Öyle öyküler vardır ki, anlamak istemeyenlerin dışındaki en ilkel düzeydeki insanlar bile kıyısından köşesinden bir şeyler anlar.
Son zamanlarda internette de pek sık paylaşılan bir öykü var.
Gerçektir, değildir. Yaşanmıştır, yaşanmamıştır.
Bu güzel ve ibret alınması gereken öyküyü sizlerle paylaşmak istedim.
İşte günümüzün anlam ve önemini yansıtan öykü:
* * Çok eski yıllarda krallıkla yönetilen bir ülke varmış.
Ama; bu ülkede, hukuk ve hakimler de varmış. Törelere göre, bir vatandaş öldüğünde, şehir merkezindeki dev çan bir defa çalınırmış. Uzun uzun da yankılanırmış. Eşraftan birisi ölürse çan iki defa, büyük bir devlet adamı ölürse üç defa çalınırmış.
Ya kral ölürse!... O öldüğünde, çan dört defa çalınırmış. Gel zaman git zaman… Şehirde bir olay olur, iş mahkemeye intikal eder.. Davanın sanığı olarak mahkeme huzuruna çıkarılan kişinin suçsuzluğunu ise bütün vatandaşlar bilmektedir. Bir formalite olarak görülen ve beraat beklenen, davadan sürpriz bir karar çikar. Sanık para cezasına mahkûm olmuştur. Hakim sorar : “Bir diyeceğin var mı?” Sanığın cevabı tek kelimeliktir. “Hayır !...” Mahkeme biter. Dinleyiciler dağılır. Kafalarda bir kaygıoluşur.!.. Kısa bir süre sonra dev çanın sesi duyulur.. Acaba kim öldü ?.. Çan bir defa daha çalar. Acaba eşraftan kim öldü ?.. Şehir çan sesi ile bir defa daha inler. Hımmmmm… büyük bir devlet adamı, acaba kim ?.. Soruya cevap alınmadan çan bir defa daha çalar, yeri, göğü inletir. Herkeste bir feryat: eyvah!.. Kralimiz öldü!.. Ancak, törede görülüp işitilmemiş bir şekilde çan, beşinci defa da çalınır, yer gök inler ve sesler kesilir. Herkes bunun ne anlama geldiğini öğrenmek için. Çan görevlisine koşar. Bir de bakarlar ki çanı, haksiz yere mahkûm edilen adam çalmaktadır. Sorarlar : " -Ne demek beş defa çan çalmak?.. Kraldan daha büyük birisi mi öldü ?....." Cevap şaşırtıcı olduğu kadar anlamlıdır da : " -Evet ! Adalet öldü ! ..."
* *
Haksız para cezası verildiğinde adalet ölüyorsa, suçlarını bilmeyen insanlar yıllarca ceza evinde yatarsa adalet ne duruma düşer?
Katiller aramızda dolaşırlarken, şehit ailelerine hakaret edilirse adaletin varlığından söz edilebilir mi?
Aç olduğu için ekmek çalan, milyarlarıçalandan daha çok ceza alırsa çan yerine siren öttürmek gerekmez mi?
Bu ülkede adalet, 27 Mayıs darbecilerinin kurduğu “yüksek adalet divanında” öldürülmüştü.
12 Mart Mahkemeleri cellat gibi çalıştı ve adalet bir kez daha öldürüldü
12 Eylül darbecileri ve onların yalakalarıise hem tecavüz ettiler, hem de öldürdüler.
Bizim adalet yedi canlı olmalı. Kaçıncıcanı çıktı, sayan var mı ?
|