İsrail Gazze’yi vuruyor.
Havadan ve karadan vuruyor.
Kadın, çocuk, yaşlı , hasta demeden vuruyor.
Son bir ayda 600 Müslüman öldü diye feryat ediliyor.
Müslümanlık bir alt kimliktir.
İsrail, son bir ayda 600 insan öldürmüştür.
Bu cinayetleri getirip bir alt kimliğe sığdırmaya çalışmak bilinçli bir saptırmadır.
Konu tüm insanlığı ilgilendirir.
Önerilen tuhaf protestolar ise alay konusu olmaktan öteye geçemez.
Elçilik taşlamak, bayrak yakmak ise protesto falan değil, gelecekte yüzümüzü kızartacak terbiyesizliktir.
Bazıları da İsrail mallarının alınmamasını öneriyorlar.
Kendi halkına zarar vererek protesto yapan kaç toplum vardır?
Küreselleşme tüm hızıyla sürerken kimse kimsenin malını protesto falan edemez.
Sınırların kaldırılmasının planlandığı dünya da artık işbirliği ve ortak çıkarlar söz konusudur.
Son bir ayda İsrail saldırılarında 600 insan öldü.
Bir de IŞİD var. Son aylarda bu örgüt kaç insanı öldürdü?
Önce IŞİD denilen cinayet örgütünü tanımak gerekir.
Irak ve Şam İslâm Devleti ya da Irak ve Levant İslâm Devleti, kısaca ILİD ya da IŞİD Irak ve Suriye'de etkinlik gösteren radikal İslamcı aktif bir terörist grup. IŞİD, aynı zamanda, Dünya'nın en zengin terör grupları arasında sayılmaktadır. Irak Savaşı'nın ilk yıllarında kurulan ve 2004 yılında El Kaide'ye bağlılığını ilan eden grup bir süre sonra Irak El-Kaidesi adını aldı. Grup genelde Sünnî topluluklar olmak üzere Mücahidîn Şûra Konseyi, el-Kaide, Jaysh el-Fatiheen, Jund el-Sahaba, Katbiyan Ansar el-Tevhid vel Sunnah, Jeish el-Taiifa el-Mansoura gibi farklı isyancı gruplardan oluşur ve onların desteğini alır. Irak ve Levant'te Sünnî nüfusun yoğun olduğu bölgelerde halifeliği kurma hedefi vardır. Şubat 2014'te, sekiz aylık uzun bir güç mücadelesinden sonra, el-Kaide IŞİD ile bütün bağlarını kestiğini duyurdu.
Irak Savaşı'nın yoğun olarak yaşandığı dönemlerde Irak'ın Anbar, Nineve, Diyala, Babil, Kerkük ve Selahaddinillerinde çok büyük etkinlik gösterdi. Bakuba'yı başkent ilan etti. Halen devam eden Suriye İç Savaşı'nda Suriye'nin İdlip, Rakka ve Halep bölgelerinde varlık göstermektedir.
IŞİD, binlerce sivil Iraklı, Irak hükümet üyeleri ve onların uluslararası müttefiklerinin ölümlerinden sorumlu tutulmaktadır. Irak Savaşı'nın son evrelerine doğru grup gerilemeye başladıysa da, ABD'nin Irak'tan çekilmesiyle 2012'de gücünü tekrar yenilediği ve üye sayısını iki katından fazla arttırdığı bilinmektedir.
2013 yılında El-Cezire'ye sızdırılan bir mektup ve ses kaydıyla El-Kaide lideri Aymen el Zevâhiri, bu grubun Suriye kanadını tasfiye ettiğini açıkladıysa da IŞİD emiri Ebu Bekir Bağdâdî, bu tasfiye kararını ret ettiğini ve grubun Suriye'deki operasyonlarına devam edeceğini açıkladı. Nisan 2013 ile birlikte IŞİD, Suriye'nin kuzeyinde hızlı bir şekilde askerî güç kazanmaya başladı. Suriye'nin kuzeyindeki en güçlü gruplardan biri oldu. Grup Suriye'de etkin olduğu bölgelerde şeriat kanunlarını icraya başladı ve rakip gördükleri askerleri, yabancı gazetecileri, yardım kuruluşlarına üye insanları sürgüne gönderdiler veya hapsettiler.
IŞİD çetesinin başındaki Ebu Bekir Bağdadi kendisini halife ilan etti.
İslam dünyası onun halifeliğini beklemediği gibi kimse de böyle bir sapkınlığı onaylamaz.
IŞİD’in öldürdüğü insan sayısı 6000 den fazladır.
Özellikle Şiirleri kurşuna dizmekte veya kafalarını kesmektedir.
İsrail saldırılarını protesto edenler IŞİD katliamlarından söz etmiyorlar.
Protesto edilmediği gibi Irak’taki Türk konsolosluğu baskını ve kaçırılan Türklerle ilgili “yayım yasağı” kondu.
“Müslümanları ancak Müslümanlar öldürebilir” gibi sapık bir mantıkla hareket ediliyorsa,
IŞİD sınırlarımızı aştığında Silahlı Kuvvetlerimizin bu katilleri toplu olarak yok etmesi mi gerekiyor.
Türkiye AKP iktidarından önce DEVLET konumundaydı.
Aynı konuma geri dönülmezse , Irak’ta yaşananların birebir yaşanması için gün sayılmaya başlanacaktır.
