Merhaba sevgili okurlarım,
Satılık Sevda... Suzan Kuyumcu tarafından yazılmış, 2019 Mart ayında Elfene Dünya Yayıncılığı’ndan çıkan yeni bir eser.
Yazarı, acımasız bir aşiretin tuzağına düşen genç bir kızın, gerçek yaşam öyküsünü kaleme almış.
“Herkes söz birliği etmişçesine saygı yumağına bürünmüştü. Hayalleri beslenmeye başlayınca çoğalmış, sevdiği adam gözünde erişilmez olmuştu. Kalitesinin birden bire yükselmesine tek neden Salman'dı. O günden sonra prenses olmuştu Sibo. Azarlayan, horlayan, kimi zaman yararlanmak için yılışan, zor kullanan insanlar; önünde saygıyla eğilen, takdir edilmek için çabalayan soytarılara dönüşmüştü. O geceden sonra müşterilere meze taşıyan, onları hoşnut etmeye çalışan garson kız olmaktan kurtulmuştu. Sahnenin tek solistiydi. Salman'ın yarattığı yıldız...”
Kitapta ilerlerken; İstanbul’da yaşayan, kültür farklılığı hemen göze çarpan eğitimli bir ailenin içinde buluyorsunuz kendinizi. Daha sonra Urfalı bir aile... Üç kültürün harmanlanarak kurulan örgüsü bizleri hiç tahmin edemeyeceğimiz bir yolculuğa sürüklüyor.
Aynı zamanda üçlemeler sınıfına giren bu eser, güçlü kurgusu ve akıcı dil zenginliği ile de oldukça dikkat çekici.
“Bacaklarına kadar inen ağrı onu soluksuz bırakana kadar dişlerini sıkmış, dudaklarını ısırmış kendini sıktıkça sıkmıştı. Sonrası karanlık. Hiçbir şey hatırlamıyordu. Hayır, hayır bir şeyler olmuştu, o her zamanki düşün içinde bulmuştu kendini. Bağırıyordu, ‘Yalvarırım, kesmeyin beni… Bırakın, bırakın diyorum size… Kesmeyin artık, canım yanıyor.’ İçinden kıtır kıtır sesler geliyordu. Biri kendini jiletle sıyırıyor, etini ince dilimler halinde ayırıyordu sanki. ‘İmdat… Kurtarın beni.’ Çatalın önündeki kadın birine işaret ediyor. ‘Tut şunu’ İkinci kadın iki eliyle onu yatağa yapıştırıyor. ‘Bu daha çocukmuş’ diyor. ‘Çantasındaki kimliği gördüm, iri göründüğüne bakma daha on beşinde’ “
Satılık Sevda, okurken zevk aldığım, sizin de severek okuyacağınız bir eser.
Yazarı sevgili arkadaşım Suzan Kuyumcu’ya sevgilerimle.
Sağlık ve esenlikle kalın.
Fevziye Şimdi
|