Sokak kavgalarıyla, özelin özeli videolarla, yalan dolan kampanyalarla seçim günü geldi. Herkes de bir heyecan, bir telaş ve umutla sandık başına gidildi.
Bu pahalılığa, geri kalmışlığa, dürüstlüğün yok olduğu aymazlık yapanlara, kimse oy vermez diye sandığa gidenler şaşkın.
Yine döndük başa. Seçimler bitti kimileri sevindi, kimileri üzüldü, kimileri de havlu attı. Bu seçimin kazananı henüz belli değil. İyi çalışan ipi göğüsleyecek. Ancak insanların neye göre oy verdikleri de çoğu kişiyi düşündürdü.
Öncelikle yurtdışı oyları ,buralarda yaşayan insanlara gelin burada yaşayın, hastaneye gidin, işlerinizi takip edin, bir ev kiralayın , şöyle altı ay yaşayın desek ne yaparlardı acaba, dışarda yaşayan vatandaşlarımızın ülke adına karar vermeleri saçma değil mi? Sevine sevine ülkesine dönüp de altı ay sonra burada yaşanmaz diye geri gidenleri çok gördük. Her zaman her yerde hiç bir şey göründüğü gibi değildir yaşamak gerekir.
Peki şimdi ne olacak? Muharrem İnce’nin Türkiye için, Vatanım için, ayrılıyorum demesi pek inandırıcı olmadı ,yine kendine inananları yarı yolda bıraktı. Oyları kime gitti bilmiyorum. Sinan Oğan derseniz , karar koltuğuna oturdu , oturdu da ona oy verenler onun istediğine oy verecek mi? Yoksa farklı tercih mi yapacaklar ? Sinan Oğan’da istediğini alıp kenara mı çekilecek.
Eskiden oy verirken , particilik ön planda olurdu. Şimdi daha objektif düşünenler parti algısını kaldırdı. Ne hizmet verecek? Ne kadar dürüstler? Ekonomik, sosyal, adalet, anlayacağınız her yönüyle değerlendirmektedirler. Bencilce çıkarlar için oy kullananlar hariç. Önce yaşananları düşünün , sonra oy kullanın.
Kadınlarımıza, genç kızlarımıza tekrar söylemek isterim. Oy verirken sizlerde haklarınızı düşünerek oy verin. Bugüne kadar kadınları hiç bir parti gerçek anlamda düşünmedi. Ne kadınları ne de çocuklarımızı, gençlerimizi. Kadını ikinci sınıf olarak gören haklarınızı savunmayan kadın ölümlerine karşı kesin karar alamayan kişilere oy vermemeliyiz. Kendimiz için çocuklarımız için.
Rahmi Turan’ın yazıları hoşuma gider. Geçenlerde günün sözünü yazmış ,
“Gerçek devlet adamı kandil gibidir, kendisini tüketip halka ışık verir”!
Doğru değil mi?
Oyu verirken önce ülkeni düşün sonra geleceğini ve çocuklarını lider o ülkeyi aydınlığa götürendir, ülkesi için çalışandır.
Sevgiyle kalın.
Belma Demir Akdağ,18.05.2013
|