İsrail Gazze’yi vuruyor.
Havadan ve karadan vuruyor.
Kadın, çocuk, yaşlı , hasta demeden vuruyor.
Son bir ayda 600 Müslüman öldü diye feryat ediliyor.
Müslümanlık bir alt kimliktir.
İsrail, son bir ayda 600 insan öldürmüştür.
Bu cinayetleri getirip bir alt kimliğe sığdırmaya çalışmak bilinçli bir saptırmadır.
Konu tüm insanlığı ilgilendirir.
Önerilen tuhaf protestolar ise alay konusu olmaktan öteye geçemez.
Elçilik taşlamak, bayrak yakmak ise protesto falan değil, gelecekte yüzümüzü kızartacak terbiyesizliktir.
Bazıları da İsrail mallarının alınmamasını öneriyorlar.
Kendi halkına zarar vererek protesto yapan kaç toplum vardır?
Küreselleşme tüm hızıyla sürerken kimse kimsenin malını protesto falan edemez.
Sınırların kaldırılmasının planlandığı dünya da artık işbirliği ve ortak çıkarlar söz konusudur.
Son bir ayda İsrail saldırılarında 600 insan öldü.
Bir de IŞİD var. Son aylarda bu örgüt kaç insanı öldürdü?
Önce IŞİD denilen cinayet örgütünü tanımak gerekir.
Irak ve Şam İslâm Devleti ya da Irak ve Levant İslâm Devleti, kısaca ILİD ya da IŞİD Irak ve Suriye'de etkinlik gösteren radikal İslamcı aktif bir terörist grup. IŞİD, aynı zamanda, Dünya'nın en zengin terör grupları arasında sayılmaktadır. Irak Savaşı'nın ilk yıllarında kurulan ve 2004 yılında El Kaide'ye bağlılığını ilan eden grup bir süre sonra Irak El-Kaidesi adını aldı. Grup genelde Sünnî topluluklar olmak üzere Mücahidîn Şûra Konseyi, el-Kaide, Jaysh el-Fatiheen, Jund el-Sahaba, Katbiyan Ansar el-Tevhid vel Sunnah, Jeish el-Taiifa el-Mansoura gibi farklı isyancı gruplardan oluşur ve onların desteğini alır. Irak ve Levant'te Sünnî nüfusun yoğun olduğu bölgelerde halifeliği kurma hedefi vardır. Şubat 2014'te, sekiz aylık uzun bir güç mücadelesinden sonra, el-Kaide IŞİD ile bütün bağlarını kestiğini duyurdu.
Irak Savaşı'nın yoğun olarak yaşandığı dönemlerde Irak'ın Anbar, Nineve, Diyala, Babil, Kerkük ve Selahaddinillerinde çok büyük etkinlik gösterdi. Bakuba'yı başkent ilan etti. Halen devam eden Suriye İç Savaşı'nda Suriye'nin İdlip, Rakka ve Halep bölgelerinde varlık göstermektedir.
IŞİD, binlerce sivil Iraklı, Irak hükümet üyeleri ve onların uluslararası müttefiklerinin ölümlerinden sorumlu tutulmaktadır. Irak Savaşı'nın son evrelerine doğru grup gerilemeye başladıysa da, ABD'nin Irak'tan çekilmesiyle 2012'de gücünü tekrar yenilediği ve üye sayısını iki katından fazla arttırdığı bilinmektedir.
2013 yılında El-Cezire'ye sızdırılan bir mektup ve ses kaydıyla El-Kaide lideri Aymen el Zevâhiri, bu grubun Suriye kanadını tasfiye ettiğini açıkladıysa da IŞİD emiri Ebu Bekir Bağdâdî, bu tasfiye kararını ret ettiğini ve grubun Suriye'deki operasyonlarına devam edeceğini açıkladı. Nisan 2013 ile birlikte IŞİD, Suriye'nin kuzeyinde hızlı bir şekilde askerî güç kazanmaya başladı. Suriye'nin kuzeyindeki en güçlü gruplardan biri oldu. Grup Suriye'de etkin olduğu bölgelerde şeriat kanunlarını icraya başladı ve rakip gördükleri askerleri, yabancı gazetecileri, yardım kuruluşlarına üye insanları sürgüne gönderdiler veya hapsettiler.
IŞİD çetesinin başındaki Ebu Bekir Bağdadi kendisini halife ilan etti.
İslam dünyası onun halifeliğini beklemediği gibi kimse de böyle bir sapkınlığı onaylamaz.
IŞİD’in öldürdüğü insan sayısı 6000 den fazladır.
Özellikle Şiirleri kurşuna dizmekte veya kafalarını kesmektedir.
İsrail saldırılarını protesto edenler IŞİD katliamlarından söz etmiyorlar.
Protesto edilmediği gibi Irak’taki Türk konsolosluğu baskını ve kaçırılan Türklerle ilgili “yayım yasağı” kondu.
“Müslümanları ancak Müslümanlar öldürebilir” gibi sapık bir mantıkla hareket ediliyorsa,
IŞİD sınırlarımızı aştığında Silahlı Kuvvetlerimizin bu katilleri toplu olarak yok etmesi mi gerekiyor.
Türkiye AKP iktidarından önce DEVLET konumundaydı.
Aynı konuma geri dönülmezse , Irak’ta yaşananların birebir yaşanması için gün sayılmaya başlanacaktır.
|