Toplumsal yaşamımız “Yeni Anayasa-Başkanlık Sistemi” ve terör olayları tartışmalarıyla her gün yeni sorunlara açılmaktadır. Siyasetçilerin ulaşmak istedikleri yere, kavuşmak istedikleri amaçlara erişmek için neden oldukları sorunlar giderek büyümekte ve çözümü güç karmaşalar durumuna gelmektedir. Sert, kaba ve çirkin sözlü atışmalar, saygıyı, nezaketi, terbiyeyi dışarıda bırakan tutum ve davranışlar kötü örnekler, utandırıcı durumlar olarak üzüntüyle izlenmektedir.
Son terör olaylarının neden olduğu acıları dindirmeye çalışırken siyasetçilerin karşılıklı sertliklerini izlemek üzüntüyü ağırlaştırmaktadır. Yönetimde uygar bir duruşun belirtisi olan “İstifa-çekilme”yi kusurlu yöneticiler asla düşünmemekte, direnmeyle, değişik gerekçe ve bahanelerle yerlerinde kalmayı yeğlemektedirler. Bu yetmiyormuş gibi yarınlara ilişkin düşkırıcı amaçlarını açıklamaktan ve halktan destek istemekten de çekinmemektedirler. Toplantılar, törenler, konuşmalar peşpeşe.
YENİ ANAYASA
Yürürlükteki Anayasa’ya uymak zorunluluğundan uzak istem ve anlatımlarla hukuksuzluğu yaymak ve pekiştirmek yolundaki adımlarını hızlandıran iktidar, terörden bile yararlanmayı düşündüğü izlenimini vermektedir. Hukuk bağlamında “Başkanlık-Yarı Başkanlık” sistemleri görüşülüp tartışılabilir. Ancak, ulusal ortamın, düzeyin, gereklerin, koşulların, yapının, ilkelerin, amaçların elverişli olması, siyasal kültürün de doyurucu çizgide bulunması gerekir. Sözde, biçimsel, başka ülkelere özenerek istemde bulunmanın gerçekle hiçbir ilgisi olamaz. Bir kişiyi önermek sistemi tersine çevirmekle birdir. O kişi gider sistem kalırsa her şey alt üst olabilir.
Özellikle bu yapının kimlerle, nasıl oluşturulacağı, kuruluş aşamasının ilk sorunudur. Günümüzde başkanlık sisteminin heveslisi Bay RTE bu sıfata, özenilen makama uygun değildir. Partisinin içinde de bu konuma yaraşır kimse görülmemekte, buyruğundaki çoğunluk ve yöneticileri de allayıp pulladıkları kimseden ayrıcalık göstermemektedir. Ulusal ve ülkesel özelliklerin elverişli olmaması bir yana, Anayasal andına aykırılıktan çekinmeyen ve kaçınmayan kimselerin daha geniş yetkilerle yönetimde egemen olmasının içine sürükleyeceği tehlikeler olasılığı, düşündürücü ve kaygı vericidir. “Kuvvetler ayrılığı” güçlendirilip denetim işlerliği daha etkin kılınsa bile, demokratik görünen bu yapıya karşın, alışkanlıkları, inanç bağımlılığı başta şimdiye değin sergilediği tutum ve davranışlarıyla devletin kuruluş amacını gözetmeyen girişimleriyle bugünün yöneticileri başkanlık sisteminin en demokratik düzenlenmesini bile sakıncalı kılabilir. Sistemi isteyenlerin geçmişleri, eğitimleri, eğilimleri, kişilikleri, uygulama ve deneyimleri birer ölçüt olarak ele alınmalıdır. Her şey gözetilmelidir.
İŞ İŞTEN GEÇMEDEN
Halkoylamasında konuyla ilgisiz çoğunluğu şimdiden uyarmak gerekir. Şimdiki aşırı yetkiler ayıklanmadıkça, kuvvetler ayrılığı ilkesi kesinlik ve etkinlikle korunup sağlıklı güvencelere bağlanmadıkça, denetim işlerliği güçlendirilmedikçe, başkanlık sisteminin yararı yerine zararı ağır basar. Ne yapacakları yaptıklarından belli olan insanlara bu yetki ve konum bırakılamaz, verilemez. Kurallara uymamak kabadayılığıyla dolaşan insanlar karanlığı koyulaştırır, yaşamı çekilmez kılar, dönülmek ve düzeltmek olanağı kalmaz, kalsa da bedeli ağır olur. AKP’liler yönünden olumlu ve uygun olmayan sistem temelden gereksizdir. Kişisel tutkular (ihtirasları-hırsları) için birçok şey gözden çıkarılamaz. Yetersiz ve aykırı kuralları ele almaya öncelik vermeyip “Başkanlık sistemi” diye tutturmak doğru değildir. Devletin kuruluş felsefesi gözardı edilerek devlet yönetilemez.
ANMA
Yarın, 18 Mart 1915 Çanakkale Deniz Zaferleri’nin 101. yıldönümü. Şehitler önde olmak üzere tüm kahramanlarını en iyi duygularla yürekten anıyoruz.
KINAMA
Başkentimizi acıya gömen terör olayında kusurlu ve suçlu olanları en kötü duygularla kınıyor, yitirdiğimiz yurttaşlara Tanrı’dan engin rahmet, yakınlarına ve yüce ulusumuza başsağlığı diliyorum.
|