Tarihini bilmeyen, kendisinin fakında olmayan insan yığınları toplum olamaz.
Kendi kültürünün diğerlerinden ayrıldığı noktaları bilmeyenler de millet olamazlar.
Aydınlık gelecek umanların bu yolda uçuruma yuvarlanmadan ilerlemeleri için ellerinde geçmişten kalan aydınlatıcıların bulunması gerekir.
Yönetenlerle yönetilenler arasındaki eğitim dengesi sağlanamazsa kapıkulu mantığının egemenliği ortaya çıkar.
Türkiye halkı sıkıntılı günler yaşıyor.
Soma’daki kömür madeninde çok sayıda insan öldü.
Görsel ve yazılı basın çeşitli varsayımlarla birlikte ne olup bittiğini halka anlatmaya çalışıyorlar.
Olay o kadar tuhaf ki, yetkililer açıklama yapmaya korkuyorlar.
Birkaç güne kadar konuya “yayın yasağı” getirirler.
Ülkenin çeşitli yerlerinde ortaya çıkan tepkiler Başbakan’a rahatsızlık vermeye başladı.
Başbakan rahatsız edilir mi, ne ayıp şey.
Yıllar önce bilerek, bu günler hesaplanarak bozulan eğitim ve öğrenim diplomalı cahiller sürüsü ortaya çıkardı..
Halkın geleceğini kurmakla yükümlü siyasetçiler de bu durumdan yararlanarak , insanları oyun hamuruna çevirdi..
Siyaset meydanında utanma, sıkılma, arlanma,saygı,dürüstlük, sorumluluk ortadan kaldırılarak halkı kandırma ve aldatma “erdem” haline getirildi..
Siyasetçiler ne yaptıklarını çok iyi biliyorlar. Ülkemizde siyaset bir bütündür.
AKP – CHP- MHP- ANA- DP kurgulanmış bütünün parçalarıdır.
Birbirlerinden farkları bulunmadığı içinde aykırı ses çıkmaz.
Ara sıra çıkan aykırı sesler susturulur. Aykırı düşüncenin çıktığı kafalar ezilir.
1947 de Truman Doktrini ile aralanan kapıdan adımın attıktan sonra kendi toprakları gibi ülkemize yerleşen ABD’nin istemediği oluşum gerçekleşemez.
Sistem öylesine örgütlendirilmiştir ki ;“ Tam bağımsızlık “isteyenler “vatan haini” ilan edilmiştir.
Vatanın şehit kanıyla ıslatılmış topraklarını tek kurşun atılmadan masa başında teslim edenler de “ulusal kahraman” diye yutturulmuşlardır.
Bugün derinlemesine bir irdelemeye gerek duymadan yüzeysel bir bakışla bile ortada bağımsızlık falan kalmadığı anlaşılır.
Yaşanan sıkıntılar çoktan yitirilen bağımsızlığın yarattığıdev dalgalardır.
Kapanan iş yerlerinin yanı sıra hıyanete varan özelleştirme uygulamalarının yarattığı işsizler ordusu köleleşmenin alt yapısınıhazırlamaktadır.
Para piyasalarından aydınlatmaya, ekmeğimizin buğdayındanısınmaya dışa bağımlılık almış yürümüşken siyasetçilerin çeşitli zırvaları gündemde tutmaları ihanetin boyutlarını saklama çabalarıdır.
Halk, rüzgarın önünde savrulan sararmış yapraklara dönmüştür.
Bilinçli ve sistemli bir beyin yıkamanın etkisinden kurtularak kandırmacalara engel olması için önce daldığı derin uykundan kurtulması gerekiyor.
Rüzgarın önünde savrulan yapraktır.
İnsan savrulmaz.İnsan savrulmamalı.
İnsanın bir duruşu olmalı.İnsan insan gibi davranmalı.
Yeryüzünde “onuru” bulunan tek canlı insandır.
Türkiye’nin siyasetçileri insanımızla oynuyorlar.
Yiyecek paketleri, kömürler dağıtarak onuruyla da oynuyorlar.
Dini elemanları kullanarak inancıyla da oynuyorlar.
Siyasetçiler yaptıklarının bilincinde ama yurdumuzun insanıneler olduğunu anlamıyor
Hayatın ve günün belirli zamanında olması koşuluyla uyku güzeldir.
Yurdumuzun insanı uyuyarak yaşadığını sanıyor.
Sürekli aldatılıyor ve kandırılıyor.Uyanması gerek, uyanmıyor.
Uyanmasını isteyenlerin yok edildiğini tepkisizce izliyor.
Bir gün kapısı çalınacak, açmasa da kıracaklar.
O gün gelmeden yurdumun insanı uyanmalı.Ve bilmeli ki uykuda geçen hayat yarı ölümdür.
Soma’daki kömür madeninden çıkan her ceset bu uyumanın bedelidir.
|