Kimi amaçlı işlem ve soruşturmaların öngörülen olumsuz sonuçları gibi değişik adlarla gündeme gelen açılımın sonuçları da yarar getirmeyecektir. Kürt milliyetçiliğine soyunan ilkel ırkçılarla ilerici ve demokrat görünmek için destek veren sözde aydınların birleşen amaçları Türkiye Cumhuriyeti karşıtlığıdır. Osmanlı döneminden bu yana lâik Atatürk Cumhuriyetine karşı çıkan aymaz ardıllarla lâikliğin anlam ve amacını kavrayamayan Arap milliyetçisi ümmetçilerin AB ve ABD güvencesiyle iktidar hoşgörüsü içinde sürdürdükleri çabalar karşılaşılan tehlikelerin belirtileridir. Yeni ordu kurmaktan, yeni yargı organları oluşturmaya, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay kadrolarıyla Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu yapısının değişmesi umuduna uzanan çarpık önerilerin dillendirildiği günümüzde imza tartışmaları, dinleme aykırılıkları, Dersim suçlamalarıyla toplum yanıltılmakta, iktidarın nedeni ve öncüsü olduğu kötü durumlar unutturulmaya, gündem değişiklikleriyle halka yeni ağırlıklar yüklenmeye çalışılmaktadır. Hamas'ı, El Kaide'yi, Hizbullah'ı, Hizbut-Tahrir'i, İBDA-C'yi, Kaplancı'ları, ve aynı doğrultudaki dinci yasadışı örgütlerin yaptığı kıyımları urnutmuş görünüp “Müslümanlar soykırım yapmaz” genellemesiyle Sudan'ın El-Beşir'ini de savunan günümüz Başbakanı'nın CHP Genel Başkan Yardımcılarından Onur Öymen'i kınayıp hukukdışı dinlemeleri savunması kendinden beklenen, alışılmış yanlışlıklarıdır.
Adalet Bakanı, İstanbul Hâkimevi'nde destekçileri gazetecilerin çoğunlukta olduğu basın ilgilileriyle buluşup kendini savunmak için olayları çarpıtarak yorumlamış, değerlendirmiş, hukukdışı dinleme ve izlemelerle partisinin kurduğu iktidarın yapıp yaptırdıklarını uygun göstermeye çalışmıştır. Olası dâva-dâvalar için önyargılı saldırılar hemen başlamıştır. Tehditler savrulmakta, kamuoyu korkutulmaktadır.
Hukuku, adaleti saymak ve savunmak başka, yanlışlık ve yanılgıları amaçlı bir biçimde yorumlayıp desteklemek başkadır. Kimi ekran ve mikrofon başına geçip geçirilenlerle kimi üniversitelerde yuvalanıp çöreklenen rejim karşıtlarının birlikte sürdürdükleri yıkım çabaları yargıya saygısızlığın ve saldırının tiksindirici örnekleriyle büyümektedir. Çelişkileri ve aykırılıkları açık soruşturma ve kovuşturmaları savunmak, yurtsever Atatürkçülerin karanlıkta kalmasını uygun bulmak, devlete darbeden cezalandırılanları alkışlamak, bölücü ve yıkıcı çabaları demokratik haklar kapsamında değerlendirmek, yarınlara ilişkin umut kırıcı olayları doğal karşılayarak soygun, rüşvet, silâhlı kuvvetler, yargı, üniversite düşmanlıklarını desteklemek, Atatürk'ü ve Atatürkçülükle Atatürkçüleri karalayıp suçlamak, isyan bastırma zorunluluğunu “katliam” nitelemesiyle kınayarak ayaklananları kutsamak, cumhuriyeti kötü yönetenleri bırakıp cumhuriyeti kötülemek, inkâr ve ihanet örnekleriyle sıralanmaktadır. Ümmetçilerle bölücülerin birlikteliği, açılımdaki sakatlıkların üstünü örtme çalışmaları, AB dayatmalarına dayanamayan iktidar zaafları düşündürücüdür. Güneydoğulu seçmenin oylarını almak için verilen ödünlerle küçülüp kararanlar Kürtçülerin asıl amaçlarının ayırdına varamayan zavallılardır. Açılımların doyurmadığı Kürtçüler daha fazlasını isteyerek saldırılarını, dış destek destek sağlama çabalarını artıracaklardır. “Yarası olan gocunur” sözünü anımsatan alınganlıkla Onur Öymen'in yerinde sözlerini Alevicilik Kürtçülük açılımlarına hız ve haklılık verdirmek, kendilerine yönelik suçlamalardan kurtulmak için fırsat sayıp abartan, tersine çeviren çevreler, iktidar, yandaşları ve Kürtçü dayanışmasıyla çıkarcı sözde aydın, sözde demokrat desteği tüm çirkinliğiyle sırıtmaktadır. Sağduyulu, gerçekçi ve yansız gazetecilerin dışındaki gösterici, yanlı, bağımlı, şakşakçı yazarların yaklaşımları gerçeği açıklamaktadır. İktidar kesimi saldırıdadır. İktidarcı yandaşlar abuk sabuk yazılarla yangına körükle gitmektedir.
