Kilis Yardımlaşma derneği 
 

 

 

 

 

Sevgisiz dostluk olmaz!

Devamı  

 Türkiye'nin tek buz müzesi binlerce ziyaretçi ağırladı

 

 


  

 



 
14 MAYIS'TAKİ SEÇİMLER İÇİN 6 ADIMDA OY

KULLANMA REHBERİ



 
DEVAMI

 

magazin

NEVİN BALTA'NIN SON
KİTABI YAYINLANDI

 Devamı 

CACA OYUNU CADDEBOSTAN KÜLTÜR MERKEZİ'NDE


 

 

 

Milli Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Temel ile Röportaj 


Klasik Türk müziği sanatçısı, icracı ve bestekar, Prof. Dr. Alaeddin Yavaşca, vefatının birinci yılında yad ediliyor.


KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI FİLM ARŞİVİ

 
 
 
  AKPINAR Temmuz 2017 Sayısı
 
 
 AKPINAR Mart 2017 Sayısı
 
 
 
Bir insanlık dersi...
 
 

 Orhan SELEN

Devamı

 

  
Hava Durumu Bilgileri

 
Döviz Kurları

Anket
Anket Seçilmemiş
Diğer Anketler

Ziyaretçiler
Toplam Ziyaretçi :  29911803
Bugün Ziyaretçi :  2768
Aktif Ziyaretçiler :  2768

Nerden nereye
 
Bir anlamda kendi kendini yıkan Osmanlı İmparatorluğu’nun enkazını kaldırıp küllerini temizleyerek kurulan yepyeni Türkiye Cumhuriyeti’nin Atatürk ve İnönü’lü görkemli yıllarından, saygın, güvenilir, onurlu yapısından bir tür dilendirilen, bekletilen, yarı sömürge, uydu gibi davranılan ülke durumuna düşürüldük. Sözünü tutmayan yöneticiler, gereksiz söz verilerle halkını kandıran siyasetçiler, ilkesiz, tutarsız, kararsız insanlar, demokratik tepkilerden kaçınan, hak ve özgürlüklerinin bilincinde olmayan, donuk, suskun toplum kesimleri, içindeki kötülükleri yaşama geçirmeye çalışan çıkarcı, dönek, sapkın sözde aydınlar, üniversitelere yuvalanmış-çöreklenmiş öğretim elemanları, adaletin adına ve onuruna yaraşmayan hukukçular, umutsuz gençler, karamsar yurttaşlar... Haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik, yolsuzluk, soygun, hırsızlık, gasp, saldırı, sahtecilik, rüşvet olayları ve en acısı dinsel ve etnik terör. Toplumsal barışın, ulusal dayanışmanın yerini alan bölücülük, yıkıcılık, partizanlık. Önlenemeyen feodal yapı, kürtçülerin ellerindeki büyük topraklar, ayrıcalıklar, kayırmalar, giderek bozulan yasal yapı. Eğitim alanındaki çelişkiler ve ağır yanlışlıklar, yandaşlıklar.

Çalkantı sarsıntıya döndü. Siyasal ve toplumsal depremin yıkım getirmemesi dileği yaygınlaşıyor. Kendi güvenlikleri, gelecekleri için devletin ilkelerinden öğelerinden yapısına uzanan olumsuz girişimler, siyasal gösteriler, dış ilişikleri de etkileyen beceriksizlikler. Bütçe açığında bu dönemin rekor düzeyi düşündürücü. Yetkililerin ekonomik krize bağlayan gülünecek açıklamalarıyla savundukları durum hiç de iç açıcı değil. Eylûl ayı açığı binde beş artışla 9 milyar 475 milyon 811 milyon liraya çıktı. Faiz dışı fazla da geçen yılki 36 milyar 522 milyon liradan 4 milyar 702 milyon liraya düştü. Erken seçim olasılığıyla para çevrelerinin kendileri için özledikleri IMF elini ağır tutuyor. Halkın, özellikle emeklilerin sıkıntısı da giderek büyüyor.

