1999 Yılında meydana gelen depremi hepimiz biliyoruz. Öyle bir deprem oldu ki, sabahın ilk ışıkları ile, o bölgelerde taş taş üstünde kalmadı, ki ben de bir kaç kez o bölgelere gittim. Tablo çok kötüydü. İnsanlar şaşkın gelen yardımlardan almaya çalışıyorlar ve yaşam mücadelesi, kayıpların acısı, çaresizlik...
Uzunca bir zaman herkes her şeyi konuştu. “Evler yeniden yapılmalı, yapılırken kontrol altında olmalı”. Sağlam binalar yapılacak ve gelecek depreme daha hazırlıklı olunacak bunun içinde bayağı zaman ve para gerekiyordu. Bizler deprem vergisi vererek yardımcı olmaya çalıştık. Çok konuşuldu ve yapılması gerekenler hep anlatıldı. Herkesin en korktuğu, İstanbul Depremi için. İstanbul çok kalabalık, binaların çoğu baştan kara yapılmış, eski teknikler uygulanmış , deniz kumu kullanılmış. Gecekondu bölgesi çok. 2022 yılına kadar konuşulan İstanbul, sizce korkusuzca depremi bekleyebilir mi?
Halen korkuyoruz , halen ne yapacağız diyoruz ?
Kaybolan canların sayısını bile tam olarak bilemesek de ülke olarak büyük kayıp verdik.
Öncelikle Bartın’da hayatını kaybeden maden işçilerine rahmet dileyerek başlamak istedim.
Maden kazasını duyduğum anda “eyvah” dedim biliyorum ki pek çok çalışan hayatını kaybedecek, pek çok ocağa yangın düşecek ve biz onların acılarını hissederek üzüleceğiz ancak derler ya “ ateş düştüğü yeri yakar “ kim bilir kaç ev evlatsız, kaç ev babasız, kaç ev de eşsiz kaldı. Hep şunu düşünürüm en kötü zaman da milletçe el ele olmamız bulunmaz bir olay , yapılan konuşmalar, verilen vaatler, insanın acısını biraz hafifletse de hiç birinin yerine getirilmediği zaman acı daha da artıp dağlıyor yürekleri.
Madencilik doğası gereği iş kazalarının en çok yaşandığı meslek gurubudur. Çalışma alanının yer altında olması, iş kazaları, çalışanların ölümle veya bedensel, ruhsal olaylarla karşılaşmasına neden olmaktadır. Bunun içinde ocaklar ve çalışanlar için hiç bir ödün verilmeden gerekli tedbirler alınmalıdır.
Bizdeki kazalar alt yapı ve teknolojinin havzalara göre geliştirilmemesi, tesis ve donanım eksikliği kazaların başlıca nedenlerinden. Başka ülkelerde de bu tür maden ocağı kazaları yaşanmakta ancak bu kadar ölüm olayı gerçekleşmemektedir.
Yüreğimiz madencilerle, inşallah gereken önlemler tüm maden ocaklarında alınır da bizlerde bu tür acıları yaşamayız.
Sevgiyle kalın.
Belma Demir Akdağ, 16.10.2012
|