Dünya, üzerine düşen güneş ışınlarından çok, dünyadan yansıyan güneş ışınlarıyla ısınır. Bu yansıyan ışınlar başta karbondioksit, metan ve su buharı olmak üzere atmosferde bulunan gazlar tarafından tutulur, böylece dünya ısınır. Işınların bu gazlar tarafından tutulmasına sera etkisi denir.
Küresel ısınma, sera etkisiyle atmosferin sıcaklığının artarak ısınması olup, doğal bir süreçtir. İnsanların aktiviteleri ve teknolojik aletlerin tüm dünyada kullanımının artması sonucunda atmosfere, özellikle gazların girdileri arttığından etki oldukça fazlalaşmaktadır. BM Çevre Raporu'na göre 21. Yüzyılda, ortalama hava sıcaklığının 1.4 °C ile 5.3 °C arasında artacağı, buzulların erimesiyle denizlerin 8–88 cm kadar yükseleceği, uzun vadede dünyanın fiziksel yapısında geri dönüşümü olmayan değişikliklerin ortaya çıkacağı, tüm dünyada su sıkıntısı görüleceği, Afrika kıtasında, tarım rekoltesinin düşeceği, ortalama yıllık yağış miktarının azalacağı, Asya kıtasında, kurak ve tropik bölgelerde yüksek sıcaklıkların, sellerin ve tarım rekoltesinin azalacağı, kuzey bölgelerinde ise tarım rekoltesinde artış görüleceği, tropik kasırgaların artacağı, Avrupa kıtasında, güney bölgelerinin kuraklığa eğilimli hale geleceği, Alp Dağları buzullarının yarısının 21. Yüzyılın sonunda yok olacağı ve tarım rekoltesinin azalacağı, Kuzey Avrupa’da ise tarım rekoltesinin artacağı, Lâtin Amerika’da kuraklık olacağı, sellerin çok sık tekrarlanacağı, tarım rekoltesinin azalacağı, sıtma ve koleranın artacağı, Kuzey Amerika’da tarım rekoltesinin artacağı, özellikle Florida ve Atlantik kıyılarında deniz seviyesinin yükseleceği, büyük dalgaların oluşacağı ve sellerin görülebileceği, sıtma ve ateşli humma gibi hastalıkların artacağı, sıcaklık ve nem artışıyla ölüm oranının artacağı, Polar bölgelerde buzulların eriyeceği, bitki ve hayvan türlerinin sayısının ve dağılımının etkileneceği belirtildi. Buzulların erimesiyle bağlantılı olarak deniz seviyesi her yıl 0.5 cm kadar yükseleceğinden, gelecek 100 yıl içerisinde mercan kayalıklarının zarar göreceği, çok sayıda küçük ada ve kıyı kentlerinin sulara gömüleceği gibi öngörülere yer verilmekte ve dünyanın bilinmezlerle dolu bir geleceğe doğru yol aldığı ortaya konmaktadır. Sera etkisinin oluşmasının en büyük sebebi, fosil yakıt kullanımıdır. Son yıllarda bu konuda yoğun çalışmalar yapılıyor ve sürdürülebilir enerji kaynaklarının kullanımı teşvik ediliyor. Buna rağmen fosil yakıt kullanımı küçümseneme-yecek kadar fazladır.
Fabrika bacalarından, araba egzozlarından her an çıkan karbondioksit gazı, ormanların yok edilmesi ve dolayısıyla oksijen üretimin azalması, kullanılan deodorant ve parfümler sera gazı etkisini arttıran başlıca nedenler arasında gösterilmektedir.
Sera etkisinin artmasıyla;
Buzullar daha hızlı bir şekilde erimeye devam edebilir. Bu da kıyı kesimlerin sular altında kalmasına neden olacaktır.
Kutupların erimesi, okyanusların yükselmesi demektir.
Özellikle kıyı kesimlerinde toprak kaymaları artar.
Kuraklık ve çölleşme baş gösterirken bir taraftan da kasırgalar ve seller meydana gelecektir. Bunu ülkemiz dahil pek çok dünya ülkesinde görmekteyiz.
Mevsimlerin dengesi bozulacaktır. Bunun sonucunda kış ayları eski yıllara oranla daha sıcak geçecek, ilkbahar daha erken, sonbahar ise daha geç gelecektir. Hayvanların göç takvimleri karışır. Hava durumlarını kestiremeyen hayvanlar göç zamanlarını hesaplamakta zorlanacaktırlar, bunun sonucunda ise canlı türleri yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır. Sıcaklıklarda artış, su kaynaklarının azalmasına sebep olduğundan su kaynakları hızlı bir şekilde azalmaya ve kurumaya başlayacaktır. Suyun azalması ise dünya ülkeleri arasında farklı bir savaşın ortaya çıkması demektir.
Özellikle son üç yılda daha fazla yaşadığımız gibi, sıcaklık artışları büyük çaplı yangınlara neden olabilir.
İklim değişiklikleri insan sağlığını doğrudan etkiler. Solunum, kalp, alerji gibi birçok farklı hastalıkta artışlar gözlemlenebilir.
Sera etkisinin en aza indirgenebilmesi için tüm ülkelerin doğayı etkilemeyen yeni endüstri politikalarını devreye sokmak zorunda oldukları gün gibi açıktır. Sera gazı salınımını önlemek için, sanayi tesislerinin bacalarına filtre takılması, evleri ısıtmak için yüksek kalorili kömür yerine sürdürülebilir ısınma yöntemlerinin tercih edilmesi, atıkların çöp olmak yerine mümkün olduğunca geri dönüştürülmeleri, araçların egzoz emisyon ölçümlerinin periyodik olarak yapılması gibi önlemler alınabilir. Fosil yakıtlı araçlar yerine; hibrit veya elektrikli araçlar üretimi çoğaltılabilir.
Enerji kaynaklarını verimli kullanmak için evimizde, iş yerimizde ve bulunduğunuz diğer ortamlarda enerji tüketimini düşürmek için çaba harcamalıyız. Özellikle elektrik tüketiminin azaltılması için ısıtma ve soğutma dahil tüm elektrikli ürünlerde A enerji sınıfına ait beyaz eşyaları, az enerji tüketen led ampulleri tercih edebiliriz.
Kaynak: Wikipedia
Fevziye Şimdi
|