik şiddet, tecavüz ve öldürmeler sıradanlaşamaya başladı.
Vahşetin ve alçaklığı sıradanlaşması bir toplum için sonun başlangıcıdır.
Çocuk ve aileden sorumlu bakan, öldürülen çocukların ruhlarına azap çektirmek, ailelerinin de acılarına tuz basmak istercesine oldukça tuhaf bir öneriyleşaşkınlık yarattı.
“Çocuklara çığlık atmasını öğretin” buyurmuşlar.
Önerisi eksik kalmış.
Televizyonlara çıkıp nasıl çığlık atılacağını da göstermeliydi..
Ne yazacağımı düşünürken Eyüp Liseli dostum Bülent Gülmedim Hızır gibi yetişti.
İnternetteki sayfasına koyduğu bir öykü ile çocuklara daha zekice öneriler bulunulacağını da göstermiş oldu.
Beni de çıkmazdan kurtardı.
Bülent Gülmedim arkadaşımın paylaştığı öykü şöyle:
“Amerika’da yabancı bir adam, 8 yaşındaki erkek çocuğun yanına geldi ve bazı aksilikler olduğunu, annesinin kendisini yolladığını,çocuğun kendisi ile gelmesi gerektiğini söyledi..
Bunu üzerine çocuk amada sordu.
“ Pekala o zaman şifreyi söyle.. Nedir”
Adam bunu duyunca hızlıca çocuğun yanından kaçtı.
Çünkü: Annesi daha önce çocukla konuşmuş ve aralarında birşifre oluşturmuşlardı.
Şifreyi söylemeden hiç kimse ile birlikte gitmemesini tembihlemişti.
Bu küçük ayrıntı belki de çocuğun hayatını kurtarmıştı.
Çocuklarınızla konuşun. Aranızda bir şifre oluşturun.
O şifreyi söylemeyen kişiyle gitmemesini söyleyin.
Belki bu şekilde çocuklarımızı biraz daha koruyabilir, hiç olmazsa kendi dünyamızı daha güvenilir hale getirebiliriz.”
İktidarların çocuklara uygun gördüğü öğretimle ve yapılmayan eğitimle düşünen, aklını kullanan insanlar çıkmayacağı bilindiğinden, en kestirme yol seçiliyor.
Çığlık atmasını öğrenen çocuk, ilerleyen yıllarda da ana , bacı, avrat dümdüz gitmeye başlar.
23 Nisan’da dünyadaki tek çocuk bayramına sahip olmakla övünenler, alınacak onlarca önlem dururken çocukların çığlık atmasından fayda umuyorlarsa bundan sonra uluslar arasısaygınlığımızın yerlerde sürünmesine şaşırmasınlar.
AKP 2002 yılından beri iktidardadır.
Ekonomik ve toplumsal istikrar yakalanmasa bile kolay ulaşılamayacak bir suç istikrarı yakalanmıştır.
Televizyonlarda akşamları yer alan tecavüz, cinayet, yaralama ve kaza haberleri kişinin can güvenliğine yönelik suç artışındaki istikrarın en belirli kanıtıdır.
İktidar, devletin emanet edildiği kurumdur.
2002’den beri ülkeyi yönetenlerin başarısızlıklarıbaşarılarının önüne geçmiştir.
Başta partilere para yardımı olmak üzere devletin her türlü olanağını kullanan ve neredeyse oy alabilmek için bütçeyi talan ettirenler önceliği insan yaşamı olan politikalar yerine sonu gelmez bir ele geçirme hırsıyla bu günlere geldiler.
30 Mart seçiminden sonra öylesine kendilerinden geçtiler ki, aileden sorumlu bakan çocukların can güvenliği ve geleceği ile ilgili yasal düzenlemeler yolunu seçeceğine, çocuklara çığlık atmayı öğretilmesini öneriyor.
Ellerinde çok miktarda biber gazı kalmış olmalı ki, onu da çığlık atan çocuklara kullanacaklar.
Devlet yönetimi ciddiyet ister.
Son 10 yılda 3000 çocuk kayboldu.
Organ hırsızları ile ilişkili olabilir mi?
|