Bu olumsuzlukları umursamazlık ve partizanlıkla izleyip benimsetmeye çalışan iktidar dinsel yakınlıklarla cömertliğini sürdürüyor. Gazze’den sonra Irak tutanakları, Dışişleri Bakanı’nın İzzet Begoviç Müzesi için 50 bin euro yardım talimatı, içerde kömür, gıda yardımları, ihale kolaylıkları da bu kapsamdaki yaklaşımlardır. İktidar yakını ve yandaşları içerde ve dışarıda iş anlaşmalarını imzalıyor. Kısa zamanda büyüyor, genişliyor, yükseliyor.

Yanlı, amaçlı AB İlerleme Raporu’nu iktidardakiler övgüyle karşılıyor. Yaz içinde çalışamaz duruma düşürülen Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun haklı tepkilerini, yerinde açıklamalarını eleştirip Bakanlığın tutumuna değinmeyen, bağımsız yargıyı vurgulamayan, siyasal kaynaklı ve amaçlı soruşturma ve etkili kovuşturmalara ses çıkarmayan, üniversite özerkliğine dokunmayan ilerleme raporu AB’nin Türkiye kıskacını giderek daralttığını gösteriyor. AİHM’nin Türkiye’yi mahkûmiyet kararlarının da arkası kesilmiyor. AB kapısı Türkiye’yi dışarıda tutuyor. Beri yandan işlerine gelecek konularda umut oltasıyla istediklerini alıyor. İçişlerimize karışmaktan da çekinmiyor. Karşı çıkan olmadığı için.

Kürt ve ermeni açılımlarında iktidarla birlikteliği açık Cumhurbaşkanının açıklamaları ilginç. Son kez anamuhalefetin de Millî Güvenlik Kurulu’na katılması önerisinde bulundu. Kurulun yapısını değiştiren, yönetimi ele geçiren, işlevini daraltan iktidarın elma şekeri türünde uzattığı bu dalı muhalefetin tutacağı kuşkuludur. Yararı olmayacak, ayrıca muhalefeti kimi önemli konularda susturacak ya da nezaketen birlikte görünüp savunma durumunda bırakacaktır. Kurul’dan iktidara ilişkin bir açıklama beklemek de boşuna.

PKK’nın ve Meclis’teki uzantılarıyla yandaşlarının evre evre gündeme getirip yaşama geçirmeye çalıştıkları oluşumların gövde gösterisi, uluslararası propaganda amaçlı açılımları yurtseverleri üzmüştür. Anayasa’yı, yasaları çiğneyerek ayrıcalıkla davranılıp konuklar gibi karşılama, gösteriler, sloganlar, zafer işaretleri, posterler, mektupla yetkililerden istekler göstermektedir ki terör örgütü isteklerinde ısrarlıdır, yandaşları da andlarını bile unutarak militanlığa soyunmuşlardır. Türkiye Cumhuriyeti tehdit edilmektedir. Olmayacakları olur yapmak için dış çevrelerle birlikte baskıyı, dayatmayı, tehditleri yoğunlaştırmışlardır. İçişlerimize açık elatma olan İlerleme Raporu gibi devlete ve adalete karşı kürt açılımı da tehlikelidir. Ceza Yasası’nın 221. maddesinin nasıl uygulandığı, Kandil’den gelenlerin nasıl serbest kaldıkları ortada. Anayasayı ve yasayı uygulayamayan neyi başaracak, neyi koruyacak, nasıl iktidar kalacaktır?

İçtenlikli ve gerçekçi bir geri dönüş yoktur. Dışarda hazırlandığı ve öğretildiği belirgin bir senaryo siyasal sahneye konulmuştur. Sınırı geçince topraklarımızı öperek özür dileyip pişmanlık açıklayacaklarına savaş kazanmış yan gibi çığlıklar, alkışlar, gülüşler, horon tepmeler, kürtçe şarkılar, iki parmaklı zafer işaretleri yetmiyormuş gibi tehdit sözleri, Apo’nun posterleri, pankartlar, alanları ve yolları kaplayan kandırılmış çocuklar, bindirilmiş kıtalar, yüzlerce taşıt aracı. Hani yoksulluk, yoksunluk, eşitsizlik vardı? Bu çirkin gövde gösterisini “demokrasi gereği ve kardeşlik” olarak gösteren Başbakan şehitlerimizi anımsıyor, ailelerini düşünüyor, geleceğin nelere gebe olduğunu kestirebiliyor mu? Bunları nasıl râzı edip durduracak, salıverilmelerinin sağlandığı gibi topluma kazandırılmalarını başaracak ve önerileriyle ödünlerine olumlu yanıt bulabilecek mi? Muhalefetin tepkileri haklı. Girişte tek Türk Bayrağı gelenlerde, karşılayanlarda da yoktu.