Yeni partiler yoldadır. Kanımızca ülke ve toplum gerçekleriyle “insan krizi”ni yadsıyarak sonuç alınamaz. Kürtçülük açılımlarını destekleyen, şeyhlerin varlığını, 15 bin kişilik düğünlerini uygun bulup yapılması gereken atılımlara değinmeyen kurucular hiçbir umut veremez. Oyunlarla tarihsel gerçekleri saptıranların, kendilerini sorumluluktan kurtarmak için hukukdışı dinlemelerin sorumlusu olarak yargıyı gösterenlerin (elbet ilgili yargı yetkilileri de sorumludur) olay ve oluşumlardan kimlerin sevindiğini görmek istemeyenlerin aymazlığı sakıncayı ağırlaştırmaktadır. İç ve dış yeni açılım istekleri, İmralı uygulamaları gündeme sokulmaktadır.
Domuz gribi söylemleri, Başbakanın Parti Grubu'ndaki konuşmasında Sağlık Bakanı'na eleştirisiyle başlayan ikilemli değerlendirmesi duraksamalara neden olmuştur. Bir okur “Bu kadar domuz varken yarar gelmez aşıdan / Bizim aymazlığımız kötüleri taşıtan” diyerek olaylara güldürüyle yaklaşımını iletti. Sağlık sorunları, ekonomi sorunları, Engelliler Şûrası'nda Başbakan'ın korumalarının orantısız, aşırı, gereksiz ve sert davranışları, soygun, rüşvet, hırsızlık, saldırı, tâciz vd. olaylar gözardı edilmekte, iktidar güvencesiyle yapıldığı kuşkusuz dinleme ve izlemeleri önlemek için yararsızlıkları açık cezaları artırma hazırlıklarından söz edilmektedir. Sahte belgelerin, kâğıt parçalarının izlenip doyrucu sonuçların kamuoyuna açıklanması yerine değişik açıklamalarla zaman geçirilmekte, kurumlar yıpranmakta, görevliler ve kişiler karalanmaktadır.
Kamu kurum ve kuruluşlarındaki partizanlık ve kadrolaşma, dışardan kuşatma, içerden çökertme çabaları sürmektedir. Giderek bozulan ekonomik koşullarla yurttaşların geçim güçlüğü iktidarı ilgilendirmemekte, kendi gemilerinin yüzmesini yeterli bulup memur ve emeklileri gülünç sayılacak eklerle susturmaya çalışmaktadırlar.
Amaçlı açılımın 10 Kasım'da TBMM'de görüşülmesindeki direnme iyi niyet yoksunluğunun kanıtıdır. 10 Kasım ağlama günü değil, anma ve yaşatma günüdür. Elbet tatil değildir, elbet çalışılacaktır. Ama değerbilirlik ve saygı, Atatürk'ün yaptıklarının karşıtı çalışmaları O'nun çabalarına eş tutarak bunları 10 Kasım'da görüşmeye engel olmalı idi. Durum, AKP'nin amacını ve doğrultusunu bir kez daha ortaya koymuştur. Kürtçülere arka çıkarak Atatürk'ü ve dönemini suçlamakta yarışanlar artmıştır. Arınç'ın açılımları da böyledir.
Kitaplar
Okurlarımıza önermeyi yararlı bulduğumuz kitaplara yer vermeyi görev sayıyoruz. Prof. Dr. Neclâ Arat'ın (CHP İstanbul Milletvekili) Cumhuriyet Yayınları'ndan çıkan “Geldikleri Gibi Giderler” adlı yeni yapıtı yayılmacı ve sömürgeci dış güçlerle aramızdaki işbirlikçilerin yaptıklarını ve yapacaklarını anlatarak Atatürkçülerin yapması gerekenleri vurgulamaktadır.
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen'in “Zamanı Durduran Saat” adlı yapıtıyla Emekli Korgeneral Nevzat Bölügiray'ın “Geçmişten Geleceğe” adlı yapıtları anılarla, belgelerle kanıtlanan yaşam deneyimlerini aktarmaktadır. Anlamlı yaşam örnekleri yol göstericidir. İçtenlikle salık veriyoruz.
|