Savaş çıktı. Vahşeti, Rusya-Ugrayna savaşı gözümüzün içine soktu.
Savaşın iki yüzü var, bir tarafta ölen gencecik çocuklar diğer tarafta dünya ya gözlerini açan bebekler.
Benzin ve yiyecek sıkıntısı savaşla beraber başladı. Çocuğunu alan anne sınır kapılarından geçerken ülkelerini anılarını ve sevdiklerini geride bırakarak gittiler. Bu savaşın en acı gerçeği de vatanlarından koparılan babasından ayrılan çocuklar. Bu kaçışlara ayak uyduramayan yaşlılar.
Ukrayna’da can kaybı yükseldi. Gençler, çocuklar, anneler ve yaşlılar...
Kadın her yerde erkeklerle eşitlik mücadelesi verirken savaşta ve yoklukta en büyük mücadeleyi gene kadın ve çocuklar vermektedir.
Savaş denilince aklıma gelen kadın,yaşlı ve çocuktur. Erkekler savaşır ama kadınlar, yaşlılar ve çocuklar savaşın gerçek mağdurlarıdır.
Savaş insanları acımasızca öldürmek, evleri yakıp yıkmak, kadınlara ve çocuklara tecavüz etmektir. Savaşanların insanlığı , merhameti sevgiyi rafa kaldırmış birer canavara dönüşmüş erkeklerdir.
Savaşta erkekler ailelerini koruma endişesini düşünürken,savaş meydanındaki kadın ve çocukları birer ganimet gibi görmeleri de ayrı bir acıdır.
Rusya ve Ukrayna savaşının gerçek mağdurları kadınlar her şeye rağmen çocuklarını korumak ve onları beslemek zorundadır. Hep erkeklerle eşitlik mücadelesi veren kadın savaşta acıların merkezi olmaktan kendini kurtaramaz. Oysa savaş denince akla hep savaşta kaybedilen erkekler akla gelir ve onlar konuşulur. Bunun arkasında toplumun açlık, yoksulluk, sahipsizlik, kadınların çocukların, yaşlıların aşağılanması ve fahişeliği kadın ticaretine zorlanmaları pek konuşulmaz. Savaş biz kadınlar için iç yakıcıdır. Hele bu savaşta bir de yenilen tarafsanız o toplumun kadın ve çocukları en ağır bedeli öder.
Bir toplumun geleceği olan çocuklar, savaşta psikolojik cinsel ve fiziksel travmalar yaşarlar. Ufacık bir tehlikede bile bağrımıza bastığımız çocuk o acımasız ortamda bir başına ve her türlü riskle karşı karşıya. Sorarım size hangi annenin yüreği dayanır. Annesine ufacık bir şey olsa çocuk anneye sarılıp teselli ederken, gözlerinin önünde annesine her türlü saldırıyı gören çocuk, ne yapar? Nasıl yaralanır ve büyüdüğü zaman bu çocukta hangi travmalar oluşur?
Savaşa karşıyız. Dünyayı gölgesi altında tutmaya çalışan güç takıntıları yüzünden toplumu mahveden, kadın bedenini ve çocukları savaşın cephesi haline dönüştüren liderlere hayır.
Savaşın özetini en güzel Nazım Usta söylemiş;
”Savaş; korku ve sefaletten başka bir şey veremez. Yakar, yıkar, öldürür, yok eder.“
Bu arada Kadınlar Günü kutlanacak, yaşadığımız yokluğun içinde,kadınlar çaresizce çocuklarının ihtiyaçlarını gidermeye çalışırken, her gün erkekler tarafından canavarca kadınlar öldürülürken, dibimizdeki kadınların yaşadığı acının gölgesinde kutlayın, kutluyabiliyorsanız.
Sevgiyle kalın.
Belma Demir Akdağ,28.02.2022
|