Dünyada her 11 dakikada bir kadın öldürülürken “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü “kutlamak, bana göstermelik gibi geliyor, onun için diyorum ki, geçiniz.
Kadın her zaman her yerde şiddet görüyor. Bu utanç verici durum aslında insan hakları ihlalidir. Kadına şiddette kültür, coğrafya, zenginlik ya da fakirlik fark etmiyor. Dünyanın her yerinde var ve var olmaya devam edecektir.
Ne zaman ki erkekler, erkek egolarından vazgeçerler ya da kadına şiddete karşı ağır ceza alırlarsa, belki o zaman bu tür kötü olaylar bitebilir.
Dünya Çocuk Hakları Günü de kutlandı. Çocuklar tacize uğrarken, çocuk işçiler ve çocuk gelinler etrafımızdayken, çocuk ölümleri ile her gün bir şekilde yara alırken …
Hepimiz bir bilinmeze doğru giderken, paramız bu kadar hızlı değer kaybederken, her geçen gün hızla fakirleşirken, çaresiz bir şaşkınlıkla olanları izlerken, kimsenin sağını solunu görecek durumu kalmadı gibi.
Bahçeli “Bize göre ekonomi politikası doğru. Bittik, tükendik demek felaket tellallığıdır “der. Başka bir Milletvekili de iki kilo et yerine yarım kilo al, iki kilo domates yerine iki tane al, diyerek bizlerle dalga geçer. Bu insanlar zaten iki kilo et alamayan insanlar beyefendi, şimdi hiç alamıyorlar. Sormak gerekiyor siz nerede yaşıyorsunuz, ya da burnunuzu biraz dışarı çıkarın.
Bu ortamda bizim seçtiğimiz insanların bizlerle dalga geçer gibi konuşmaları da cabası. Milletin oyu ile seçilmiş bazı vekillerimizin gözümüzün içine baka baka gerçek dışı konuşmaları insanın içini yaralıyor.
Pazara girdikleri zaman şaşkın şaşkın tezgahlar arasında dolaşıp evine gidenler var. Hiç sizler böyle çaresiz insanlar gördünüz mü? Diye sorasım geldi.
Geçim sıkıntısının olmadığı söylenen ülkemizde halk sıkıntıyı derinden hissediyor. Kriz alım gücünü gittikçe düşürüyor.
Her gün her şeye zam gelmesi insanları daha da çaresizliğe itmekte. İşsizlik bu ekonomik krizde tepside duruyor, giderek arta arta.
Son on yedi yılda elli bin kişi intihar etti.2021 yılının ilk yarısında da on sekiz bin kişi intihar etmiş.
Aile içi anlaşmazlıklar, boşanmalar, toplumda ki tahammülsüzlük, işsizlik ve intihar olaylarında farklı sebepler gösterilse de ağırlık ekonomi oluyor.
Ülkemizdeki ekonominin dar boğaza girmesi toplum olarak hepimizi sıkıntıya soktu. İnsanın umutsuz olması o kişiyi boş vermişliğe itiyor, bu da hayattan zevk almayı aşağıya çekiyor. İnsanları duyarsız bireyler haline getiriyor. Toplum olarak güven, inanç ve sevgi gibi duygular değerlerini kaybediyor.
Nereye kadar dayanacağımızı bilemiyorum, içimde bir acı, burukluk, üzüntü ve bekleyiş, az da olsa gene de umut var.
İnşallah bu kötü gidişin rüzgarı bir an önce yön değiştirir de, bizlerde az da olsa nefes alırız.
Sevgiyle kalın.
Belma Demir Akdağ, 28.11.2021
|