Vicdan temizliği olmadan

İnanç sömürüsü yaparak, ahlâkdışı eylemleri savunarak, binbir yalan uydurup karşı oldukları kişiler hedef gösterip ölmelerine neden olarak tanınan gerici organlar TÜRKSOLU’nda yazmamızı yine dillerine dolamışlar. Yalanları ve saldırıları için mahkûm da olmuşlar, pasta ile ziyaretime gelerek özür dilemişlerdi. 11 yıldır konuşup görüşmediğim kişilerle birlikte adımı anıp TÜRKSOLU’nda hiçbir şey almadan, beklemeden kendi düşüncemi, görüşümü, eleştirimi ve önerilerimi açıklamama bir bağ anlamı vermeye çalışıyorlar. Atatürkçü gençleri destekliyorum. Bunun dışında yönetsel, siyasal, akçalı hiçbir ilgim yok. Yalnız TÜRKSOLU’na değil Sözcü’ye, Gözlem’e, Maya’ya, Mücadele’ye, Sorgun Postası’na da yazıyorum. TÜRKSOLU’nun “Ordu göreve” çağrısı darbe değildir. Beni de ilgilendirmez. Ama ordunun görevi darbe değildir ki duyarlık, özen ve ilgiye çağrıyı darbe olarak algılamak doğru olsun. İstek üzerine yazı verdiğim yayın organlarının hepsi Atatürkçü, hepsi yurtsever, hiçbirinde kötü tanınmış, kötülükleriyle yargılanmış, mahkûm olmuş, ulusal çıkarlara aykırı, inanç sömürüsü yapan, lâiklik ve cumhuriyet karşıtı yok. Bağımsız, özgür, ahlâklı ve namuslu insanlarla birlikte olmak, vicdan temizliğine önem vermek kişisel ilkemizdir. Herkes önce kendine ve çevresine baksın.

Vicdanı temiz olmayanın eli de, dili de temiz olmaz. Bağımlı, bağnaz ve yobaz takımının söylediklerinin de, yazdıklarının da önemi yoktur. Yurdu ve ulusu kurtaranların dinsel gerekler ve görevler için sağladığı ortam olmasa ne soyları kalırdı ne de dinleri. Cumhuriyete ve kurucularına saygı ile onurlu yaşamımızı ve tutumuzu sürdüreceğiz.
 
