Yıllardır bu ülkede “hukuk yoktur” diye yazarım.
Benim gibi başka yazanlar da vardır ama iktidarlar “hukuk varmış gibi” davrandıklarından halkımız onları dinler.
Beş yıl önce Star Televizyon’unda Ruhat Mengi’nin programında Anayasa Profesörü Süheyl Batum üzerine basarak aynı şeyi söylemişti.
“Türkiye’de hukuk yoktur”
Bir anayasa hukukçusu yok dediğine göre hukuk gerçekten uzaklarda bir yerde duruyor.
Hukukun ülkeye nasıl geleceği ise pek konuşulmuyor.
Hukuk, demokrasi, özgürlük kendiliğinden gelmez.
Öncelikle bireyin bunları istemesi gerekir.
Türk halkı hukuk istiyor mu?
Elinde elektrik faturasıyla ödeme yerine gelen yurttaşımız kuyruğa girmeden işi bitirmenin yollarını arar.
Bankadaki memurlar arasında tanıdık bir yüz bulmaya çalışır.
Kuyruğun ön sıralarında bildik birilerini bularak elindeki faturayı ona kakalamaya çalışır.
Her şey için, özellikle de işe girme konusunda mutlaka“torpil” peşinde koşar.
Aradığı torpili bulur da çocuğunu memur yaparsa bu kez “rahat”bir yerde çalıştırılması için yeni torpiller aramaya başlar.
Altı ay geçmeden çocuğunu şef yaptıracak torpili yakalamak üzere koşuşturur.
İmam Hatip çıkışlıların istedikleri okula girmelerini sağlayan “kat sayı” uygulaması hukuktan ne kadar uzakta olduğumuzun kanıtıdır.
Toplum yalakalığını meslek haline getirenleri çokluğu hukukun yeşermesine engeldir.
Kimler hukuka karşıdır?
Çalışmadan, emek harcamadan, yorulmadan ve en kısa yoldan sonuca ulaşma hayaliyle yaşayanlar hukuk istemezler.
Hukuk, eşitliği getirir.
Hukuk, her türlü hakkın gerçek sahibini bulmasını sağlar.
Hukuk, liyakat sahiplerinin önünü açar.
Hukuk, başta siyasi ahlak olmak üzere tüm ahlak kurallarına geçerlilik kazandırır.
Prof.Dr.Süheyl Batum Türkiye’de hukuk olmadığını söylerken bunun nedenlerine değinmemişti.
Halkımızın çoğunun hukuk istemediğini söyleyemedi.
Bizler birey olarak hukuk istemiyoruz.
Hukuk geldiğinde hırsızlık ve yolsuzluk da sona erer.
Halkımız yaygın olarak ne diyor ?
“ Çalsın ama iş yapsın”
Hırsızlık ve yolsuzluğa içtenlikle karşı çıkanların sayılarısınırlıdır.
Geri kalanlar sıranın kendilerine gelmesini beklerler.
Kendileri yapılan yolsuzluklardan paylarını alamadıklarısürece de kızmaya devam ederler.
Hukuk geldiğinde yolsuzluk biter ama sıranın gelme beklentisi de biter.
Öncelikle kendimize sormalıyız.
Tüm diğer insanlarla eşit koşullarda yaşamak istiyor muyuz?
Hukuk ve ayrıcalık aynı ortamda yaşamazlar.
Biri diğerini yok eder.
Türkiye’de olan budur.
Ayrıcalık hukukun yerleşmesine ve yaşamasına izin vermiyor.
Bireylerimiz ise ayrıcalıklı bir yaşam için her türlü taklayı atıyorlar.
Siyasetin ülkemizde “geçerli mesleklerden” sayılmasının nedeni siyasetçiye tanınan ayrıcalıklardır.
Siyasetçiler ayrıcalıklarını yitirmemek için hukuk istemiyorlar.
Halk da ayrıcalık sırasının bir gün kendisine geleceğini beklediği için hukuku istemiyor.
Hukuk da ne yazık ki kendiliğinden gelemiyor.
|