Siyaset felsefenin bir yan dalıdır.
Siyasetçiler filozof olmadıkları gibi filozoflardan da siyasetçi pek çıkmıyor.
Çıkanlar da siyaset meydanında uzun yaşayamıyorlar.
55 yıldır siyasetçileri izlerim. Beğenip saygıduyduklarım başarılı olamadılar.
Kimsenin adını yazmayacağım. Çoğu öldüler, yaşayanların sayısı ise sınırlı.
Siyasetçi bilgili, birikimli, donanımlı, görünüşü güven verici, konuşması doyurucu, dürüst ve ilkeli olmalıdır.
Sağda olur, solda olur, ortada olur günümüzde pek önemli sayılmıyor.
Türkiye koşullarında muhafazakar ve modern olmalı.
Muhafazakarlık ilericiliğe engel değildir yeter ki çağdaşlık çeşmesinden su içilsin.
Ağustos’ta halkımız ikinci kez Cumhurbaşkanı seçecek.
Medyada çok sayıda aday adayının adı geçiyor.
Bunların aday olabilmeleri için en az 20 milletvekili tarafından önerilmeleri gerekiyor.
Halkın seçeceği bir cumhurbaşkanının milletvekillerinin kalite kontrolünden geçmesi be kadar doğrudur?
Öyle insanlar vardır ki halk sever ama milletvekilleri arasında seven bulunmayabilir.
Seçimin ve demokrasinin suyunu çıkarmak işte budur.
Çankaya köşküne çıkıp orada 5 yıl oturmayı isteyen ve konumu bu işe uygun herkes aday olabilmeli.
Adaylığı 20 milletvekilinin imzasına bağlamak yolsuzluğa ve çıkarcılığa açılan yeni bir kapıdır.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri çoğunlukla tartışmalıgeçmiştir ama sonunda birisi seçilmiştir.
Seçilenlere karşı daha sonra yapılan terbiyesizlik, küstahlık ve magandalık ise sıradanlaşmıştır.
İşte bu sıradanlaşma bizim uygar ülkeler arasındaki yerimizi belirlemektedir.
Abdullah Gül’den sonra kimin Çankaya’ya yerleşeceği gündemin tepesindedir.
AKP cephesi belli, eğer Gül-Erdoğan anlaşırlarsa ikisinden biri aday olacak.
Karşılarına çıkacak kişi CHP-MHP ortak adayı olmasının yanı sıra halkın desteğini alacak nitelik taşımazsa devletin zirvesi bir kez daha AKP’ye teslim edilecektir.
Aday adaylarının sayısı düzineyi bulmak üzere.
Ancak içlerin de birisi var ki, Türk siyasetinde aktif olarak yer almasının siyasete kalite kazandıracağını birkaç kez yazmıştım.
Çankaya için adı geçince oraya da çok yakışacağına kuşku duymadım.
İlhan Kesici, Türkiye’de yetişmiş nitelikli ve güven veren ender siyasetçilerdendir.
Eğer adaylık için gerekli desteği bulursa AKP’nin Çankaya hayali suya düşebilir.
CHP ve MHP İlhan Kesici üzerinde anlaşabilirlerse, gidişten rahatsızlık duyan AKP oyları da alınabilir.
Kimdir İlhan kesici?
22 Kasım 1948’de Sivas, Zara’da doğdu.
ODTÜ Endüstri Mühendisliği Bölümü'nü bitirdi. Aynı üniversitede Master derecesi aldı. İngiltere Bradford Üniversitesi "Kalkınma ve Altyapı Projeleri Eğitimi", Londra Kraliyet Kamu Yönetimi Enstitüsü "Kamu Yüksek Yöneticiliği Eğitimi" aldı. DPTAvrupa Topluluğu Nezdinde Daimi Delegasyon Başkan Yardımcılığı, DPTMüsteşarlığıyaptı. Aralık 1991-Ağustos 1993 tarihleri arasında Bakanlar Kurulu kontenjanından YÖKüyeliği yaptı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerinde aday oldu ancak kaybetti. XX. Dönem Bursa Milletvekilliği yaptı.
22 Mayıs 2007 tarihinde CHP'ye üye oldu ve XXIII. Dönem İstanbul milletvekili oldu. 28 Eylül 2010 tarihinde CHP'den istifa etti.
CHP İlhan Kesici’yi vitrine koydu ama onun bilgi ve birikiminden yararlanma yoluna gitmedi.
Baykal kendinden başkasına tahammül edemediği, Kılıçdaroğlu’da vizyonun yetmediği için İlhan Kesici’yi yok saydılar.
Şimdi CHP ve MHP’nin önüne yeni bir fırsat çıktı.
İlhan Kesici Türkiye’nin kurtuluşu olabilir, eğer fırsat verilirse.
|