Ekleyen:  Yekta Güngör ÖZDEN
Tarih:  2.12.2009
İzlenme: 
Yazdır:Yazdır
Eklenen Yorumlar 
Yekta Güngör ÖZDEN Yazıları
Ne günlere kaldık… Yekta Güngör ÖZDEN [ 29.12.2020 Devamı
Gerçek hukuk devlet içinYekta Güngör ÖZDEN [ 29.11.2020 Devamı
Iramız, onurumuz CumhuriyetYekta Güngör ÖZDEN [ 2.11.2020 Devamı
Siyasal çarpıklıklarYekta Güngör ÖZDEN [ 16.10.2020 Devamı
Kim kimi kandırıyor?Yekta Güngör ÖZDEN [ 25.8.2020 Devamı
Toplumsal SınavYekta Güngör ÖZDEN [ 9.5.2020 Devamı
Üzücü durumlarYekta Güngör ÖZDEN [ 14.4.2020 Devamı
Kuyruklu yalanlarYekta Güngör ÖZDEN [ 7.1.2020 Devamı
Yaşam SavaşıYekta Güngör ÖZDEN [ 27.10.2019 Devamı
Siyasal BilançoYekta Güngör ÖZDEN [ 31.1.2017 Devamı
Böyle giderse…Yekta Güngör ÖZDEN [ 12.1.2017 Devamı
Atatürk'e seslenişYekta Güngör ÖZDEN [ 10.11.2016 Devamı
SAHNEYekta Güngör ÖZDEN [ 25.8.2016 Devamı
Yargıdan YakınmalarYekta Güngör ÖZDEN [ 25.6.2016 Devamı
ANCAKYekta Güngör ÖZDEN [ 18.3.2016 Devamı
Kültür ve Sanat KarşıtlığıYekta Güngör ÖZDEN [ 21.1.2016 Devamı
En iyi armağanYekta Güngör ÖZDEN [ 31.12.2015 Devamı
ORDAN, BURDANYekta Güngör ÖZDEN [ 16.11.2015 Devamı
Yargıya SaygıYekta Güngör ÖZDEN [ 21.10.2015 Devamı
Çözüm nedir, neyin çözümü?Yekta Güngör ÖZDEN [ 5.8.2015 Devamı
Bağımsızlık BayrağıYekta Güngör ÖZDEN [ 24.6.2015 Devamı
Geçen aydan gelecek ayaYekta Güngör ÖZDEN [ 8.4.2015 Devamı
Sonu nereye varır?Yekta Güngör ÖZDEN [ 30.3.2015 Devamı
Mustafa Kemal GünüYekta Güngör ÖZDEN [ 12.9.2014 Devamı
HASTALIKYekta Güngör ÖZDEN [ 14.7.2014 Devamı
Siyasal çıkmazYekta Güngör ÖZDEN [ 30.6.2014 Devamı
COŞKUYekta Güngör ÖZDEN [ 26.3.2014 Devamı
Ulusal hazinemiz, Cumhuriyetimiz!Yekta Güngör ÖZDEN [ 1.1.2014 Devamı
SİYASAL TACİZ... Yekta Güngör ÖZDEN [ 10.9.2013 Devamı
İbret LevhasıYekta Güngör ÖZDEN [ 1.2.2013 Devamı
Anayasa çıkmazı (1)Yekta Güngör ÖZDEN [ 2.1.2013 Devamı
Mareşal Gazi Mustafa KemalYekta Güngör ÖZDEN [ 31.10.2012 Devamı
DERSYekta Güngör ÖZDEN [ 4.10.2012 Devamı
Sözde sorunYekta Güngör ÖZDEN [ 19.8.2012 Devamı
ÖRNEKYekta Güngör ÖZDEN [ 29.7.2012 Devamı
Sayfalar : 1  2  3  
Yazarlar
Prof. Dr. Anıl ÇEÇEN

HEM HER ŞEY DEĞİŞECEK HEMDE TÜRKİYE DEĞİŞMEYECEK
M. Yahya EFE

Dünya Engelliler Günü
Hüseyin TOPRAK

UYAN ŞAHİN UYAN GÖR NELER OLDU…
Harika ÖREN

İnsanlığın Kırmızı Çizgileri
Metin Mercimek

YAŞAM ANLAYIŞIMIZ SEVGİ OLSUN
Belma Demir AKDAĞ

BİR YIL DAHA GİTTİ
Ahmet GÖKSAN

GELECEĞİMİZİN YOLU
Sevgi Ünal

YAZMIŞ KIŞMIŞ
Münevver ÖZCAN

TANIK OL KARAR VER
Dr. İbrahim ATEŞ

ÂŞÛRÂ GÜNÜNÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Nevin BALTA

İzmir İktisat Kongresi 100 Yaşında
Şahika ÖNER

BENİM ANNEM!
Ayten YAVAŞÇA

Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok
Fevziye ŞİMDİ

UMUT
Günseli RUMELİOĞLU

EVRİMİN GÜNCELLENMESi
Yekta Güngör ÖZDEN

Ne günlere kaldık…
Oktay ZERRİN

Anadolu Mektebi Okul Paneli
Arzu KÖK

Gençler!...
Dr. Doğan KUŞMAN

Müslüman mısınız?
Alev YILDIRIMCI

Zaman yok
Handan ÇÖLAŞAN

Bu DÜNYA
Bekir COŞKUN

Yazı bilmem
Orhan SELEN

UNUTKANLIK SALGINI
Elveda TANIK

LEBALEB KONGRE...

>>>>>>>>>>>>>>>>>>
 



 

 


>>>>>>>>>>>>>>>>>
 

 

 

 

Her Hakkı Saklıdır. Efe'ce Haber Gazetesi © 2008 Tasarım : Linear Yazılım

Reklam