Günümüzde kadınlara saldırı olayları nedeniyle sık sık gündeme gelen olumsuz davranış biçimlerinden biri “tâciz” olarak nitelendirilip adlandırılmaktadır. Arapça kökenli bu sözcük, sataşma, sıkıştırma, can sıkma, bunaltma, rahatsız etme, usandırma söylem ve eylemleri için kullanılmaktadır. “Siyasal tâciz” de siyaset yapılarak, siyaset nedenli ve amaçlı, siyasal kesimden gelen, siyasetçilerin yaptığı tâcizleri anlatmaktadır. Şimdilerde karşılaşılan, iktidar temelli kalkışma budur.
Ölçüsü kaçırılınca savcılığına soyunup yargıçlığa yeltenenleri bile pişman eden Silâhlı Kuvvetler’e saldırı böyle başlamıştır. Nasıl sürdürüleceği, nasıl biteceği, taciz edenlerle edilenleri ne duruma düşüreceğinin önceden kestirilmesi olanaksızdır. Kendilerini iktidar güvencesinde sayanların, iktidara yaranmak isteyenlerin karşıtlarına saldırıları medya kanalıyla başa çıkılması güç biçimde yapılıyor. Kötülükler kimi kurumlara, kişilere yönelik eziyet ve işkence biçimini almıştır. Yıldırma, soğutma, uzaklaştırma, çekindirme, korkutma, bıraktırma, yıkma amacıyla baş vurulmaktadır.
Muhalefet belediyelerine karşı kılıçlar çekildi.
Aydınların kırbaçlanması yetmedi. Askerlerin yıpratılıp Silâhlı Kuvvetler’in etkisizleştirilmesi az geldi. Kimi CHP ve MHP’li belediye başkanlarının tutuklanmasından, kiminin salıverilmesinden sonra CHP’li Eskişehir ve Antalya Belediyeleri’ne karşı tutuklama istekli yargı işlemleri başlatıldı. Yerel seçimler öncesi, dikkat çekecek biçimde, yöre halkını belediyelerden uzaklaştıracak işlemler siyasal etkilere bağlanmaktadır. İktidar belediyelerine karşı hiçbir işlem yapılmaması, kimi yöneticiler için Başbakanlık ve Bakanlık olurlarının alınamaması ister istemez yanlılık kuşkusu yaratmaktadır.
Eskişehir’i her yönden yenileyen, güzelleştiren, modernleştiren Büyükerşen yönetimini kıskananları sevindiren tutum değişik nedenlere ve amaçlara bağlanan bir aykırılıktır.
Hukuksuzluklardan yakınmaların yurt dışına taştığı, bu nedenle yurt dışından ağır eleştirilerin geldiği dönemde yargıyı etkilemek için değil adaletsizlikleri önlemek için üzerlerine düşenleri yerine getirmeye çalışan Baro yönetim kurulu üyelerine ceza dâvası açılmaktadır.
Emek İnşaat A.Ş. Akün ve Şinasi Sahneleri’nin yer aldığı yapıları satışa çıkarmıştır.
Kültür ve Turizm Bakanı, üstdüzey yöneticilerinin istifalarını istemiştir (önceki Bakanın ayrılması da önceden istifa dilekçesinin verildiğini gösteriyor. Demekki Bakan olurken Başbakan istifa dilekçelerini dosyasına koyuyor).
Türkiye Barolar Birliği Genel Kurulu’nun oluşma biçiminin iktidara yakın Baroları etkin kılmak için değiştirilmesini amaçlayan yasa önerisi TBMM’ne veriliyor. Yaklaşan Birlik seçişlerinden önce gerçekleştirilmesine çalışılıyor.
Öbür yandan, kadınlara yaralayıcı ve öldürücü saldırılar sürerken bu tür suçları işleyenlerin salıverilmesi çelişkisi yaşanıyor. Kötülükleri, suçları önleyici etkin bir düzenleme ve yaptırım ufukta görülmüyor. Cumhuriyet kurucularının ruhlarını tâciz edici davranışların, söylem ve eylemlerin sürmesi de ayrı. Toplumun vicdanı kanıyor.
İlgili Bakan, Merkez Bankası Başkanı’na gözdağı veriyor. Genelde memurlar tedirgin, askerler ayrılıyor, öğretmenler bekliyor. Öğrenimini tamamlayanlar huzursuz. İşsizlik yaygın. İşte bir tür Tâcizistan, RTE Türkiye’si.
Anımsatma
- 5 Şubat, altı ilkenin 3115 no.lu Yasa ile Anayasa’ya konulmasının 75., - 6 Şubat, Mustafa Kemal’in Bursa Konuşması’nın 79. yıldönümüydü. - 7 Şubat, Kadınlar Birliği’nin kuruluşunun 88. yıldönümüdür. - Yarın. 8 Şubat da 18 kadın milletvekilinin TBMM’ne girişinin 77. yıldönümüdür.
|